Ölümden 38 sene sonra Behice Boran
Türkiye’nin kurtuluşu için sosyalizm mücadelesine ışık olmaya devam ediyor
Türkiye, karşı devrimin kıskacında, ülkemiz ve bölgemizdeki siyasi gelişmeler karşısında bir yol ayrımında… Buradan çıkış yoluna ilişkin tartışmalardaki reçeteler ise farklılaşıyor. Ancak Behice Boran’ın Türkiye kurtuluşu adına, bilimsel sosyalizm, sosyalist devrim ve işçi sınıfı partisine ilişkin mücadelesi ve yapmış olduğu tartışmalar bugünü anlamak için de oldukça öğretici. Dolayısıyla, Boran’ın yaptıklarını bir kez de bu gözle bakarak düşünmek gerekiyor.
***
1910 senesinde doğan Behice Sadık Boran, Yunanların Bursa’ya girmesi sebebiyle İstanbul’a göç etmiş bir ailenin üç çocuğundan biridir. Boran, ilk önce Fransız okuluna, daha sonra buranın kapanması sebebiyle Amerikan Kız Koleji’ne, yani bugünkü adıyla Robert Koleji’ne giderek ortaokul ve lise eğitimini tamamlamıştır.
Manisa’da İngilizce öğretmenliği yaparken Amerika’da sosyoloji doktorası için burs alan Boran, burada Marksizm’le tanışmış ve bundan sonra kendini Marksist bir aydın olarak tanımlamıştır. 1939 yılında Türkiye’ye döndüğünde Boran, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nde çalışmaya başlamış ve yayınladığı “Sosyal Yapı Araştırmaları” kitabı, Marx’ın makro düzeydeki toplumlardaki evrimsel değişmeler tezini, mukayeseli olarak mikro ölçekte köylere uyguladığı bir araştırmadır ve bu anlamda Türkiye’deki sosyolojik araştırmalara öncülük etmiştir.
Yine o dönem Niyazi Berkes, Pertev Naili Boratav, Muzaffer Şerif Başoğlu, Adnan Cemgil ile birlikte, Yurt ve Dünya ile Adımlar dergilerini çıkarmıştır. Boran birlikte dergi çıkardığı ve düşünsel faaliyet yürüttüğü arkadaşlarından farklı olarak, aynı zamanda Türkiye Komünist Partisi’ne (TKP) 1942 yılında üye olmuş ve Ankara Yüksek Tahsil Gençleri Derneği’nin sorumluluğunu üstlenmiştir.
Üniversitelerde sosyalist aydınlara uygulanan baskı ve soruşturmalar sonunda Boran, 1948 yılında bulunduğu akademik kadronun kapatılmasıyla fiilen üniversiteden uzaklaştırılmıştır. Böylece bilim insanı kimliği ile yapmış olduğu çalışmalar zorunlu şekilde sona ermiş olup, bundan sonra siyasi kimliğiyle ön planda olmuştur.
14 Temmuz 1950 tarihinde, Boran’ın başkanlığında Türkiye Barışsever Cemiyeti kurulmuş, kuruluşundan kısa bir süre sonra 25 Temmuz 1950 tarihinde ise, Adnan Menderes başbakanlığındaki Demokrat Parti hükümeti, Meclis kararı olmadan Kore’ye asker gönderme kararı almıştır. Barışseverler Cemiyeti, TBMM’ye bir dilekçe gönderip, Menderes hükümetinin Kore’ye Meclis kararı olmaksızın 4.500 asker göndermesinin yasa dışı olduğunu hatırlatmış ve sonra da İstanbul’da Kore’ye asker gönderilmemesine ilişkin bildiri dağıtımı yapmıştır. Akşamında, bildiri devlet radyosundan okunmuş ve sonrasında dernek üyeleri tutuklanmıştır. Boran ve diğer üyeler yargılama sonrası nihayetinde 15 ay hüküm giymiştir. Boran dışarı çıktıktan kısa bir süre sonra bu sefer de 1951 TKP Tevkifatı başlamış olup, bu süreçte tutuklansa da daha sonra serbest bırakılmış ve Boran, bu davada yargılanmamıştır. Serbest kalan Behice Boran, 1960 yılına kadar daha sakin bir hayat sürmüş, Türkiye İşçi Partisi kurulduktan sonra, 1962 yılında partiye girerek çalışmalara başlamıştır.
Behice Boran 4. Olağan Kongre’de başkanlığa seçilmiş ve başkan olmasından çok kısa bir süre sonra 12 Mart 1971 muhtırası gerçekleşmiş, Temmuz 1971’de Türkiye İşçi Partisi kapatılmış, Boran ve diğer yönetim kurulu üyeleri tutuklanmıştır. 1974 yılında cezaevinden çıkan Boran, 1975 yılında II. TİP’in kurulmasında genel başkan olarak yerini almıştır.
