Sağlıkta Türkiye Yüzyılı: Kişi başı sağlık harcaması 15 bin lirayı geçti

ATO, 2023 Sağlık İstatistiği Yıllığı'na ilişkin yaptığı açıklamada, "Bakanlığın 'Sağlıkta Türkiye Yüzyılı' söylemlerine karşılık, sağlığın finansmanına ilişkin veriler incelendiğinde, sağlık harcamalarında 2002 yılının gerisine düştüğü anlaşılıyor. Sağlığa cepten harcamalar her geçen gün artıyor" dedi.

Sağlıkta Türkiye Yüzyılı: Kişi başı sağlık harcaması 15 bin lirayı geçti

Sağlık Bakanlığı 2023 Sağlık İstatistikleri Yıllığı iki yıl aradan sonra yayımladı. Türkiye sağlık ortamına ilişkin verilerin yer aldığı rapor, yüksek enflasyon ve kriz ortamının sağlık harcamaları ve hane halkı ekonomileri üzerindeki olumsuz etkilerini de gözler önüne serdi. Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu yaptığı açıklamada “Her 10 çalışanın yaklaşık 6’sının asgari ücret ve buna yakın ücretle çalıştığı, bu çalışanların açlık ve yoksulluk sınırlarının çok altında kaldığı günümüzde sağlık hizmetlerine ücretsiz erişim giderek zorlaşıyor” ifadelerine yer verdi.

BirGün’de yer alan açıklamada, Sağlık Bakanlığı’nın ‘Sağlıkta Türkiye Yüzyılı’ söylemlerine karşılık, sağlık harcamalarında 2002 yılının gerisine düşüldüğü anımsatılarak “Yıllara göre kamu ve özel sağlık harcamasının Gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) içindeki payı azalıyor. 2002’de toplam sağlık harcamasının GSYİH içindeki toplam payı yüzde 5,2’yken 2023’te yüzde 4,7’ye geriledi. 2023’te sağlığa ayrılan her 4 liranın yaklaşık 3 lirası kamusal alanda, yaklaşık 1 lirası da özel sağlık alanında harcanıyor. Toplam sağlık harcamasından yatırım harcamalarını çıkardığımızda elde edilen cari sağlık harcamalarının GSYİH içindeki payı da benzer şekilde düşüyor” denildi.

YOKSULLUK ARTIYOR

Açıklamada, özetle şu ifadelere yer verildi:

“Türkiye’nin cari sağlık harcaması payı, OECD ve Avrupa Birliği ortalamasının çok altında ve bu ülkeler arasında son sıradadır. Toplam sağlık harcaması payında da, ülkemiz OECD ülkeleri içinde sondan üçüncü sırada yer alıyor. Günümüzde sağlık hizmetlerine ücretsiz erişim giderek zorlaşıyor. Kişi başı cepten yapılan sağlık harcaması 2002’de 106 dolarken 2023’te 425 dolara yükseldi. Hane içindeki sağlık harcamasının toplam ödeme kapasitesine oranının yüzde 40 ve üzerinde olması ‘katastrofik (yıkıcı) sağlık harcaması’ olarak tanımlanır. Yoksullaşmanın göstergelerinden birisi olan katastrofik sağlık harcamaları da giderek artıyor. Katastrofik sağlık harcaması yapan hane sıklığı 2012’de yüzde 0,14’ken 2023’te yüzde 0,74’e yükselerek yaklaşık 5,5 katına çıktı. Yoksul hane sıklığı 2012’de yüzde 1,29’ken 2023’te yüzde 3,40’a yükselerek yaklaşık 3 katına çıktı. Sağlık harcaması nedeniyle yoksullaşan hane sıklığı da 2012’de yüzde 0,07’yken 2023’te yüzde 0,13’e, yaklaşık 2 katına çıktı.

“Sağlıkta Dönüşüm Programı” nedeniyle özel sağlık sektörü hormonlu bir şekilde holdingleşerek büyümeye devam ederken çok sayıda hizmet kalemi ücretli hale geliyor, yurttaşların cebinden daha fazla para çıkıyor. 25 Ocak’ta yayımlanan “Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ” ile kamu ve özel sektörde ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlarında muayene katılım paylarına yüzde 200 ile 540 arasında değişen oranlarda zam yapılmıştı. Özetle, GSYİH içinde kamu sağlık harcamalarının yıllık payı giderek azalırken, hanelerin cepten sağlık harcamaları giderek artıyor. Bu çerçevede, muayene katılım ve katkı paylarına yapılan zamlar da yoksullaşmayı hızlandırıyor. Ancak ülkemiz ücretsiz, nitelikli, eşit, erişilebilir sağlık hizmeti sunumu için gerekli kaynağa, insan gücüne ve birikime sahiptir. Bu nedenle;

– Dünya Sağlık Örgütünün de belirttiği gibi, merkezi idari bütçe içerisinde sağlığa ayrılan kaynak en az yüzde 10’a çıkarılmalıdır.

– Sağlıkta finansman modeli genel vergilerle oluşan genel bütçe sistemi olmalıdır.

– Özel sağlık sektöründe holdingleşmeye tanınan her türlü kolaylaştırıcılık ve ayrıcalıklar sona erdirilmelidir.

– “Sağlıkta Dönüşüm Programı”na artık son verilmeli, kamu yararı ilkesi doğrultusunda hizmet sunumuyla finansman tek elde toplanmalıdır.

– Toplumu önceleyen bir anlayışla, ücretsiz, nitelikli, eşit, erişilebilir sağlık hizmeti sağlanması için, eşitsizlikleri giderecek sosyal güvenlik ve sağlık politikaları oluşturulmalıdır.”