Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, ÇEDES'i eğitim sistemi haline getirmeye çalışıyor

Eğitim-İş'ten yapılan açıklamada "Ülke siyaseti kapalı kapılar ardında pazarlıklara, halk açlığa-yoksulluğa, öğrenciler imamlara emanet" denildi.

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, ÇEDES'i eğitim sistemi haline getirmeye çalışıyor

Eğitim-İş Genel Özlük-Hukuk ve TİS Sekreteri Yeliz Toy’un yaptığı açıklamada “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile ÇEDES’i bir proje olmaktan çıkarıp bir eğitim sistemi haline getirmeye çalışan bakanlık, gerici uygulamalarını giderek yaygınlaştırıyor”  denildi.

“Emekçiler yoksullukla mücadele ederken çocuklar, ÇEDES adı altında yemekli, namazlı, temizlikli etkinlikler için cami, genç ofis, gençlik merkezi gibi mekanlara taşınıyor” ifadeleri kullanılan açıklamada “ÇEDES, Diyanet eliyle yozlaşmayı yaygınlaştırarak toplumu tüm değerlerinden uzaklaştırıyor” vurgusu yapıldı.

Çocukların ÇEDES adı altında biat düzenine hazırlandığına dikkat çekilen açıklamada “ÇEDES’e karşı mücadelemizi yükselteceğiz. Laik, bilimsel, çağdaş, nitelikli eğitimden vazgeçmeyeceğiz” denildi.

Yeliz Toy’un yaptığı açıklama şu şekilde:

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile ÇEDES’i bir proje olmaktan çıkarıp bir eğitim sistemi haline getirmeye çalışan bakanlık, gerici uygulamalarını giderek yaygınlaştırıyor.

Emekçiler yoksullukla mücadele ederken çocuklar, ÇEDES adı altında yemekli, namazlı, temizlikli etkinlikler için cami, genç ofis, gençlik merkezi gibi mekanlara taşınıyor. Vakıf adı altında tarikat ve cemaatlerle yapılan protokoller hızla artıyor.

Ülke gündemi, asgari ücret, enflasyon ve Ocak ayı zam oranları iken, laiklik karşıtı uygulamalar yoksulluğu sömürerek okulları ve çocukları hedef alıyor.

Temizliği yapılmayan, kapısı penceresi dökülen okullar, ÇEDES adı altında öğrencilere temizletiliyor.

Okullarda büyüyen açlık riskine karşı MEB, bir öğün yemek taleplerine kulak tıkarken, Müftülükler eliyle beslenmeli etkinlikler yapıyor. Yoksulluk toplumsal bir gerçek iken devletin bunu ortadan kaldırmak için yapması gerekenler Diyanet eliyle yaptırılıyor.

Devlet ödüyor, Diyanet örgütleniyor.

Dini günler de okullarda Belirli Gün ve Haftalar gibi kutlanıyor. Panolar hazırlanıyor, MEB’in Bilim Otobüsü ÇEDES kapsamında İmam Hatip Okullarına ayrıcalıklı hizmet veriyor. İmamlar camide ilkokul çocuklarına “eğitim” verirken Diyanet’in “abla ve abileri” aile etkinlikleri ile tarikatın aile bağlantısını kuruyor.

Kışlık bir mont dahi alamayacak yoksullukta yaşayan çocuklar, yardımlaşma adı altında ÇEDES reklamında kullanılıyor. Okullarda “Hayır Çarşıları” açılıyor, yüzleri kapatılsa da fotoğraf çektirilen çocuklar rencide ediliyor.

ÇEDES, Diyanet eliyle yozlaşmayı yaygınlaştırarak toplumu tüm değerlerinden uzaklaştırıyor.

Yurttaşlar sömürü düzeninde yaşam mücadelesi verirken, çocuklar ÇEDES adı altında biat düzenine hazırlanıyor.

Ülke siyaseti kapalı kapılar ardında pazarlıklara, halk açlığa-yoksulluğa, öğrenciler imamlara emanet.

ÇEDES’e karşı mücadelemizi yükselteceğiz. Laik, bilimsel, çağdaş, nitelikli eğitimden vazgeçmeyeceğiz. Yurttaşlık hakkımızı da Cumhuriyetin kazanımlarını da, öğrencilerimizi de tarikat sever bakanlara teslim etmeyeceğiz.