Saraçhane eylemlerinde tutuklanan gençler hakim karşısına çıkacak: Aileler tahliye bekliyor
Saraçhane eylemlerinde tutuklanan gençlerden bazıları yarın hakim karşısına çıkacak. Duruşma öncesi konuşan aileler, çocuklarının tahliye edilmesini bekliyor.

Saraçhane eylemleri nedeniyle iki ayı aşkın süredir tutuklu bulunan ve 30 Mayıs’ta hakim karşısına çıkacak olan gençlerin aileleri yaşadıklarını ve çocuklarının son durumunu anlattı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesi ve 19 Mart operasyonu sonrasında başlayan protesto eylemleri nedeniyle tutuklanan gençlerin ailelerin dayanışma amacıyla kurduğu Anne-Baba Dayanışma Ağı, tutukluluğu devam eden gençler için dün basın açıklaması gerçekleştirdi.
Eğitim Sen İstanbul 3 Nolu Şube’nin toplantı salonunda gerçekleştirilen basın açıklamasında “Kendine bir gelecek yaratmaya çalışan çocuklarımız haftalardır parmaklıklar arkasında. Çocuklarımız için, ülkemiz için adalet istiyoruz. Herkesi 30 Mayıs’ta Silivri’ye çocuklarımızın özgürlüğü için çocuklarımızın sesine ses olmaya çağırıyoruz” denilerek 30 Mayıs’ta hakim karşısına çıkacak tutuklu gençler için destek çağrısında bulunuldu. Basın açıklamasına katılan Candan Doğan, Emine Çepniler ve Tülay Yıldız gözaltılarla başlayan süreci ve çocuklarının son durumunu anlattı.
DOĞAN: PSİKOLOJİK OLARAK ÇOK KÖTÜ BİR DURUMDA
Toprak Doğan’ın (19) annesi Candan Doğan 66 gündür tutuklu olan oğluyla en son 19 Mayıs’ta görüştüğü söyleyerek, “Şu an psikolojik olarak çok kötü bir durumda. Umutluyum anne, ben birşey yapmadım, duruşmada çıkmayı ümit ediyorum dedi” şeklinde konuştu.
Oğlunun uçak teknisyeni olmak istediğini ve üniversite sınavına hazırlandığını ancak tutuklanması nedeniyle bu sene sınava giremeyeceğini aktaran, Doğan, “Üniversite sınavına, içeri girdikten sonra çalışamadı. Biz kitaplar gönderdik ama yapamadı. Bu da çok normal birşey, psikolojisi bozuk bir durumdaydı. O yüzden sınava hazırlanmayı bıraktı. Aslında çok iyi hazırlanıyordu, netleri çok iyiydi. Ama böyle bir şey yaşadık, şu an bu haldeyiz” ifadelerini kullandı.
Doğan, “Ben artık çocukların bir an önce ailelerine kavuşmasını istiyorum. Çok uzun bir süreç oldu, 66 gündür tutuklular. Artık bir an önce çocukları bizlere teslim etsinler” dedi.
“HAKLILAR, ANLAYAMIYORLAR”
Marmara Üniversite Ekonometri Bölümü 4’üncü sınıf öğrencisi Yiğitcan Çepniler’in (22) annesi Emine Çepniler, oğluna yönelik suçlamalara ilişkin, “İlk olarak polise mukavemet suçu vardı. Polisler bunu düşürdüler böyle birşey yok diye. Ama cumhurbaşkanına hakaret (suçlaması) nasıl geldi, nasıl suçlandılar… Aylardır görüntülerde, ses kayıtlarında yoklar, yoklar yani” diyen Çepniler, en son 19 Mayıs’ta açık görüşte oğluyla görüştüğünü belirterek şöyle konuştu:
“Bütün çocuklar için konuşuyorum, hepsinin şöyle bir hali var ‘30 Mayıs’ta çıkacağız. Ama 30 Mayıs’ta çıkmazlarsa ondan sonraki durumlarını tahayyül edemiyorum. Çocuklar dışarı çıkmak istiyorlar. Haklılar, anlayamıyorlar. Biz aileler bir de bunun dışarıdaki sürecini yürütmek zorunda kalacağız, onların psikolojileri, bizim psikolojilerimiz, hepimiz çok kötü durumdayız. İşkence, eziyet yani.”
“GENÇLER, GELECEĞE DAİR UMUT VAAT EDİYORLAR”
Burak Yıldız’ın (18) annesi, Mahsuni Kahraman’ın (19) ablası Tülay Yıldız yaşadıklarını, “Oğlumla kardeşim, 24 Mart gecesi, gece baskınıyla Terörle Mücadele tarafından evlerinden alındılar. İlk defa polisle karşı karşıya geldim, normalde karakol kapısı bilmem, gitmişliğim yoktur. Benim için çok büyük bir travma oldu açıkçasını söylemek gerekirse. Hele bir de Terörle Mücadale (ekibinin) gelmesi ayrıca bir travma oldu benim için… Bana dedi ki eve gelen memurlar, ‘2-3 gün en fazla gözaltı olur, merak etmeyin korkacak birşey yok. 4 gün boyunca ben özel avukat tutmak zorunda kaldım çocuğumdan, kardeşimden haber alabilmek için. Akıbetleri nedir, herhangi bir işkenceye maruz kaldılar mı (diye). Çocuğum ve kardeşim herhangi bir dövmeye ya da işkenceye maruz kalmamış ama psikolojik bir işkenceye maruz kalmış. Tuvalete çıkartılmamışlar, 25’lik sulardan verilmiş günde 2 defa, kokmuş sandviçler verilmiş. Bana bahsettiği bu şekilde. Vatan emniyet sürecinde bunları yaşamış” şeklinde aktardı.
Oğlunun ve kardeşinin gözaltına alınış sürecini de aktaran Yıldız, “Bizim çocuklarımız tertemiz çocuklar. Gençler, geleceğe dair umut vaat ediyorlar. Yerleri orası değil. Eğer bu ülkede hukuk varsa yerini bulur. Adaletli bir yargılama sistemiyle herşey yerine oturtulur” dedi. Yıldız, sürecin oğlunun gelecek planları üzerindeki etkisiniyse şöyle anlattı:
“Ben, seni bir şekilde yurtdışına yollayalım, geleceğini kurtar derdim, oğlum ‘Ne işim yurtdışında derdi. Şimdi, ‘Ben bu ülkede kalmak istemiyorum’ diyor. Şu anda deli gibi İngilizce çalışıyor, abileri ona İngilizce öğretiyor. ‘Geleceğimi göremiyorum, ben yurtdışına gitmek istiyorum, bir şekilde gideceğim diyor”