AKP Sözcüsü Ömer Çelik, sabaha karşı İsrail'in İran'a düzenlediği saldırıya ilişkin açıklama yaptı. Çelik, "İsrail İran’a saldırarak tüm bölgeyi ateşe atan vahşi ve barbar saldırılarına bir yenisini ekledi. Bu hukuksuz saldırıyı en güçlü şekilde kınıyoruz. İsrail saldırısının hiçbir meşruiyeti ve gerekçesi olamaz. Bu barbarca bir saldırganlıktır” dedi. AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, X hesabından yaptığı paylaşımla, "ABD ile İran arasındaki müzakereler sürerken İsrail’in bu saldırıyı yapması, İsrail’in tüm diplomatik çabalara düşmanca davrandığını bir kere daha gösterdi. İsrail saldırganlığı tüm dünya için tehdittir. Buna karşı tüm dünya ortak somut tedbirler almalıdır" ifadesini kullandı.
AKP Sözcüsü Ömer Çelik, dün PKK lideri Abdullah Öcalan’ın silah bırakma ve örgütün feshedilmesine yönelik çağrısı hakkında konuştu.
Asıl amacın ‘terörsüz Türkiye’ye ulaşmak’ olduğunu ifade eden Çelik, ülkedeki sorunların ‘demokratikleşme standardını yükselterek’ çözüleceğini öne sürdü.
Devletin hiçbir pazarlık içine girmediğini ifade eden Çelik, çağrının Suriye’yi de kapsadığını ve SDG bünyesindeki YPG’nin silah bırakması gerektiğini söyledi.
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 20 sene önceki açıklamasını hatırlatan Ömer Çelik, şöyle konuştu:
“Cumhurbaşkanımızın başbakan olduğu dönemde milletimizin üzerindeki yasakların ortadan kaldırılması, vesayetin ortadan kaldırılması, Kürt vatandaşlarımızın kimlikler ve haklarının baskı altına alınmasıyla ilgili konuşmaları vardır. 12 Ağustos 2005’te sayın cumhurbaşkanımız Diyarbakır’da yaptığı konuşmada ‘Türkiye ne kadar İstanbul ise ne kadar Konya ise o kadar Diyarbakır’dır. Bu ülkenin her renginin her sesinin farklı bir lezzeti vardır. Kürt sorunu bu milletin bir parçası değil hepsinin sorunudur’ demiştir. Bu, tarihi bir konuşmadır.”
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, pazar günü yapılan parti kongresinde bahsettiği eylem planının detaylarını önümüzdeki günlerde açıklayacağını belirten Çelik, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bu konuşma bir demokrasi meselesidir. Kürt vatandaşlar üzerindeki yasakların kaldırılması için büyük emek vermiştir. Aynı mücadeleyi başörtüsü sorunu için de Alevi canlarımızın karşı karşıya kaldığı yasaklara da ‘bütün toplumun sorunu’ olarak bakmıştır. Genel demokratikleşme perspektifi, hukuk devleti gereklerinin yerine getirilmesi olarak betimlenmiştir. Parti kongremizde açıkladığı eylem planının detaylarını önümüzdeki günlerde anlatacaktır. Cumhurbaşkanımız, ükedeki sorunların demokrasi standardının yükseltilerek çözülmesi yönünde adımlar atmaktadır.
Artık ‘terörsüz Türkiye’ hedefine ulaşma zamanı olduğu ifade edildi. Sayın cumhurbaşkanımızın ‘iç cepheyi güçlendirme’ yönündeki ifadesi ve bunu TBMM’de ayrıntılı şekilde ifade etmesi ve arkasında Sayın Bahçelİ’nin tarihi çağrısı, bölgede kardeşliği artıracak yeni bir mesaj ve irade olarak ortaya çıktı. Bunun esası ‘terörsüz Türkiye’ hedefine ulaşmaktır. Bu şartlarda terör örgütünün silahlarını bırakması ve tamamen feshedilmesi esastır. Geçmişte çözüm süreci döneminde sayın Cumhurbaşkanımız terör örgütü mensuplarına silahlarını gömüp ülkeyi terk etsinler demişti.”
Çelik, Öcalan’ın çağrısının PKK’ye bağlı bütün örgütleri kapsadığını ve Suriye’deki örgütlerin de bu bağlamda feshedilmesi gerektiğini söyledi:
“Etrafımıza baktığımızda özellikle Netanyahu’nun ifadelerinde Orta Doğu’ya yeni bir şekil verme gibi birtakım karanlık siyasetlerin yürürlüğe koyulmaya çalışıldığını görüyoruz. Bu çerçevede Türkiye jeopolitik gerçeklerine ve bölge değerlerine uygun bir kadeşlik siyasetini irade olarak ortaya koymuştur. Bu çerçevede PKK, YPG, PYD, SDG hangi adla olursa olsun bütün unsurlarıyla terör örgütü silah bırakmalı ve kendini feshetmelidir. Sadece Irak meselesiyle bağlantılı olarak indirgemeci şekilde ele alıyorlar. Hayır, hangi adla olursa olsun terör örgütleriinin tamamının tasfiye edilmesi gerekir.”
Devletin hiçbir şekilde pazarlık yapmadığını da söyleyen Ömer Çelik, açıklamasını şu şekilde sonlandırdı:
“Etnik kimlik olarak kendisini Türk, Kürt, Arap olarak adlandıran, mezhepsel olarak Alevi, Sünni olarak adlandıran vatandaşlar olması doğaldır. Hepimizi soyadı Türkiye Cumhuriyeti’dir. Ortaya çıkan çağrı bu iradedir. Devlet bir pazarlık sürecine girer mi diyorlar. Devletin bir pazarlığı söz konusu değildir. Bütün bu süreç Cumhurbaşkanımızın talimatı ve MİT’in gözetiminde hassas şekilde takip edilecektir. Tek vatan, tek millet, tek devlet, tek bayrak ilkesi dışında bize yakıştırılmaya çalışılan unsurlar siyasi yalandan ibarettir.”
Çelik, sürece ilişkin daha detaylı açıklamaların pazartesi günü AKP MYK toplantısının ardından yapılacağını dile getirdi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesine yönelik soruşturma kapsamında tutuklanan Kültür AŞ Reklam Müdürü Hakan Karaköse, tahliye edildi.
2023’te IŞİD ile bağlantılı oldukları gerekçesiyle mal varlıkları dondurulan Nevin ve Suphi Hamida'nın da aralarında…
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, bu akşam 90 bin camide yangınlardan korunmak için dua edileceğini…
TÜİK, haziranda dar tanımlı işsiz sayısının bir önceki aya göre 52 bin kişi artarak 3…
Madencilerin grev hakkı 'milli güvenlik' gerekçesiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan imzasıyla ertelendi, sendika karara sert tepki gösterdi.…
Türkiye Komünist Hareketi (TKH) AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın grev yasaklarına karşı yaptığı açıklamada "Esas gerçek milli…