Trabzon'da çay üreticileri, ÇAYKUR'un uyguladığı kotayı protesto etti

Trabzon’da çay üreticileri, ÇAYKUR'un çay alım politikalarını protesto etti. Bir üretici, "Devlet ayrı, özel sektör ayrı öldürdü çayı. Haziran ayında verdiğimiz çayın parasını hâlâ alamadık" dedi.

Trabzon'da çay üreticileri, ÇAYKUR'un uyguladığı kotayı protesto etti

Trabzon’un Hayrat ilçesinde çay üreticileri, ÇAYKUR’un uyguladığı çay alım politikalarını protesto etti. Bir çay üreticisi, “Çay öldü. Devlet ayrı, özel sektör ayrı öldürdü çayı. Haziran ayında verdiğimiz çayın parasını hâlâ alamadık” derken başka bir üretici, “Çay üreticileri mutlaka örgütlenmeli, sendikalaşmalı” dedi.

Trabzon’un Hayrat ilçesinde çay üreticileri, ÇAYKUR’un uyguladığı çay alıp politikalarını kitlesel bir basın açıklamasıyla protesto etti. Hayrat Belediyesi önünde toplanan çay üreticileri, ÇAYKUR’un çay alımlarında kota ve kontenjan uygulaması nedeniyle çaylarını düşük fiyata özel sektör firmalarına satmak zorunda kaldıklarını belirtti. Basın açıklamasını okuyan Muhtar Turan Hacibektaşoğlu, şunları söyledi:

“Doğu Karadeniz bölgesinde 791 bin hektar alanda yaklaşık 205 bin üretici çay tarımı yapıyor. Bilindiği gibi bölgemizde temel geçim kaynağı çaydır. On binlerce üretici yağmurda, çamurda, yakıcı güneşin altında çay hasadı yapıyor. Yaşlısı, genci, kadını, erkeği çay bahçesinde alın teri döküyor. Çay parasından çocuk okutacağız, karnımızı doyuracağız, yakacak, tarım, ilaç gibi ihtiyaçlarımızı karşılayacağız. Bu ekonomik şartlar altında nefes alabilmek için çay hasadına ümit bağlamış durumdayız. Kanayan yaramız olan Hayrat’ta uygulanan ‘ÇAYKUR araba üstü pilot bölge’ uygulaması artık kaldırılmalıdır. Bu uygulama vatandaşa eziyetten başka bir şey değildir, biz bu uygulamayı kabul etmiyoruz.”

“FİYATLARI ÖZEL SEKTÖR BELİRLEYEMEZ”

Çay fabrikalarının dışarıdan çay almasına karşı olduklarını ifade eden Hacibektaşoğlu, “Kesinlikle karşıyız. ÇAYKUR’un hantallığı sona ermeli, kapasitesi artırılmalı. Devletin açıkladığı fiyat bir taban fiyat değildir. Bu yüzden özel sektör dilediği gibi çay fiyatı belirliyor. Taban fiyat uygulamasına geçilmelidir. Devlet bu fiyatın altında özel sektörün çay almasına izin vermemelidir. Ayrıca bir çay kanunu çıkarılmalı. Üretici, özel sektöre sekiz on ay vadeli çay veriyor ama o para enflasyonda eriyor. Bu düzene son verilmeli. Çay bizim, toprak bizim. Fiyatları özel sektör belirleyemez, buna izin vermemeliyiz. Halk olarak sesimizi yükseltmeliyiz” diye konuştu.

“HALK İSYAN HALİNDE”

Vatandaşın isyan halinde olduğunu belirten çay üreticisi Ali Cebiroğlu, “Artık, kral çıplak! Vatandaş isyan halinde, ama derdimizi anlatamıyoruz. Gerçekten böyle. Biz müstahsiliz, mağduruz. Ama bu insanlar kırgın, kızgın, dargın. Lütfen ilgililer artık bir çare bulsun. Özel sektör maliyetin altında çay alıyor, bile bile yapıyor bunu. 16 liraya kadar düşmüş özel sektör. Bu resmen kul hakkıdır” dedi.

