Yeni bir kavram türedi: “Siyasal Alevicilik”
“Bu kavramı her yerde kullanın, yaygınlaştırın, sık sık gündeme getirin” diye de sosyal medyada bir trol ordusu harekete geçmiş durumda. “Aman ha Alevilik demeyelim, Alevicilik diyelim” diye özellikle belirtiyorlar.
Yayanlar belli: Yandaşlar!
Yani İslamcılar, siyasal İslamcılar, AKP’liler, AKP’ciler, Suriye’de cihatçı terörün dolaylı/dolaysız destekçileri. Kendilerine siyasal İslamcı dendiğine göre, onlar da karşıt bir söylem olarak siyasal Alevici kavramını kullanmayı “akıl etmişler.”
Bu türedi kavramın niye bugün gündeme getirildiği açık ve somut olsa gerek. Suriye’de cihatçı terör yönetiminin, Alevi ve Hristiyanlar başta olmak üzere “kafir” gördükleri büyük toplumsal kesimlere yönelik yaptığı ya da yapacağı katliamların üzerini bastırmak. Kendilerinden gördüğü El Kaide kökenli cihatçı terörü aklama gayreti!
Bir yandan buna ses çıkarabilecek Türkiye’deki Alevileri susturmak/sindirmek diğer yandan katliama uğrayan kesimlerin Alevi değil de “siyasal Aleviciler” olduklarını iddia ederek, Suriye’de yaşanan/yaşanması muhtemel katliamları aklamanın yolunu yapmak. Yani “Siyasal İslamcılar, siyasal Alevicileri öldürüyor, Alevileri değil” demeye getiriyorlar!
Neresinden tutarsanız elinizde kalan bir akıl yürütme ve cehalet!
Öncelikle bazı galat-ı meşhur tezlerle başlayalım.
Suriye’de Esad yönetimi bir Alevi yönetimi değildi. Hiç olmadı. Baas Partisi, laik Arap ulusalcılığını savunan bir siyasal harekettir. “Birlik, Özgürlük, Sosyalizm” diyen Baas’ın Arapların birliğini savunan ulusalcı bir hareket olması onun mezhepsel ya da dinsel bir kimlikle tarif edilmesini olanaksız kılar. Kurucusunun Hristiyan olması, Mısır ve Irak’ta da Baas Partilerinin bulunması, bu ülkelerdeki toplumsal tabanı bu açık gerçeği ortaya koymaya yeter de artar bile.
O yüzden “Diktatör Esad propagandası”yla beyinleri yıkadıktan sonra buradan Alevi düşmanlığına işi sivriltmek, HTŞ denen dinci terörün olası katliamlarına yol yapma ya da mevcut katliamlarını örtme girişiminden başka bir şey değildir.
Benzer bir propaganda yöntemi, Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim paylaşımlarıyla da yapılıyor. AKP-MHP’nin yeni Kürt açılımına Yavuz’un Kürt İdris’le ittifakı üzerinden nazire yapılarak İran düşmanlığına zemin oluşturuluyor. Kim bilir, belki de gerçekten sıra İran’a gelmiş, emperyalist-siyonist plan AKP-Bahçeli’nin de ortaklığıyla yaşama geçiriliyor olabilir. Göreceğiz.
Eskiden İslamcılar, kendilerine İslamcı değil Müslüman denmesini isterdi. Ancak onlar da kendilerine İslamcı demekten artık imtina etmiyor, hatta bu kimliğin daha doğru olduğunu yazıp çiziyorlar. Nedeni basit:
İslamcı, dininin sadece kendisi için değil ülkesinde ve hatta cihatçılıktan bildiğimiz şekliyle bütün dünyada hâkim olmasını isteyen kişidir. İslamcı, İslamcı düzeni yani şeriat düzenini savunur, onu kurmak için harekete geçer. Kendisi dışında herkes düşman ve kafirdir. Küfre karşı Allah için savaştığını düşünür. İslam için savaş, İslamcının temel düsturudur.
İslamcılık kavramı karşısında Alevicilik kavramını gündeme getirmek ise tam bir cehalettir! Yukarıda söylendi; Suriye’de bir Alevi yönetimi yoktu. HTŞ’nin Gazze’yi işgal eden siyonizmle sorunu olmadığını ilan etmesine tek laf etmeyenlerin, işgalci Siyonist İsrail’i resmi olarak tanımayan Baas Partisi’nden Alevilik nemi kapmasını nasıl yorumlamak gerekir ki?
Ya da örneğin Bektaşiliğin ağırlık taşıdığı Arnavutluk’la ilişkiyi mi kesecekler? Ya da Şii Azerbaycan’la?
