PKK’nin aldığı fesih kararı ardından silahların bırakılması için başlatıldığı belirtilen süreçte yapılan sembolik tören sonrası “yeni bir aşama” ya geçildiği iddia edildi.
Dün AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “AK Parti, MHP ve DEM ile bu yolda beraber yürümeye karar verdik.” açıklamasına peşpeşe açıklamalar yapan tarafların söyledikleri ile de iyice bulanık bir ortam oluşuyor.
Türkiye Komünist Hareketi (TKH), “yeni süreç”in geldiği noktaya dair bir açıklama yayımladı.
AKP-MHP iktidarı ile onu temsil eden basın tarafından “sembolik silah bırakma” nın büyük bir propagandaya ve algı yönetimine dönüştürülen gelişmelerin bir çok soru işaretini de beraberince taşıdığına işaret edilen açıklamada ““Silahların yakılması” gibi törenlerin yapaylığı, olgunun algılarla örtüldüğü bir duruma işaret etmektedir.” denilerek, “Emperyalizme, gericiliğe, faşizme ve sermayeye karşı mesafesi olmayanlarla, aramızdaki mesafe bellidir. Bugün AKP ve MHP ile arasına mesafe koymayan Kürt siyaseti ile Türkiye solu arasındaki mesafenin daha da açıldığı herkes için açıktır.” vurgusu yapıldı.
Açıklama şöyle:
Devlet Bahçeli’nin, “Silahları bırakın, Öcalan Meclis’te konuşma yapsın” sözleriyle başlayan yeni sürecin, PKK tarafından ilan edilen fesih kararı sonrası silahların bırakılma” sını sembolize eden bir törenle yeni bir aşamaya geçtiği iddia edilmektedir. AKP-MHP iktidarı ile onu temsil eden basın tarafından “sembolik silah bırakma” büyük bir propagandaya ve algı yönetimine dönüştürülmüştür.
Adım adım kurgulanarak ve parça parça ilan edilerek yürütülen sürecin gerisinde hangi hedef ve niyetlerin bulunduğu gözlerden kaçırılmaktadır. Kamuoyuna yönelik algı siyasetiyle yürütülen sürecin, başta iktidar olmak üzere siyasi unsurları tarafından bütün boyutları ve açıklıkla ortaya konulmaması, kimi soru işaretlerini de gündeme getirmektedir.
Yürütülen süreç, kapı arkalarında yapılan gizli anlaşmaların politik zemine adım adım tahvilinden ibarettir. “Silahların yakılması” gibi törenlerin yapaylığı, olgunun algılarla örtüldüğü bir duruma işaret etmektedir.
Her türlü töreni, algıyı ve örtüyü kaldırdığımızda atılan adımların emperyalizmin Ortadoğu’da yürüttüğü yeni politikanın ekseninde geliştiği görülecektir. İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırım, Suriye’de eli kanlı cihatçıların iktidara getirilişi, İran’a dönük ABD-İsrail saldırıları, bugünkü gelişmelerden ayrı değildir. Ortadoğu’da inisiyatifi eline alan emperyalizm, bölgenin sınırlarını değiştirirken, yeni savaş politikalarını da devreye sokmaktadır. Amerikancı siyasetin işbirlikçisi olan AKP-MHP koalisyonu bu savaşta Türkiye’ye biçilen rolü ve işlevi büyük bir hevesle kabul ederken, Kürt siyaseti de kendisine emperyalizm tarafından biçilen bu rolü kabul etmiştir. Emperyalizmin Büyük Ortadoğu Projesi’nin yeni evresi düşünüldüğünde, AKP-MHP iktidarına can suyu olacak desteğin Kürt siyasetinden devşirilmesi bu sürecin ülkemizin ve emekçilerin çıkarlarıyla örtüşmediğini göstermektedir.
MHP lideri Bahçeli’nin oynadığı rolün yanında daha geri planda durmayı tercih eden AKP lideri Erdoğan, dün itibariyle bu sürecin bizzat öznesi olduğunu, AKP-MHP-DEM Parti arasında yeni bir ittifakın kurulduğunu ilan ederek göstermiştir. Sembolik bir törenle silah bırakılması sonrası AKP toplantısında Erdoğan tarafından yapılan konuşma siyasal İslamcılığın, faşist hareketin ve Kürt siyasi hareketinin yan yana geldiği yeni bir tablo oluşturmuştur. Bu ittifakın ekseni ise emperyalizm tarafından çizilmiştir.
Yaklaşık 50 yıldır ülkenin önemli sorunlarından biri olan Kürt sorununda eğer bir sorumlu aranacaksa en başta MHP ve 50 yılın neredeyse yarısında iktidar olan AKP’ye bakılmalıdır. Kürt sorunu bağlamında yaşanan acı ve kanlı olayların sorumlularının bugün kendilerini aklama girişimi “takdire şayandır”!
Erdoğan tarafından ısrarla vurgulanan Türk-Kürt-Arap ittifakı, emperyalist ABD büyükelçisinin Anadolu Ajansı’na verdiği demecin bire bir yansımasından başka bir şey değildir. Planlar yapılmış, roller dağıtılmıştır ve bugün oyun sahneye konmaktadır. Birçok unsur tarafından da açıkça dillendirilen “Yeni-Osmanlıcılık” yöneliminin hangi hesap ve hedeflerle bağlantılı olduğu ise ısrarla saklanmaktadır.
