Milli Eğitim Müdürlüğü'nün yarışmasında seçilen kitapta skandal ifadeler: Cumhuriyet hedef alındı

MEB tarafından İstanbul Ataşehir’de veliler için düzenlenen kitap yarışmasında seçilen kitapta skandal ifadeler yer aldı. Kitapta, “Yazının değişmesi dili öldürdü” ve “Cumhuriyet, kültürü tasfiye etmiştir” ifadeleri dikkat çekti.

Milli Eğitim Müdürlüğü'nün yarışmasında seçilen kitapta skandal ifadeler: Cumhuriyet hedef alındı

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) eliyle eğitimi gericileştirme politikaları sürüyor. Bunun son örneği ise İstanbul Ataşehir İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nde yaşandı. Müdürlük tarafından düzenlenen “Ben Okuyorum İstanbul Okuyor – Aileler Yarışıyor Kitap Okuma Yarışması” kapsamında seçilen kitapta skandal ifadeler yer aldı.

Müdürlükçe okullara gönderilen yazıda yarışmanın amacı; velilere kitap okuma alışkanlığı kazandırmak, İstanbul’un tarihi, kültürel ve edebi değerlerini tanıtmak, veliler arasında sosyal ve kültürel paylaşımı artırmak, aile içi bireyler arasında kaliteli vakit geçirmeye teşvik etmek olarak aktarıldı. İstanbul genelinde tüm resmi okullarda çocuğu okuyan velilerin yarışmaya katılabileceği belirtilirken yarışmanın ilçe sınavı 28 Nisan’da yapılırken il sınavı ise 12 Mayıs’ta düzenlenecek.

‘YAZININ DEĞİŞMESİ DİLİ ÖLDÜRDÜ’

BirGün’de yer alan habere göre yarışma için seçilen kitabın içeriğindeki ifadelerse dikkat çekti. Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Haluk Dursun’un İstanbul’da Yaşama Sanatı adlı kitabı yarışmaya konu olurken kitapta “Cumhuriyet, bir imparatorluğun tasfiyesinden sadece coğrafi sınırların daralması ve maddi kaynakların azalmasını anlayıp hesabını ona göre yapacağına, manevi kaynaklarını, yani kültürünü tasfiye etmeyi göze almıştır. Bu bir açıdan imparatorluk tasfiyesi değil, ‘imparatorluk kültürünün’ tasfiyesidir” ifadeleri tepki çekti.

Yarışmaya konu kitaptaki skandal ifadeler bununla da sınırlı kalmadı. Kitapta ayrıca Türkçe’nin Latin alfabesine geçişinin dilin ve edebiyatın ölmesine neden olduğu savunuldu. Kitapta, “Yazının değiştirilmesi, dilin ve edebiyatın ölmesine, haneden düşmanlığı, saraya aittir düşüncesiyle divan edebiyatına, klasik musikiye hatta mimariye ilgisiz kalınmasına yol açmıştır” denildi.

Aynı zamanda, “Cumhuriyet, kaynakları kuruttuğu, köksüz, bağlantısız, adına çağdaş denilen fakat evrensel ölçülerle de başarılı olamayan kuru bir kültüre kalmıştır” savı savunuldu. Devletin kültür politikasının “hatalı” olduğu iddia edilen kitapta, “İstanbul Üniversitesi profesörü her gün altından geçtiği kapının üzerimdeki kitabede celî hatla ‘Daire-i Umur-ı Askeriyye’ yazdığını okuyamamış” ifadeleri yer aldı.