TKH: NATO Ege'den elini çek!

Geçen hafta başlayan ve 9 Haziran'a kadar sürmesi planlanan NATO’nun “Immediate Response 25” (Derhal Müdahale) tatbikatı  komünistler tarafından protesto edildi.

TKH: NATO Ege'den elini çek!

26 Mayıs tarihinde Yunanistan’ın Dedeağaç kentinde başlayan ve 9 Haziran’a kadar sürecek olan ABD liderliğinde, NATO katılımıyla çok uluslu tatbikat olarak nitelendirilen “Immediate Response 25” (Derhal Müdahale) tatbikatı Türkiye Komünist Partisi(TKH) tarafından, İpsala Gümrük Kapısı önünde düzenlenen eylemle protesto edildi.
“Savaş Planlarını Bozacağız, NATO Elini Ege’den Çek! pankartı arkasında toplanan TKH üyeleri “Yanki Go Home”, Üslere el konsun ABD defolsun, Katil NATO ülkemizden defol, Katil ABD, işbirlikçi Akp” sloganları ile tatbikatı protesto ettiler.

 

Eylem sırasında okunan açıklamada, “ABD’nin üç bin asker ile katıldığı toplamda 12 bin NATO askerinin deniz ve kara güçleriyle katılacağı bu tatbikat, bir savaş örgütü olan NATO’nun “kirli arayışının” bir parçasıdır.” denilerek, AKP iktidarının bu bir NATO tatbikatı değil açıklamalarının üstünü örtemediği tatbikat hakkında “bilgimiz var” denmesinin ABD’ye verilen açık desteğin bir parçası olduğu ifade edildi.

Açıklamanın tamamı şöyle:

Savaş planlarınızı bozacağız!
NATO elini Ege’den ve Balkanlardan çek!

Emperyalizmin silahlı gücü ve dünya barışının HP önündeki en büyük engellerden biri olan NATO’nun Yunanistan’ın Dedeağaç, Kavala ve Gümülcine limanlarını kullandığı askeri tatbikatını başlattığı duyuruldu. NATO’nun “Derhal Müdahale 2025” olarak duyurduğu ve ABD’nin Avrupa ve Afrika komutanlığının başrolünde oynadığı askeri tatbikata NATO’nun güney kanadında ülkelerin geniş katılımı ile gerçekleşiyor. ABD’nin üç bin asker ile katıldığı toplamda 12 bin NATO askerinin deniz ve kara güçleriyle katılacağı bu tatbikat, bir savaş örgütü olan NATO’nun “kirli arayışının” bir parçasıdır. Türkiye’den sadece 60 km’lik bir mesafede gerçekleşmesi planlanan, deniz ve kara güçlerinin geniş katılımı ile gerçekleşecek, farklı ülkeleri kapsayan geniş bir manevrayı içeren tatbikatın, bölgede NATO’nun üstlendiği “savaşçı” rolün kapsamının genişlediğinin kanıtıdır.

Avrupa’nın farklı ülkelerinde 2020 yılından itibaren Defender Europe (Avrupayı Savun) adıyla yıllık tatbikatlar gerçekleştiren ABD ordusunun, her yıl Avrupa’nın farklı bölmesinde gerçekleştirdiği tatbikatların, Avrupa’da savaş ve çatışmalara zemin hazırlayan bir rol üstlendiği biliniyor. 2020 yılından itibaren özenle Rusya’ya dönük genişlemesini perçinleştiren bir tatbikat coğrafyasını tercih eden NATO’nun, 2022 yılından beri “Güney Avrupa” sahasında geniş tatbikat ve askeri yığınakları tercih etmesi, Balkanlar ve Doğu Akdeniz’de “çatışma coğrafyası” hedefine denk düşmektedir.

Balkanlardaki ve Doğu Avrupa’daki varlığını güçlendirmeyi seçen ABD’nin, NATO’nun güney sınırı olarak gördüğü Ege Denizinde bu denli geniş bir tatbikatı hayata sokmasının başta Rusya ve Çin olmak üzere farklı güçlere karşı “savaşçı” tutumunun perçinlendiğinin kanıtıdır. Doğu Akdeniz’de istikrarsızlaştırma provaları yapan, Balkanlarda yer alan ülkeleri “Rusya tehdidi” ile dizayn eden ABD’nin, NATO eliyle yürüttüğü askeri tatbikatların bölgeyi bir savaş alanı olarak gördüğünün de kanıtıdır. ABD bölgede güçlü bir askeri varlık ile NATO’ya bağlı tüm ülkeleri hizaya çektiği gibi, kendi rakiplerine de “tartışmasız güç” olduğunun mesajı vermektedir. ABD, NATO eliyle Balkanları ve Doğu Akdenizi “askerileştirilmiş bölge” haline çevirmektedir.

