
Meclis solunun çelişkisi nereye kadar devam edecek?
08-10-2025 12:29Bir yandan komisyon çalışmalarına katılarak "çözüm" sürecine destek vermekle, diğer yandan "yeni anayasaya hayır demek" pratik olarak mümkün ama siyasal olarak bir çelişki yaratmaktadır.
Selim Bereket
Meclis’te adlı adınca sol olarak bilinen iki parti bulunuyor: Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Emek Partisi (EMEP). Bu iki partinin programatik, teorik ve çalışma prensipleri açısından farkları var. TİP açısından siyasetin ana gündemi siyasal işbirlikleri ve ittifaklar düzleminden şekilleniyor. EMEP açısından ise siyaset, ekonomizm ve demokratizmin kesişiminde yer alıyor. Farklılıklarına rağmen iki parti açısından da benzerlikler son zamanlarda daha belirgin hale gelmiş durumda. İki parti açısından da Meclis’in siyasal pratikleri açısından belirleyiciliği benzerliklerinin ana kaynağı. Öte yandan, bu benzerliğin ana kaynağı olan Meclis, hem EMEP hem TİP açısından siyasal olarak ciddi açmazları da beraberinde getiriyor. İlk açmaz, Meclis zemininin siyasal olarak birbiriyle uyumsuz pratikleri “rasyonalize” etmesi, ikincisi ise siyasal olarak kendi dışındaki siyasal partilerin pozisyonuna göre pozisyon belirleme zorunluluğudur. Birincisi siyasal olarak renksizliği, ikincisi ise siyasal bağımsızlığın yitirilmesine neden oluyor.
Bu saptamanın abartılı olduğunun düşünenler olabilir. Hatta her iki partinin destekçileri muhtemelen yukarıda ifade edilen açmazları “kökten” reddedecek, hatta bu açmazları ifade edenlere karşı küçümseme ve yer yer sinir ile tepki göstermeleri beklenebilir. Ancak hiç kimse, Meclis solunun siyasal pratiğini “açmazlara” hapsolmadığını gösterecek bir kanıt süremez. Siyasal pratiğin getirdiği bir dizi “eylemin” bu yazının önermesini etkilemediği bilinmeli. Tersine, bu tür pratikler sözünü ettiğimiz açmazları daha da derinleştirmektedir. Derinleştiği için de üzerine daha fazla düşünülmesi ve tartışılması gerekmektedir.
GÜVEN BUNALIMI, TOPLUMSAL DİRENCİN ZAYIFLAMASI VE RENKSİZLİK
Üzerine düşünülmesi gereken ilk nokta; birinci açmazda bahsettiğimiz siyasal olarak birbiriyle uyumsuz pratiklerin yarattığı güvensizliktir. Bir yandan komisyon çalışmalarına katılarak “çözüm” sürecine destek vermekle, diğer yandan “yeni anayasaya hayır demek” pratik olarak mümkün ama siyasal olarak bir çelişki yaratmaktadır. Bu çelişkinin, siyasette güven krizi yarattığı açıktır.
Bugün, kurulan komisyonun da, Meclis açılışında verilen birlik-beraberlik fotoğrafının da mantığı hep aynı yere çıkmaktadır: Yeni anayasa girişiminin meşrulaşması. AKP iktidarının meşruluk arayışına farklı biçimlerde ortak olma olasılığı, toplumsal direnci de zayıflatmaktadır. Dolayısıyla da, her iki partinin örneğin “Meclis açılışına katılmaması” pratiğinde olduğu gibi, muhalif bazı kesimlerde “olumlu” sonuçlar yaratsa da, bir güven bunalımına ve akıl dağınıklığına sebebiyet vermektedir. Böyle bir akıl dağınıklığının ve güven bunalımının sonucu da, ister istemez toplumsal direncin zayıflamasıdır.