“BİZİ RESMEN ÖZEL SEKTÖRÜN KUCAĞINA İTTİLER”

Hasan Yıldırım ise “Ben şu anda 20 ton çaydan zarar ettim. Bu da yaklaşık 130 bin TL. Bu zarar bana özel sektör eliyle değil, sistemin çökmesi nedeniyle oldu. ÇAYKUR fabrikalarına kapasite eklenmeli. Her fabrika sadece 20 tonluk kapasite artırsaydı bu durum yaşanmazdı. Ama bizi resmen özel sektörün kucağına ittiler. Milletvekillerimiz sadece Mecliste parmak kaldırıyorlar. Rize’nin ve Trabzon’un vekilleri ne yapıyor bilmiyorum. Bu halk onları bunun için seçti. Ama vekil halktan kopmuş durumda. Bugün 19 liraya gübre alıp, 16 liraya çay sattığında nasıl geçineceğiz? Gerçekten çok kötü durumdayız. Param gitti, emeğim boşa gitti” diye konuştu.

“BİRLİK OLURSAK SESİMİZ DAHA GÜR ÇIKAR”

Çay üreticisinin örgütlenme zamanının geldiğini vurgulayan Behrem Yıldız, “Karadeniz’in her yerinde aynı sıkıntı yaşanıyor. Ocak vade, mart vade… Özel sektör firmaları anlaşarak üreticiyi ÇAYKUR’a mahkum ediyor. Üretici çaresiz, kıpırdayamıyor. En sonunda tekrar fiyatları aşağı çekerek manipülasyon yapıyorlar. Şimdi üreticinin örgütlenme zamanı. Çay üreticileri mutlaka örgütlenmeli, sendikalaşmalı” dedi.

Fazlı Özkanca, “İnsanlar sabah saat 10-11 gibi ambarda bekliyor. Kamyon gelecek diye umutla bekliyorlar. 17 sene önce, 1 ton çayla 5 ton gübre alınıyordu. Çaydan herkes ev alıyordu, araba alıyordu, traktör alıyordu. Ama artık olmuyor. Görüyorsunuz” diye konuştu.

Üretici Cemal Demirci, “Daha çay hasadı bitmeden sıkıntı çıkıyor. Hayrat’ta eylem vardı az önce. Çayımı götürdüm, ‘Hemşehrim 16 lira’ dediler. Aynen geri çevirdim çayı. Yazıklar olsun dedim size. Neyin hesabını yapıyorsunuz siz? Sorumlular görevini yapsın lütfen. Ayıptır bu” dedi.

“BUNLAR HALKA DÜŞMAN”

Özel sektöre ezdirildiklerini ifade eden Süleyman İhtiyaroğlu, “Görüyorsunuz işte. Ambar kapıları çay dolu. Satamıyoruz. Özellere ezdiriyorlar bu milleti. Zaten kontenjan her yıl düşürülüyor. Yeni fabrika ekledik diyorlar ama yine de kontenjan düşüyor. Bu millete eziyet çektirmek istiyorlar. Bunlar halka düşman. Halkçı hiçbir yöneticileri yok. Hep kendileri rahat etsin, zenginlerin önü açılsın. Başka hiçbir dertleri yok” ifadelerini kullandı.

Bir başka çay üreticisi, “Çay öldü. Devlet ayrı, özel sektör ayrı öldürdü çayı. Üreticiyi mahvettiler. Haziran ayında verdiğimiz çayın parasını hâlâ alamadık. Mayıs sonunda, haziran başında ödenecekmiş. 19 liraya sattım” dedi.

Sattığı çayın parasını gelecek yıl alacağını belirten başka bir çay üreticisi kadın, “Çaycıyı mahvettiler. Bir ton çay vereceğim devlete, üç güne alabileceği çayı bana süründürerek aldırıyorlar. ‘İki günde al’ de ‘Üçüncü gün getir’ de ama böyle süründürme bizi” diye konuştu.