İstanbul'da aralıkta fiyatı en çok artan ve azalan ürünler açıklandı
Ramazan ayında mutfaklar yine boş kaldı. İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Doç. Dr. Buğra Gökce’nin tespitlerine göre bu Ramazan mutfakta yangın var. Resmi rakamlara göre Türkiye’de enflasyon düşüşte ama gıda enflasyonu Filistin’den bile yüksek. İsrail’in başlattığı saldırılar nedeniyle Filistin’de gıda enflasyonu 2024 yılı Kasım ayında yıllık bazda yüzde 121’e çıkarken, 2025 yılı Ocak ayında yıllık gıda enflasyon yüzde 21,86’ya düştü. Aynı dönemde Türkiye’de gıda enflasyonu yıllık bazda yüzde 41,76 olarak gerçekleşti.
İktidar sözcüleri ise Türkiye’de enflasyonun düşüşte oluduğuna dair açıklamalara devam ediyor. Vatandaşlar düşüşün kendilerine yansımadığını alım güçlerindeki zayıflamanın devam ettiğini söylüyor. Mecidiyeköy semt pazarında konuşan bir emekli, “Enflasyon tek rakama düşecek. Nasıl düşecek ya? Bir gün gelsin bu pazara girsin sorsunlar. 2 bin küsur lira doğal gaz gelmiş bana. Yakmazsam öleceğim.” derken, bir başka emekli ise “30 lira bir pide. Kalabalık aile, üç tane pide alırsan 90 lira. Peynirin zeytinin yanına gidemiyorsun. Nasıl, neyle alacaksın? Yani bu kadar aşağılamasınlar emeklileri. Kalkıp da vatandaşla dalga geçmesinler” dedi. Bir başka emekli sadece balık aldığını onu da dilimleyip torunlara yedireceğini söyledi. Pazarı boydan başa dolaştığını ancak bütçesine uygun bir şey alamadığını söyleyen bir vatandaş ise “Tertemiz geldik, tertemiz gidiyoruz. Poşet bile taşıyamıyorsun yani.” diye yakındı. Vatandaşlar yaşadıklarını şu şekilde ifade etti:
“Fiyatlarda düşüş diye bir şey yok. Kırmızı biberin kilosu 100 lira olmuş. Enflasyonun neresi düşük. Göstersinler, bir tanesi düşük desinler. Türkiye’de iki tane enflasyon var. Birisi halkın enflasyonu, birisi devletin enflasyonu. Kalkıyorlar enflasyon yüzde 20-30 diyorlar. Bu mevsimde bakın salatanın kilosu 100 lira. Hangi enflasyon düşmüş? Bana veriyorsun 14 bin lira bir para. Bir ayda ne yapacağım? Benim evimin kirası 15 bin lira. Neyle geçineceğim? Enflasyon nerede? Hayır efendim yalan söylüyorlar. Öyle bir enflasyon düşmesi yok. Yükselmesi var. 100 liraya salatayı kim alır? Patlıcan da aynı. Bütün sebzeler aynı. Balık düştü diyorlar. 300-350 lira balık. Neresi düşmüş? Ramazan alışverişi yapamadım. Neyle yapacaksın? 30 lira bir pide. Kalabalık aile, üç tane pide alırsan 90 lira. İftar için de sahur için de alacaksın. 4 tane pide 120 lira. Yalnız pide bir şey yok. Yani peynirin zeytinin yanına gidemiyorsun. Burada sorun 400-500 lira. 550 lira zeytin olmuş. Nasıl alacaksın? Neyle alacaksın? Yani bu kadar aşağılamasınlar emeklileri. 2 bin küsur lira zam yapmış bana. Bunu bir senede hesap et kaç para yapar? Yani vatandaş ne yapsın? Enflasyon tek rakama düşecek. Nasıl düşecek ya? Bir gün gelsin bu pazara girsin sorsunlar. Yani 2 bin küsur lira doğal gaz gelmiş bana. Ben emekliyim. Nasıl ödeyeceksin? Yakmazsam öleceğim. Elektrik aynı, su aynı. Kalkıp da vatandaşla dalga geçmesinler.”
“Ne düşmüş bu ülkede? Yazıklar olsun ya. İnsanların haline bak. Bak cebimde 20 lira parayla geziyorum. 20 lirayla 4 sene önce pazar yapıyorduk. Pazardan bir muz aldım Evde yaşlı bir annem var. Başka bir şey alamayacağız. Fiyatlar aşırı yüksek. Yerli muzun kilosu 80 lira. Emekliyim. İkinci bir işte çalışıyorum o da yetmiyor. Yani Avrupa’da emekliler dünyayı geziyorlar. Beş yıldızlı otellerde kalıyorlar, biz pazardan bir kilo meyve alıp evimize gidemiyoruz. Ramazan alışverişimizi yapamadık. Kahvaltı sofrasında 5-6 sene önce bulduklarımızın yüzde 10’unu bulamıyoruz. Benim yine durumum birçok insana göre iyi sayılır. İyi halimiz buysa kötülerin, tek maaşla yaşayan insanlar halini siz düşünün.”