Diğer yandan, her iki partinin de Anayasa sürecine “hayır” noktasında buluşma ihtimalleri, diğer tüm seçeneklerden çok daha fazla ağır basıyor. Her iki partinin yetkili kurulları, “hayır” dışı bir ihtimali düşünmediklerini belirten açıklamalar yapmış durumda. TİP, “Barışın yanında, sarayın karşısındayız” şeklinde bir açıklama ile komisyon toplantılarına katılacaklarını, ancak “saray rejiminin güçlendirilmesine hayır” diyeceklerini belirtmiş durumda. (1) EMEP, ise geçtiğimiz günlerde bir “mücadele programı” ilan ederek, başkanlık rejiminin karşısında yer alacaklarını, ancak “saray rejimi yıkıldıktan” sonra bir “kurucu meclis ile Anayasa yapılmasını” gerektiğini bildiriyor. (2)
Her iki partinin “yeni anayasaya” karşı üstü kapalı da olsa bir tutum ilan etmiş olması şaşırtıcı değil. Öte yandan, her iki partinin gerek komisyon toplantılarında yer alması gerekse de hem Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kılıçdaroğlu’nu desteklemeleri hem de Meclis muhalefetini karşısına almak da zorlanmaları, sözünü ettiğimiz güven bunalımını daha da derinleştirmektedir. Her anlamda farklı siyasal yönelimleri aynı potada eritmeye çalışan her iki partinin, Türkiye’de emekçi sınıfların mücadelesine güven verici bir siyasal merkezin ve çalışmanın bir parçası olma olanakları azalmaktadır. Meclis solunun kendi siyasal yönelimleri gereği “rasyonalize” etmeye çalıştığı tutumların gerçekçiliği tartışmalı, sonuçları çelişkilidir.
İkinci nokta ise çok daha açık ve seçik bir biçimde kendini gösteriyor. Her siyasal partinin taktiksel ya da stratejik “ittifaklar” kurma hakkı elbette var. Ancak Meclis solunun ittifak siyasetinin belirlenimi altında kalan, hedefi ve eleştirisi belirsiz bir siyasi pratik sergilemeleri, önümüzdeki dönem kişilikli ve sağlıklı bir tutum geliştirme ihtimalini de ortadan kaldırmaktadır. Bir tarafta CHP’nin siyasal tutumuna bakan TİP ile diğer tarafta Kürt siyasi hareketinin pozisyona göre pozisyon belirleyen EMEP’in, önümüzdeki dönem Türkiye’nin emekçi halkına dayatılan “yol ayrımında” renksiz kalmasına sebebiyet vermektedir.
SAĞLIKLI VE KİŞİLİKLİ BİR TUTUM MÜMKÜN
Kimileri açısından her iki açmazın yaratacağı boşluğa gözüne dikmek olanaklı olsa da, genel olarak Türkiye solunun sağlıksız bir iklim içinde, mevcut taraflaşmanın “sözü belirsiz” bir aktörü haline dönüşme ihtimali ortaya çıkmaktadır. Elbette, bu duruma karşı başka bir çıkış iradesini ortaya koyacaklar da mevcut. Ancak, Meclis solunun ayak bağı haline gelen, Türkiye’nin ilerici birikimini yer yer sakat bırakan anlayışını ve açmazlarını da göstermek böyle bir iradenin çıkışı için de önem taşımaktadır.
Meclis solunun bundan sonra nasıl bir pratik sergileyeceği bir analiz konusu olmaktan fazlasını içeriyor. Sosyalist solun sağlıklı unsurlarının mevcut Meclis solundaki “çelişkili” tutumunu ortaya çıkartması aynı zamanda mücadelenin bir konusu. O halde, mevcut açmazlara karşı, tutumunu şimdiden ortaya koyan, yeni anayasaya karşı “amasız ve fakatsız” bir mücadeleyi şimdiden kafasına koyan bir solun da önünün açılması gerekmektedir. Burada, Türkiye’nin emekçi halkına güven veren bir zeminin ortaya çıkacağı açıktır. Yeter ki; yolumuz belli olsun.
(1) https://tip.org.tr/parti-aciklamalari/barisin-yaninda-sarayin-karsisindayiz
(2) https://www.emep.org/emek-partisinden-bildirge-ekmek-baris-ozgurluk-icin-saray-duzenine-son