Son 20 yılda gençler büyük bir geleceksizliğe itildi
İPA 20 yılda gençlerin yaşam koşullarında nelerin değiştiğini araştırdı. Çalışan da üniversiteli de geçinemiyor. KYK bursuyla 2005’te 275 adet simit ve çay alınırken bu sayı 43’e düştü. 18-30 yaş grubu sosyal izolasyon yaşıyor.

İBB İstanbul Planlama Ajansı, nisan ayındaki kent gündemi araştırmalarında gençliği ele aldı. 19 Mart sonrası süreçte toplumsal dinamiklerin itici gücü olan gençliğin son 20 yılda demografik ve sosyo ekonomik profil değişimi incelendi.
Araştırmada telefon destekli anket sonuçları, farklı gençlik evreleri ve profilleriyle odak grup görüşmelerinden faydalanıldı.
GENÇLİĞİN 232 SİMİDİNİ YEDİLER
İstanbul gençlerin son 20 yılda kaybettikleri alım güçleri farklı göstergeler üzerinden hesaplandı. Buna göre aylıt KYK Bursu/kredisi ile 2005’te 275 adet simit ve çay alınırken bugün bu sayı 43’e düştü.
Raporda “Yirmi yıl öncesinde çeşitli fırsatlarla anılan İstanbul, artık gençlerin eğitim, istihdam, barınma, beslenme ve sosyokültürel katılım gibi farklı alanlarda derin yapısal sorunlarla karşı karşıya kaldığı bir kente dönüşmüştür” denildi.
Çalışmanın ortaya koyduğu sonuçlardan bir bölümü şöyle sıralandı:
• Geçim sıkıntısı, İstanbul’daki farklı gençlik profilleri için ortak sorun.
• 2005 yılında aylık KYK bursu ile 5,67 gram altın alınabilirken bugün bu miktar 0,88 grama düştü.
• 2005’te asgari ücretin %31,4’üne denk gelen burs oranı, 2025’te %13,6’ya geriledi.
• Okul yemeği/ tabildot adedi alım gücü son 17 yılda %59 oranında azaldı.
• Katılımcıların %77,6’sı gençlerin geçmişe kıyasla daha zor koşullarda yaşadığını belirtti.
• Üniversiteli, çalışan veya ev gençlerin fark etmeksizin temel yaşam giderlerini karşılamakta zorlandığı görüldü.
• Çalışmak mecburiyetinde olan üniversitelilerin hayatı “bitmeyen bir mesai”ye dönüşüyor. Yarı zamanlı istihdam sıkıntı.
Artan yaşam maliyetleri aynı zamanda gençlerdeki sosyal izolasyonu artırmakta, depresyon riskini yükseltmekte ve gelecek kaygısını derinleştirmekte.
Araştırma bu kapsamda, İstanbul’daki gençlerin yaşamsal deneyimlerini görünür kılmak amacıyla “Yirmi yıl önce İstanbul’da bir genç nasıl bir yaşam sürüyordu, bugün bir genç nasıl bir hayatla baş etmeye çalışıyor?” sorusu etrafında şekillendirilmiştir.
ÇALIŞAN DA GEÇİM KAYGISI ÇEKİYOR
Çalışan gençlerde de ciddi bir geçim kaygısı yaşanıyor.
• Geçinmenin en makul yolu olarak aile evinde kalmayı veya paylaşımlı evlerde yaşamayı tercih ediyor.
• Katılımcılar 20 yıl önce üniversiteye yakın merkezi bölgelerde kolayca ev kiralayabildiklerini belirtiyor.
• Barınmanın yanı sıra gıda harcamaları da bugün gençler üzerinde ciddi bir bütçe yükü oluşturuyor. Kaliteli protein kaynaklarına erişimin zorlaşması, beslenme düzeninin bozulmasına ve gençlerde sağlıkla ilgili kaygıların artmasına yol açıyor.
ÜNİVERSİTELER DE ÇÖLE DÖNDÜ
Üniversite hayatında, eğitim niteliğiyle birlikte sosyalleşme imkanlarında da belirgin bir azalma gözlemleniyor. 2000’li yılların başında üniversite deneyimi yaşayan katılımcılar, canlı kampüs ortamı, yoğun sosyal etkileşim ve kültürel etkinliklere kolay erişimi öne çıkarıyor. Bahar şenlikleri ve festivaller kolektif yaşam alanı sunduğunu aktarıyor. Günümüzde ise öğrenciler, üniversite festivallerinin giderek sembolik hale geldiğini ifade ediyor.
• Ev gençleri (NEET) toplumsal katılımda daha çekingen ve bireysel güven ilişkilerine dayalı bir yaklaşım sergiliyor.
• Eğitim işe dönüşemiyor. Değersizleşen diplomalar gençleri işsizliğe, alan dışı istihdama veya ev genci olmaya itiyor. Türkiye’de üniversite ve bölüm sayısındaki artışa rağmen, üniversite mezunlarının iş gücüne katılım oranı aynı hızda artmıyor.
GENÇLİK MECBUREN ‘BEKLEMEDE’ KALIYOR
Gelir üretme baskısı altında, çoğu gencin niteliklerine uygun olmayan kısa vadeli, düşük ücretli ve güvencesiz işlere yöneldiği görülüyor.
Gençler referans ve tanıdık ilişkilerinin istihdam süreçlerinde diplomadan daha belirleyici olduğu belirtiliyor. Bu durum, gençlerin daha öğrenciyken eğitimi belirsiz getirili bir yatırım olarak görmesine neden oluyor.
Hayata atılamayan gençler “beklemede” kalıyor, gençlik dönemi uzuyor.
• 20 yıl önce genç olanlar mezun olmanın iş bulmak için yeterli olduğunu söylerken, bugünün üniversite mezunları sistemin dışında kaldığını belirtiyor.
Gençlerin dertleri, yurt dışını arzu nesnesi haline getiriyor. Yapılan anket çalışmasına göre 20 yıl önce genç olan katılımcıların %35,1’i gençlik dönemlerinde yurt dışına gitmeyi düşündüklerini belirtirken, bugün gençlerin yarısı (%50,4) yurt dışına taşınmayı düşünüyor.