“Şu anda pazarı geziyorum. Tezgahtan tezgaha fiyatlar değişiyor. Ben geçen haftaya göre fiyatları fırlamış görüyorum. Orada patlıcan, kabak 40-50 lira çıkmış. Enflasyon düşse böyle olur mu? Demek ki düşmüyor. Yani emekli olarak ne yapacağımızı bilmiyoruz. Şaşırdık. Verdikleri belli aldıkları belli. Balık aldım. Burada biz 8 kişiyiz. Bir tane balık aldım. Onu da dilimleyip, dilimleyip çocuklara, torunlara pişireceğim.Ben başka yerden geliyorum. Bura ucuz diye geldim ama bura fiyatlar daha fazla fırlamış.”
“İnsanlarda alım gücü diye bir şey kalmamış. İnsanların geçim sıkıntısı çok büyük derecede yükselmiş. Tabiî ki geçim sıkıntısı çok büyük. Bu ticari zihniyette para kazananların da biraz merhamet etmesi lazım. Hükümete yardımcı olması lazım. Olmuyorlar kardeşim. Hükümet hangisiyle baş edecek? İnsanda vicdan, ruh, duygu olması lazım. O yoksa hiçbir şeyi düzeltemezsin.”
“Düşüşü hissetmiyoruz aslında. Yani neye göre düşüyor? Aslında gelirler artmıyor. Sorun o bence. Belki düşüyorsa da gelirler artmadığı için fark edilmiyor. Ama 2025’e girdiğinden beri artış devam ediyor. Ben emekliyim. Pazarda fiyatlar pahalı. Her şeyi alamıyorsunuz. Bir şeylerden vazgeçiyorsunuz. Yani ihtiyaca göre değil de fiyata göre alışveriş yapıyorsun. Ramazan alışverişini yapıyoruz ama buzdolabı dolu falan değil, yarısı boş. İstediğimiz alamıyoruz. Sadece gıdayla bitmiyor çünkü. Her şey çok pahalı.”
“Alım gücümüz yok. Pazar bile pahalı. Marketler daha pahalı. Nasıl geçineceğiz bilmiyorum. Emekliyim, hiçbir şey almadım. Tertemiz geldik, tertemiz gidiyoruz. Poşet bile taşıyamıyorsun yani. Allah hepimize yardımcı olsun. Ramazan alışverişi yapmadık. Emekli adam ne alacak? Hiçbir şey alamaz. Pazarı 2 saattir geziyorum. Bütün pazarı gezdim. Bir biberin kilosu 120 lira. Kıvırcık 60 lira. Gariban ne alacak? Sadece bakıyoruz, kendimizi avutuyoruz. Allah çocuklarımıza yardım etsin.”
“Hiçbir şeyde düşüş hissetmiyorum. İktidarın söylediği şeyler bunlar. Kandırmaca. İnanmıyorum, her şey pahalı. Emekliyim, geçinemiyorum. Böyle pazarlarda boşu boşuna dolaşıyoruz ki nerede ucuz şey var onu bulalım diye. Ramazan alışverişini günlük olarak yapıyorum. Allah herkese güç kuvvet versin.”
“Fiyatlarda biraz düşüş var ama fazla değil. Bu mevsimde domatesi, patlıcanı yemişiz ne mutlu. Emekliyim, geçinemiyorum ama ne yapalım? Başka çare yok. Eskiden bir tane üç tane emekli varsa şimdi binlerce emekli. Hükümet ne yapsın, ben ne yapayım, sen ne yapasın?”
“Sonuç olarak her şey çok pahalı. Tarım destekleniyor deniliyor ama hiçbir şeyin desteklendiği yok. Mazotta özellikle çiftçiye destek verilmesi gerekmiyor mu? Orayı çözerlerse çözülür yani.”
Grand Halı işçileri eylemlerinin 4’üncü gününde yapmış oldukları fiili grevle patronun dayattığı ücret sınırını aştı,…
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na yönelik başlatılan soruşturmalar sürerken bu kez de belediyenin iştiraki olduğu Medya…
işverenin işçilerin taleplerini karşılamaması üzerine TİS sürecinin tıkandığı Ekur Et'te, işçiler haklarını almak için eyleme…
HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu “Yaklaşık bir yıldır Türkiye devleti ile Abdullah Öcalan görüşmeler yapıyor,…
Laiklik Meclisi, 3 Mart Laiklik Günün'de bir bildirge yayımladı. Yayımlanan bildirgede 3 Mart'ın tarihsel önemi…
Sahte içki nedeniyle yaşanan can kayıplarında artış sürüyor. Ankara'da 81 kişinin sahte içki nedeniyle yaşamını…