Boran, 1980 darbesi sonrasında Parti’nin ayakta kalması ve örgütlenmesine devam edilmesi düşüncesiyle, Parti Genel Yönetim Kurulu kararı doğrultusunda yurt dışına çıkmış ve yaşamının sonuna kadar orada yaşamını sürdürmüştür. Yurt dışında bulunduğu süre boyunca TKP’nin o dönemki genel sekreteri Nabi Yağcı ile bu iki partinin birleşmesi için görüşmeler yapmıştır. Ölümünden iki gün önce de bu iki partinin birleşmesini ve Türkiye Birleşik Komünist Partisi’nin (TBKP) kurulmasını deklare ettiği basın açıklamasına katılmıştır. 10 Ekim 1987’de ise yaşamını yitirmiştir.
***
Sosyalist mücadeleye katkıları
Boran, I. TİP’te Marksist bir kuramcı olarak faaliyetlerini sürdürmüş, bilimsel sosyalizm ve sosyalist devrim tezleri üzerine çalışmış ve bunların yılmaz savunucu olmuştur. Bu anlamda Türkiye’de sosyalizm mücadelesine bilimsel temel kazandırılmasına öncülük etmiştir. Ne var ki, tezlerinin ortaya çıkması ve geliştirilmesi belirli bir planda olmamış; o dönem ortaya çıkan akımlarla yapmış olduğu polemiklerle şekillenmiştir. Behice Boran’ı sosyalist mücadelede teorik düzlemde önemli bir figür haline getiren Türkiye’de sosyalizmin olgunlaşma döneminde yaptığı işte tam da bu katkılardır.
Örneğin, Behice Boran, ısrarla Türkiye’deki temel üretim biçiminin kapitalist üretim olduğunu, bu anlamda işçi sınıfının ve burjuva sınıfının var olduğunu ve işçi sınıfının sosyalist devrim için öncü sınıf olduğunu belirtmiş, bağımsızlık mücadelesinin Türkiye kapitalizmini karşıya almadan verilemeyeceğini vurgulamıştır. Boran’a göre Türkiye’nin önündeki adım burjuva devriminin tamamlanması değil, sosyalist devrimin gerçekleştirilmesidir.
Her ne kadar devrim teorisi açısından meclis konusundaki görüşleri ve TİP’in TBMM’deki yürüttüğü siyaset eleştiriye açık olsa da, Boran’ın önce Yön Dergisiyle sonra, Milli Demokratik Devrim (MDD) tezleriyle ve yine TİP içindeki Doğu Grubu’yla yapmış olduğu tartışmalar da günümüzde hâlâ önemini taşımaktadır. Günümüzde tartıştığı bu tezlerin, Türkiye sol hareketinde farklı biçimleri görülmekte olup, şu andaki yol ayrımında da kendini farklı çözüm önerileriyle göstermektedir.
Son olarak, Boran’ın sosyalizm mücadelesinde kararlı ve tavizsiz olmanın gerekliliğini savunduğunu şu sözleriyle yeniden hatırlatmak gerekir; “Ödünü seçmek siyasi mücadelede yanlıştır. Fizik yasalarına göre, eğik bir düzeyde yürümeyi seçmek, irade dışı hızlı bir ritme girmektir. Koşmaya başlar insan, sonra da tepetaklak düşer. İdeolojik ve politik mücadelede öyle bir yüzeyi seçmemek lazımdır. Ödünün sonu yoktur.”
Anısına ve mücadelesine saygıyla…
Bu haber en son değiştirildi 11 Ekim 2025 13:15 13:15
Onun “demokrasi şampiyonu” imajı, kulağa hoş bir melodi gibi gelse de gerçek başka. Demokrasi, sadece…
2025 Nobel Barış Ödülü’nü kazanan Venezuelalı Maria Corina Machado, "davamıza destek verdi" diyerek ödülünü ABD…
AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Meclis açılışındaki yerel yönetimlerle açıklama sonrası belediyelerin konser ve tanıtım gibi hizmetlerinin…
Beyaz Saray, Nobel Barış Ödülü’nün Trump yerine Venezuela muhalefet liderine verilmesine tepki gösterdi. Trump’ın “7…
İstanbul 8. İdare Mahkemesi, Bayrampaşa Başkanvekili seçimlerine dair AKP'nin başvurusu hakkında olumlu karar verdi. CHP'nin…
AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin, TBMM Genel Kurulu'nda ilginç bir öneride bulundu. Zengin, Türkiye'de Holokost…