TKH: Demokrasi maskesi yüzlerine oturmuyor

Türkiye Komünist Hareketi (TKH), ” açılım”, “yeni çözüm süreci” diye adlandırılan sürece dair bir basın açıklaması yayımladı.

“Kürt sorunu bağlamında yaratılmak istenen sözde “Çözüm-barış-demokrasi” söylemi, söz konusu istibdat rejimine yönelik her türlü muhalefet olunca baskıya, hukuksuzluğa ve adaletsizliğe dönüştü…” Denilen açıklamada, “Bütün bu adımlar, Erdoğan’ın yeniden seçilmesi ve rejimin yerleşmesinin yolunun yapılmasından başka bir şey değildir. Saptaması yapıldı.

Açıklamanın tamamı şöyle :

“Bahçeli açılımı” ile Türkiye’de barış ve demokrasi söylemlerinin havada uçuştuğu bir kesitte, AKP-MHP blokunun doğrudan muhalif kesimlere yargı eliyle uyguladığı sindirme ve baskı politikası, olguların algılarla örtülemediğinin bir başka göstergesi olarak karşımızdadır.
Gerici burjuva iktidarının taktığı demokrasi maskesi yüzüne oturmamaktadır.
Ortada Kürt sorunu bağlamında yaratılmak istenen sözde “Çözüm-barış-demokrasi” söylemi, söz konusu istibdat rejimine yönelik her türlü muhalefet olunca baskıya, hukuksuzluğa ve adaletsizliğe dönüşmektedir. İstanbul Barosu yönetimine karşı başlatılan soruşturma ve yönetiminin görevden alınması için açılan dava, muhalefet partilerinin yerel yönetimlerine yönelik soruşturmalar ve atanan kayyumlar ile bir dizi muhalif ismin, gazetecinin ve aydının sindirilmesine yönelik gözaltı ve yargımalar, yandaşların yaratmaya çalıştığı bütün algıya karşın istibdat rejiminin geçek yüzünü ortaya çıkarmaya yeter de artar bile.
Bütün bu adımlar, Erdoğan’ın yeniden seçilmesi ve rejimin yerleşmesinin yolunun yapılmasından başka bir şey değildir. Erdoğan ve Bahçeli, adım adım Erdoğan’ın yeniden başkan olmasının yolunu döşemek için ellerinden gelen bütün gayri-hukuki ve gayri-meşru adımları atmaktan çekinmeyeceklerini göstermektedirler.
Bugünkü tablo, bir parti devletine dönüşen istibdat rejiminin gerçek yüzünü ve AKP-MHP iktidarının gizli bir ajandaya sahip olduğunu somut olarak göstermektedir.
Bu ülkenin ilericileri, aydınları, yurtseverleri algılara değil olgulara bakmalıdır. Olgular, düzenin sahiplerinin gerçek yüzünü göstermektedir: İstibdat rejiminin bekası!