Murat Çalık'ın avukatlarından AYM'nin ret kararına ilişkin açıklama
Tutuklu Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık'ın tahliye talebinin AYM tarafından reddedilmesinin ardından Çalık'ın avukatları yazılı açıklama yaptı. Açıklamada "Anayasa Mahkemesi’nde ve diğer yargı mercilerindeki hak arayışımız devam edecektir" denildi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik soruşturma kapsamında tutuklanan Beylikdüzü Başkanı Mehmet Murat Çalık’ın avukatları, Çalık’ın sağlık sorunları gerekçesiyle tahliye edilmesine yönelik tedbr talebini reddeden Anayasa Mahkemesi (AYM) kararına ilişkin açıklama yaptı.
Çalık’ın avukatları, Fatih Selami Mahmutoğlu, Cihan Ünal ve Zeynep S. Mahmutoğlu yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada “Cezaevi koşullarında müvekkilin sağlık sorunları devam etmektedir. Hakkında henüz iddianame bile düzenlenmemiş olan müvekkile yönelik geçici nitelikteki ölçüsüz tutuklama tedbirine karşı Anayasa Mahkemesi’nde ve diğer yargı mercilerindeki hak arayışımız devam edecektir” ifadeleri kullanıldı.
Çalık’ın açıklamasının tamamı şu şekilde:
“Müvekkil Mehmet Murat Çalık’ın yaşam hakkı ile kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle 26.08.2025 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapılmıştır. Bu başvuru kapsamında, tutukluluk halinin devam ettirilmesinin müvekkilin yaşamına, maddi ve manevi bütünlüğüne yönelik ciddi bir tehlike oluşturduğu kanaatiyle Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü m.73 uyarınca gerekli tedbirlerin alınması, müvekkilin acilen tahliye edilerek söz konusu ihlallerin sona erdirilmesi yönünde gerekli tedbirlere karar verilmesi talep edilmiştir. Anayasa Mahkemesi 2025/46276 Başvuru No’lu ve 08.09.2025 tarihli Ara Karar ile müvekkilin tahliye edilmesine yönelik tedbir talebimizi şimdilik reddetmiştir.
Bununla birlikte, Mahkeme tarafından müvekkil hakkında düzenlenen tıbbi raporların bir bütün halinde incelendiği, başvurucu müvekkilin geçmiş dönemde yaşadığı hastalıkların sağlığı açısından oldukça büyük tehlike arz eden hastalıklar olduğu ve bunların nüksetmemesi için müvekkilin sağlık durumunun ve buna ilişkin cezaevi koşullarının uygunluğunun sürekli bir takip altında tutulması ve tedavi, tetkik ve hastaneye yatırılması da dahil olmak üzere tüm önlemlerin alınması gerektiğine karar verilmiştir.
Mahkeme gerekçesinde, “başvuru formunda tutulma koşullarına ilişkin somut bir iddia olmadığını”, tutukluluk halinin devam ettirilmesinin müvekkilin temel haklarına, özellikle de yaşamına ya da maddi veya manevi bütünlüğüne yönelik ciddi bir tehlike oluşturmadığını ifade etmiştir. Ne var ki, müvekkilin geçmiş dönemde mücadele ettiği hastalıklar ile ceza infaz kurumunda bulunduğu sürede sağlığında meydana gelen olumsuz gelişmeler ve nüks riski müvekkilin ceza infaz kurumu şartlarında tutulmasına başlı başına engeldir. Cezaevi koşullarına dair her iddianın kurum değişiklikleriyle sürekli güncelliğini yitirebileceği açıktır. Bu nedenle, tutulma şartlarına özel vurgu yapılması makul ve mantıklı değildir. Kanser hastalığının ortaya çıkmasına neden olan risk bizzat kişinin ceza infaz kurumunda bulunmasından kaynaklanmaktadır. İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından hazırlanan raporda da bu hususa özellikle işaret edilmektedir.
Ayrıca, Anayasa Mahkemesi’nin müvekkilin cezaevinde kalabileceği yönündeki kanaatinin de büyük ölçüde Adli Tıp Kurumu raporuna dayandığı, İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin sağlık raporlarında yer alan nüks riski uyarılarının değerlendirme konusu yapılmadığı anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, müvekkilin “yaşamı, maddi ve manevi varlığının korunması” için verilen tedbir kararı, pratikte anlam taşımamaktadır. Zira devlet, gözetim altında tuttuğu her bireyin yaşam ve sağlık hakkını korumakla zaten yükümlüdür. Bu bağlamda gerçek ve etkili tek tedbir, müvekkilin tahliye edilmesidir.
Cezaevi koşullarında müvekkilin sağlık sorunları devam etmektedir. Hakkında henüz iddianame bile düzenlenmemiş olan müvekkile yönelik geçici nitelikteki ölçüsüz tutuklama tedbirine karşı Anayasa Mahkemesi’nde ve diğer yargı mercilerindeki hak arayışımız devam edecektir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”