“Çanakkale Savaşı’nda birlikte savaştık” söylemi ise tarihsel yanlışlarla dolu olduğu gibi, savaşın emperyalizme karşı verildiği gerçeği ile Anadolu topraklarının bizzat emperyalizm tarafından parçalanma siyasetine dokunmadığı için tam bir hamasettir. Bugün başta ABD olmak üzere, emperyalizmin ve Siyonist İsrail’in güvenliği için yeni bir Ortadoğu projesi hayata geçirilirken Erdoğan’ın Türk-Kürt-Arap “birlikteliğine” vurgu yapması boşuna değildir. İstibdat rejiminin kodlarını barındıran bu süreci “milli bir süreç” olarak görmek tam da bu nedenle mümkün değildir.
Emperyalist ABD’den Ortadoğu’da barış beklentisi ne kadar tarih ve siyaset dışı ise, gerici AKP’den ve faşist MHP’den demokrasi beklentisi de benzer bir biçimde Türkiye’nin siyasi gerçekliğine ve siyaset teorisine aykırıdır. AKP, MHP ve Dem Parti’nin ortak bir ittifakla yan yana gelmesi, demokratikleşme ve barış getirmeyecek, AKP-MHP blokunun gerici-faşist iktidarına Kürt siyasetinin eklemlenmesi dışında bir anlam taşımayacaktır. Erdoğan’ın tek adamlığının sürmesi ve istibdat rejiminin yeni anayasasına Meclis’te çoğunluk arayışı, bugün AKP-MHP-DEM ittifakı olarak karşımızdadır. 2010 referandum sürecinde Kürt siyasetinin “hayır yerine boykot” tercihi, bugün doğrudan açık desteğe dönüşmüştür.
ABD emperyalizminin kurallarını koyduğu, Türkiye’de ise AKP-MHP eliyle kurulan yeni gerici rejimin yerleşmesi ve Erdoğan’ın başkanlık koltuğunda oturması amacıyla başlatılan bu süreçte hangi pazarlıkların yapıldığını ise önümüzdeki dönemde göreceğiz. ABD emperyalizmine hangi sözlerin verildiği ve bu sözler karşılığında Erdoğan iktidarının neden desteklendiği de ortaya çıkacaktır.
Mafyanın meşrulaştırıldığı, aşiretlerin söz sahibi olduğu, tarikatların anayasal güvence altına alınmaya çalışıldığı, bölgenin ve ülkenin ilerici birikiminin tasfiye edildiği bir projeden ne barış çıkar ne kardeşlik ne bağımsızlık. Türkiye’yi esir alan istibdat rejiminin emekçi halka karşı yürüttüğü her türlü baskı siyaseti Türkiye’yi açık hava hapishanesine çevirirken, bu siyaseti yürütenlerden demokrasi ve özgürlük beklemek tarihe, emekçi halkın aklına ve vicdanına hakarettir. Emperyalizmin bölge siyasetinin hevesli temsilcileri iktidarda kaldıkça, Türkiye NATO’nun “askeri üssü” oldukça “bağımsız ve egemen Türkiye” bir hayalden ibarettir. Bu hayali satanlarla aynı safta olunamaz!
Emperyalizme, gericiliğe, faşizme ve sermayeye karşı mesafesi olmayanlarla, aramızdaki mesafe bellidir. Bugün AKP ve MHP ile arasına mesafe koymayan Kürt siyaseti ile Türkiye solu arasındaki mesafenin daha da açıldığı herkes için açıktır.
Partimiz Ortadoğu’da halkların kardeşliğinin emperyalizme karşı ortak bir mücadeleden geçtiğini ilan eder. Başta ABD olmak üzere, emperyalizmin Ortadoğu’yu parçalama siyaseti olan BOP’a ve Filistin halkının soykırımına neden olan Siyonist İsrail yönetimine karşı anti-emperyalist mücadele verilmeden kardeşlik ve birlik mümkün değildir.
Ülkemizin ve emekçilerin kurtuluşu emperyalizme, sermayeye, gericiliğe ve faşizme karşı verilecek ortak mücadeleyle sağlanacaktır.
Barışın ve kardeşliğin yolu “ABD’siz, patronsuz, tarikatsız, mafyasız, Türkiye”den geçer!
Türkiye Komünist Hareketi bütün emekçileri emperyalizme, gericiliğe, sermaye diktatörlüğüne ve istibdat rejimine karşı tek gerçekçi seçenek olan sosyalist cumhuriyet için ortak mücadeleyi yükseltmeye çağırır.
Bu haber en son değiştirildi 13 Temmuz 2025 19:18 19:18
Bolu Kartalkaya Grand Kartal Otel faciası davası ile ilgili olarak Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi,…
Ankara'nın Çankaya ilçesinde site içerisindeki yüksek katlı bir binanın 4’üncü katında yangın çıktı. 1’i bebek…
Trabzon’daki polis rütbe terfi töreni, dikkat çeken görüntülere sahne oldu. AKP Ortahisar İlçe Başkanı Seyit…
Erakçi, ülkesinin ABD ile nükleer müzakereleri yeniden başlatmaya hazır olduğunu ancak uranyum zenginleştirme faaliyetlerinin durdurulması…
Savcılıktaki ifade işlemleri biten şüpheli Özdemir, ’halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme’ suçundan nöbetçi…
PKK'nin silah bırakma töreninin ardından Edirne Cezaevi'nde tutulan Selahattin Demirtaş'ın avukatını arayan MHP Genel Başkanı…