Hani iki devlet tek millet idik? İki devlet, iki mezhep, tek millet! Suriye’de Esad denince akıllarına Alevi gelenlerin Azerbaycan deyince akıllarına Şiilik niye gelmiyor? Ya da Irak’taki Türkmenleri nereye koyacaklar? Büyük çoğunluğu Alevi değil mi? Musul ve Kerkük’e plaka dağıtıp, “Alevicilerin katli vaciptir” demenin aptallaştırıcı çelişkisine ne demeli!
Demek ki mesele Şiilik, Nusayrilik, Alevilik değil, HTŞ’nin katliamlarına kılıf üretmek! İsrail’in ve emperyalizmin maşası HTŞ’ye hayır diyen Suriyelilere yönelecek şiddeti meşru göstermek adına şimdiden yaftalayacak bir kavram uydurmak: “Çünkü onlar Alevici!”
Peki ya İran?
İran, siyasal Alevicilik değil siyasal İslamcılığın en halis şeklidir. İran’da Şiilik, Siyasal İslamcılığın ete kemiğe bürünmüş hali! Türkiye’de siyasal İslamcıların rol modeli ise İran olmuştur!
Türkiye’de yüzyıllardır devlet tarafından yok sayılmış, katliamlara uğramış, sürülmüş bir topluluk Alevilik; ötekileştirilmiş bir inanç dairesi. Türkiye’de büyük çoğunluğu Türkmen. (Alevi Kürtler, Araplar ve Arnavutlar da var.) Cemevlerinin açılması ya da Alevilerin örgütlenmeye başlaması Sivas Katliamı sonrasıdır. Alevilerin siyasallaşması Sivas Katliamı nedeniyledir. Siyasal taleplerini bu katliam sonrası dile getirmeye başlamışlardır: “Cemevlerinin ibadethane sayılması, eşit yurttaşlık, devlette ayrımcılığa ve ikinci sınıf vatandaşlığa hayır!” Bunun yolunun ise demokratik ve laik bir ülkeden geçtiğini düşünürler. Alevi inancına bağlı yurttaşların, bir din devleti modeli, talebi, hareketi, siyaseti yoktur!
Suriye’de de yoktu. Suriye’de Baas iktidarını, Alevici olarak kodlayan cahilleri, Arap tarihini ve Arapların emperyalizme karşı ulusal kurtuluş mücadelelerini öğrenmeye çağırıyoruz.
Bu gerçek ortada ve herkes tarafından bilinirken, siyasal İslamcılığa benzer şekilde siyasal Alevici diye bir kavram üretmek büyük manipülasyon ve provokasyondur.
Tablo net!
Filistin’i işgal eden, her geçen gün topraklarını genişleten bir Siyonist İsrail devletini resmi olarak tanımayan iki ülkeden birisi Baas’ın iktidar olduğu Suriye diğeri de İran idi. Suriye’de “devrim” safsatasıyla Baas iktidarını bitirdiler. Patronlar emperyalistler ve İsrail. Bu vekalet savaşını yürütenler ise cihatçı çeteler idi.
İsrail’in çıkarlarına dokunmayacağını söyleyen HTŞ bugün yönetimde. Yani bir terör yönetimi Şam’da iktidarı gasp etmiş durumda. ABD’ye istihbarat sağlayan bunlar idi.
HTŞ’ye ve temsil ettiği siyasete ise hayır diyen milyonlarca Suriyeli var!
HTŞ’ye, İsrail’e ve BOP’a hayır diyen insanları siyasal Alevicilikle suçlamak sizce nasıl bir şey?
Türkiye'nin tarihini, dili, kültürü ve medeniyet anlayışının uluslararası alana aktarılmasını sağlamak iddiasıyla kamu vakfı olarak…
Hükümetin bugün artık sıradanlaştırılan “kamu açıklarını kapama” gerekçesiyle kamu işletmelerini tasfiye ederek özelleştirme politikaları, madenlerin…
DEM Parti İmralı heyetiyle birlikte siyasi parti ziyaretlerine katılan Ahmet Türk, sürecin başında olduklarını belirterek,…
Marx, ekonomi teorisinin temelini kendi kendine yeten bireyi idealize eden on sekizinci yüzyılın "Robinsoncularını" eleştiren…
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin işlettiği tuvaletlerin temizliğini yapan ve geçtiğimiz günlerde iş bırakan taşeron işçiler, Cemil…
Türk Harb İş Eskişehir Şube Başkanı Hasan Atak TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına tepki gösterirken, çok…