MHP’nin “cemevi açılımı” kandan kına yakmaktır!
Türkiye’de Alevi katliamları dendiğinde MHP’nin adının geçmediği katliam yok gibidir. Aralık 1978’de Kahramanmaraş’ta gerçekleşen ve günler süren katliamda, resmi rakamlara göre en az 120 kişinin öldürüldüğü, 176 kişinin yaralandığı, yüzlerce ev ve işyerinin yakılıp tahrip edildiği katliam ülkemiz tarihinde kara bir sayfa olarak kayıtlara geçti.

Kerem Hikmet
2017 yılında, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrul, Maraş, Sivas ve Gazi katliamları hatırlatılarak benzer provokasyonların bir daha yaşanmaması amacıyla Meclis bünyesinde bir araştırma komisyonun kurulması için bir önergeyi Meclis Başkanlığı’na verdi. Önergede, “Türkiye nüfusunun önemli bir bölümünü oluşturan Aleviler, Cumhuriyet tarihi boyunca katliam ve baskılarla karşı karşıya kaldı. Sivas ve Maraş, Çorum, Gazi ve Malatya katliamları, Türkiye tarihinin utanç verici katliamları olmaya devam etmektedir.” deniliyordu.
Önerge “katliam” ifadesi gerekçe gösterilerek Meclis Başkanı AKP’li İsmail Kahraman tarafından iade edildi.
İsmail Kahraman’ın 1969’da Millî Türk Talebe Birliği (MTTB) başkanı olarak, Kanlı Pazar’da rolü olduğu tartışılan bir konudur.
Türkiye’de Alevi katliamları dendiğinde MHP’nin adının geçmediği katliam yok gibidir. Aralık 1978’de Kahramanmaraş’ta gerçekleşen ve günler süren katliamda, resmi rakamlara göre en az 120 kişinin öldürüldüğü, 176 kişinin yaralandığı, yüzlerce ev ve işyerinin yakılıp tahrip edildiği katliam ülkemiz tarihinde kara bir sayfa olarak kayıtlara geçti.
Faşist çetelerin organize bir şekilde, solculara, devrimcilere yönelik katliamlarının en büyüklerinden olan ve Alevi yurttaşların “komünist” oldukları gerekesiyle hedef alındığı Maraş Katliamı sonrası, o zamanki sıkıyönetim mahkemelerinde açılan davalarda 1 numaralı sanık olarak yargılanan Ökkeş Kenger, daha sonradan soyadını Şendiller olarak değiştirmişti.
Maraş Katliamı davasında 804 kişi yargılansa da Yargıtay’ın bozma kararları ve 1991’de çıkarılan Terörle Mücadele Yasası ile dava kapatıldı. Katliamda MHP ve MİT’in rolü raporlara yansımasına rağmen, devlet hiçbir adım atmadı.
Göstermelik yargılamalar sonucunda beraat ettirilen Şendiller, yıllar sonra milletvekili oldu. Trajik biçimde “Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu” üyeliği yaptı!
Ökkeş Şendiller, içinde yer aldığı katliamları hesabını veremeden Ekim ayı başında öldü.
MHP KANLI GEÇİMİŞİNİ CEMEVİ AÇARAK MI UNUTTURACAK?
Birkaç gün önce Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) tarafından bir açıklama yayımlandı. Açıklamada “Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin Hacıbektaş’ta hibe ettiği arazide ‘Horasan Erenleri Dergâhı Cemevi’ 1. Etap Açılış Töreni 11 Ekim 2025 Cumartesi günü gerçekleşecektir” deniyordu. “Dünyanın en büyük Cemevi” olacağı belirtilen açılışın canlı olarak yayımlanacağı da ifade edildi.
MHP’nin komünist diyerek Alevilere yönelik katliamları orta yerde dururken yeni bir “açılım”la, bu kez Alevi yurttaşlara yönelmesinin tesadüf ya da bir “kazanma harekâtı” olmadığı açık.
Kendisini “Alevi Bektaşi kökenli bir sanatçı” olarak ifade eden bir dönem “solcu” olduğu üzerinden yer edinmeye çalışan tam boy yandaşlıkta sınır tanımayan Yavuz Bingöl, cemevi için MHP lideri Devlet Bahçeli’ye bağlama hediye etmiş.
Binlerce yurtsever, devrimci, solcu yurttaşın faşist çetelerce katledildiği ülkemizde; tarikatların, tekkelerin pervasızca örgütlendiği, siyasal İslam tarafından aleni olarak düşmanlaştırılan Alevilere şirin görünme çabaları yeni değil. Daha önce de çalıştaylar düzenlenerek, vakıflar açılarak, Alevi kökenli milletvekilleri ile kendi içinde karışıklık yaratmak için “yandaş” Alevi kurumları yaratmaya çalışarak sürdürülen ilerici, yurtsever yanları törpülenmeye, silinmeye çalışılan Alevi yurttaşların, bu kez de faşist MHP tarafından “en büyük” olmasıyla övünülen cemevleriyle kandırılacağını düşünüyor olmalılar.
Ama bu ülkenin yurtseverleri biliyor ki MHP elindeki kanı cemevinin şadırvanında yıkayarak temizleyemez!