Hizaya çekilen ve askerileştirilen sadece Balkanlar’da yer alan ülkeler değil, aynı zamanda Türkiye’dir. NATO’nun üyesi olan Türkiye’nin resmi kanallardan duyurarak belirttiği “tatbikattan haberimiz var” açıklaması, tatbikatın amaç ve hedeflerini değiştirmemektedir. Türkiye sınırından 60 km ötede bu denli geniş çaplı bir askeri tatbikat ile hizaya çekilmekte, yeri ve doğrultusu önüne konmaktadır.

AKP iktidarının “bilgimiz var” açıklamaları ABD’ye verilen desteğin açık bir itirafından başka bir anlam taşımıyor. AKP iktidarı ve sermaye devleti işbirlikçi rolünü, emperyalizme olan bağlılıklarını, “dünyanın majesteleri” olan ABD’ye ve onun “jandarması” olan NATO’ya olan hizmetlerini hatırlatmıştır. Türkiye’ye “elini çabuk tut” mesajı veren NATO ve ABD’ye “hazırız” mesajı veren AKP ve TSK’nın oynamaya talip olduğu rol, emekçi halkımız açısından tehlikeli ve utanç vericidir. Ülkemizin tarihinde, bugün ve geleceğinde bir utanç kaynağı olan bu işbirlikçiliğin cevabını emekçi halkımız dışında kimse veremez. Emekçi halkın bağımsızlık ve özgürlük arayışları NATO’nun, ABD’nin ve işbirlikçi iktidarın karşısında yer almaktan geçmektedir.

Dünyayı kana bulayan, emekçi halkların düşmanı olan NATO’nun Ege Denizi ve Balkanlar’da gerçekleştirdiği bu tatbikatlar, ülkemizin emekçi halkının karşısında yer aldığı gibi, bölgedeki emekçiler için de büyük tehditleri içermektedir. Ege’nin diğer yakasında yer alan Yunanistan işçi sınıfının ve komünistlerin gösterdiği büyük tepki, bu tehdide karşı açık bir karşı duruşun simgesi olmuştur. Ege’nin diğer yakasında olan Türkiye işçi sınıfının ve komünistlerin Yunanistan işçi sınıfına ve komünistlerine bugün İpsala’dan gönderdiği mesaj aynı kararlılık ve doğrultuyu içermektedir. Ege’nin diğer yakasında yer alan kardeş komünist parti Yunanistan Komünist Partisi (KKE)’nin yürüttüğü mücadeleyi buradan da selamlıyoruz. Onların, kendi dillerinde de ilan ettiği gibi biz de aynı sloganı haykırıyoruz: “Halkların katillerine ne toprak, ne de su!”

Bugün Türkiye’nin komünist partisi olan partimiz Türkiye Komünist Hareketi de, NATO’ya ve emperyalizme karşı aynı tavizsiz ve kararlı duruşu sergilemektedir. Ülkemizi geçmişte kana bulayan, gelecekte de aynı rolü üstlenmeye aday olan NATO’nun ve onun askerlerinin tek bir saat daha burada geçirmesi, Türkiye işçi sınıfının, emekçilerin, aydınlık bir gelecek arayanların tamamının aleyhinedir. Türkiye’de yıllardır NATO’ya ve ABD’ye karşı kararlı bir mücadele yürüten emekçilerin, devrimcilerin, ilericilerin, yurtseverlerin ve komünistlerin talebi açık ve nettir: Üslere el konsun, ABD defolsun!

Partimiz Türkiye Komünist Hareketi, gerçekleştirilen bu tatbikat vesilesiyle bir kez daha Türkiye’nin bağımsızlığının, Ege’de ve Balkanlarda istikrar ve barışın NATO’dan çıkılmasından başka bir seçenek bırakmadığını hatırlatmaktadır.. NATO, bir savaş örgütüdür ve emekçilerin barış ve huzuru NATO’nun dağıtılmasından geçmektedir.

Gene bu tatbikat vesilesiyle NATO’nun ABD emperyalizminin çıkarları dışında bir anlam taşımadığı, bu nedenle de Türkiye’nin emekçi halkının hiçbir çocuğunun bu savaş örgütü için “sınır dışı” operasyonlara katılmaması gerektiği ortaya çıkmıştır. Türkiye işçi sınıfının evlatları NATO için ölmeye ve öldürmeye gitmeyecek!

Partimiz Türkiye Komünist Hareketi, tüm emekçileri bu amaçlar doğrultusunda mücadele etmeye, esir edilen ülkemizin bağımsızlığını kazanmaya, savaş örgütü NATO’nun politikalarına karşı çıkmaya çağırıyoruz.

Ege’nin iki yakasına savaş ve emperyalizm değil, bağımsızlık ve barış hakim olacak!”