TKH MK Üyesi Kurtuluş Kılçer: BOP’un ve ‘çözüm süreci’nin yönü bellidir!
Türkiye Komünist Hareketi (TKH) MK üyesi Kurtuluş Kılçer, Yurtsever TV'de gündeme dair açıklamalarda bulundu. Kılçer "bugün Kılıçdaroğlu'nu yerden yere vuruyoruz ama dün bir oy Kılıçdaroğlu'na, bir oy bize siyasetini gündeme getirildi. Bu siyaset yürütüldü. Partimiz Türkiye Komünist Hareketi, bu açıdan sırtında kamburu olmayan bir partidir" dedi.
Türkiye Komünist Hareketi (TKH) Merkez Komite Üyesi Kurtuluş Kılçer, Yurtsever TV’de yayınlanan “Komünistler Diyor Ki” programında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Programda Papa XIV. Leo’nun ve Barzani’nin Türkiye ziyaretleri, emperyalizmin bu ziyaretlerle planladıkları ve çözüm sürecinde gelinen nokta konuşuldu.
Kılçer, Papa XIV. Leo’nun Türkiye ziyareti ve ekümenik tartışmaları hakkında şunları söyledi:
“Papa’nın bu ziyareti bir açıdan Lozan Anlaşması’nın ihlalidir ama tek başına Lozan Anlaşması’nın iptalinden ve sağından solundan çekiştirilmesinden öte bir anlam taşıyor. Bu konuda teolojik yorumlar elbette var ancak bunların Papa ziyaretini açıklama şansı çok fazla bulunmuyor. Bence Papa’nın Türkiye’ye gelişi bugünkü uluslararası dış siyaset bağlamında değerlendirilmesi gereken bir ziyarettir.
Ben amaçlardan birinin Avrupa’da ve Batı’daki İslamofobi algısının kırılması, diğer amacın da emperyalizmin Ortadoğu’daki hedefleriyle bağlantılı olduğunu düşünüyorum. Bu sembolik ziyaret aynı zamanda Büyük Ortadoğu Projesi’nde yeni adımları ifade ediyor.”
ERDOĞAN’I MEŞRULAŞTIRIYOR
“Şimdi insan hakları, adalet, hukuk, demokratik normlar, fikir ve basın özgürlüğü konusunda Türkiye’de çokça eleştirilen bir iktidar var. Bu kadar çok tartışılan, kendine muhalifleri —örneğin Cumhuriyet Halk Partisi’nin Cumhurbaşkanı adayını bile hapse atan— her türlü muhalefeti susturan, Tele1 gibi kanalları kapatan AKP iktidarına ya da Erdoğan’a emperyalizmin Papa ziyaretiyle meşruiyet verme girişimi olarak da görülmelidir.”
EMPERYALİZMİN DOĞU AVRUPA PLANLARIYLA DA İLİŞKİLİ
“Bu konuda son olarak dikkat çekmem gereken şey ise özellikle Ortodoks Kilisesi’nin Doğu Avrupa’daki rolü ve misyonu ile ilgili emperyalizmin planlarıdır. ABD, Rus nüfuz alanına müdahale edebilmek için Ortodoks Kilisesi’ni kullanmak istemektedir. Bu açıdan Papa’nın Fener Rum Patriği’yle beraber ayin yapması, ekümenik sıfatını yakıştırması tamamen emperyalizmin Doğu Avrupa olmak üzere Ukrayna, Bulgaristan, Sırbistan, Estonya gibi bölgelerde Rus nüfuzunu geriletme amacını taşımaktadır.”
Kılçer, Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani’nin ziyaretiyle ilgili de şöyle konuştu:
“Barzani’nin uzun namlulu silahları olan koruma ekibiyle Şırnak’a gelmesi, orada bir etkinliğe katılmasında AKP ve MHP cenahında en çokça eleştirildi. Şimdi siz kimi eleştiriyorsunuz, siz iktidar değil misini? Siz devlet değil misiniz? Bu ziyaretin izinlerini siz vermiyor musunuz?
Ancak mesele bu değildir, mesele Barzani’nin temsil ettiği çizgidir. Barzani, Ortadoğu’daki en Amerikancı, en işbirlikçi rolü temsil etmektedir, ondan dolayı eleştirilmesi gereken nokta da budur. Barzani’nin bu ziyareti, aslında BOP’un ve dolayısıyla çözüm sürecinin yönünü göstermektedir.”
“TKH SIRTINDA KAMBURU OLMAYAN BİR PARTİDİR”
Kılçer son olarak CHP’nin geçtiğimiz günlerde gerçekleşen Kurultayını değerlendirdi;
“CHP’nin üzerinde bir baskı var, belediyelerine kayyum atanıyor, Cumhurbaşkanı adayı hapse gönderiliyor. Böyle bir ortamda CHP’nin yaptığı kurultay önemlidir. Biz Cumhuriyet Halk Partisi’ne yönelik baskılara karşı çıkıyoruz ama bu duruşumuz CHP’nin siyasal çizgisini asla meşrulaştırmak değildir.
Türkiye sağının herkes tarafından bilinen isimlerinin geçtiğimiz gün yapılan kurultayda Parti Meclisi’ne girmesi CHP’nin siyasal çizgisinde değişiklik olmadığını bize göstermiş oldu. CHP bu gerici rejim karşısında yeni bir rejim kurma derdinde değil. Cumhuriyet Halk Partisi, AKP eliyle kurulan rejimin yeni CHP’si olmayı kabul etmiş bir parti haline gelmiştir. Bugün Kılıçdaroğlu, Özgür Özel kavgası olmakla beraber ben burada ideolojik bir sürekliliğin olduğunu düşünüyorum.”
“Bu değerlendirmeleri yapmayı kendimizde bir hak görüyoruz. Çünkü Türkiye solunda gerek Kılıçdaroğlu’na gerek İmamoğlu’na gerekse de Özgür Özel’e dönük eleştiriler konusunda bizim sırtımızda kambur yok.
Geçmiş dönemde ‘bir oy Kılıçdaroğlu’na, bir oy bize’ siyaseti yürüterek Türkiye’ye solunda birçok kesim doğrudan Kılıçdaroğlu’na somut destek verdiler. Hatta ‘utanmadan, sıkılmadan Kılıçdaroğlu’na oy verme’ çağrısı yaptılar. Ama bugün Kılıçdaroğlu’na yönelik eleştiri rüzgarına onlar da kapılmış durumda. Bugün Kılıçdaroğlu’nu yerden yere vuruyoruz ama dün bir oy Kılıçdaroğlu’na, bir oy bize siyasetini gündeme getirildi. Bu siyaset yürütüldü. Partimiz Türkiye Komünist Hareketi, bu açıdan sırtında kamburu olmayan bir partidir. O yüzden bu eleştirilerimiz konusunda hem tutarlıyız, hem de bu eleştirileri yapma konusunda hakkımız olduğunu düşünüyoruz.”
Komünistler Diyor Ki programını izlemek için tıklayın!

