AKP ‘beyaz toroslar’ı korumaya devam ediyor
Cizre'de 1993 ile 1995 yılları arasındaki faili meçhul cinayetler ile ilgili olarak yargılanan emekli Albay Cemal Temizöz ile eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atak’ın da aralarında bulunduğu 8 sanığın tamamı beraat etti.
Cizre’de 1993-1995 yılları arasında yaşanan 21 faili meçhul cinayetlerle ilgili JİTEM davasında sanıklar beraat etti. Eskişehir’de görülen davanın 48. duruşmasında emekli Albay Cemal Temizöz ile eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atak’ın da aralarında bulunduğu 8 sanığın tamamı beraat etti.
Eskişehir 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi heyeti ‘cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak, ‘adam öldürmeye azmettirmek’, ‘adam öldürmek’ ve ‘devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozmak’la suçlanan tutuksuz sanıklar emekli Albay Cemal Temizöz, eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atağ ile Burhanettin Kıyak, Fırat Altın, Hıdır Altuğ, Adem Yakin, Kukel Atağ ve Temel Atağ hakkında yeterli ve inandırıcı delil bulunmaması nedeniyle tüm suçlardan beraatlarına karar verdi.
Dava Eskişehir’e kaçırılmıştı
Kamuoyunda ‘Cizre JİTEM davası’ olarak bilinen dava, benzeri pek çok davada olduğu gibi güvenlik bahanesiyle Eskişehir 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmekteydi.
Faili meçhul cinayetlere kurban gidenlerin yakınlarından bazıları bugünkü duruşmada Kürtçe tercüman aracılığıyla konuşarak sanıkların cezalandırılmasını istedi.
Mağdurların avukatlarından Diyarbakır Baro Başkan Yardımcısı Ahmet Özmen, davanın çok önemli olduğunu söyledi. Faili meçhul cinayetlerinin hepsinin devlet eliyle işlendiğini öne süren Özmen şöyle devam etti:
“Cinayetlerin hepsi devlet eliyle olmuştur. Siyasi cinayetlerdir. Kürt meselesine gitmek lazım. Bunlar Kürt’tür, Cumhuriyet boyunca reddedilmişlerdir. Çok büyük insanlık suçları işlenmiştir. Bunlar tabi ki devlet eliyle yapılmıştır. 12 Eylül darbesi ve sonrası tavan yapmıştır. Ölenler ailelerinin, çocuklarının veya eşlerin yanlarından alınarak öldürülüp yol kenarlarına atılmışlardır. Tırnak çekme, elektrik verme gibi işkenceler uygulanmıştır. Çoğunun cesedine ulaşılamamıştır, gömülmüşlerdir. Bunlar sistematik faali meçhul cinayetlerdir. Bugüne kadar hiçbir mahkemede bunlara ceza verilmedi. Bu davalar yok edilmeye çalışıldı.”
Davanın güvenlik nedeniyle Eskişehir’e alınmasını da eleştiren avukat Ahmet Özmen mahkeme heyetinden korkmadan vicdanlarına göre karar vermesini istedi. Özmen, “Sanıkların cezalandırılmasını istiyoruz. Mahkemenizden beraat kararının çıkmayacağını umuyoruz. Bizler hep mazlumun yanında olduk. Vereceğiniz karar nedeniyle yarın siz de yargılanırsanız sizin de yanınızda oluruz, sizi de savunuruz. Korkmayın vicdanınıza göre karar verin” dedi.
Sanıklar savunmalarında dalga geçtiler
Duruşmaya katılan 6 sanık da ifadelerinde suçsuz olduklarını söyleyerek beraatlarını istedi. Sanık Hıdır Altuğ, “Ben Cizre’de hiç bulunmadım. Diğer sanıkları tanımıyorum. Olaylarla hiçbir alakam yoktur. Beratımı istiyorum” dedi.
Adem Yakin de kendisinin JİTEM’de görev almadığını söyledi. Savunmasında görevini yaptığını, kimsenin ölümüne iştirak etmediğini belirten Yakin “Ben görevimi yaptım. Kimsenin ölümüne iştirakim olmadı. Jitem’de çalışmadım. Jitem’in ne olduğunu bilmem. Ben bir tek Jötem’i bilirim. O da Fransızca seni seviyorum demektir.” diyerek mahkemeyle dalga geçti.
Sanık Fırat Altın da savcının mütalaasına katıldığını belirterek, “Suçsuzum, beraatımı istiyorum. Mahkemenize 33 sayfalık ifademi verdim. Uzun zamandır Diyarbakır’da yaşıyorum. Avukatlarla ilgili aleyhlerinde tanıklık yaptığım için sürekli beni gündeme getirip çamur atmaya çalışıyorlar. Hiçbir Allah’ın kulu iddia edilen olayların hiçbirinde olduğumu ispatlayamaz. Çünkü ben bu olayların içinde yer almadım. Beraatımı istiyorum” dedi.
Burhanettin Kıyak da Cizre’de 1992 yılında göreve başladığını anlatarak, “O zamanlarda hava kararmaya başlayınca komşu komşuya gidemiyor esnaf kepenk kapatıyordu. Bu dönemde 1996 yılına kadar şerefimle görev yaptım. 22 yıl vatana görev yapıp sonrasında bunun sonucu vatan haini olmamalıyız. Üzerime atılan suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. Beraatımı istiyorum” diye konuştu.
Eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atağ da “Hukuka sonuna kadar güveniyorum. Ben o dönemde Ankara’daydım. Olaylarla ilgilim yoktur. Ben Kürdüm, o halka düşman değilim. Yakından uzaktan olaylarla ilgim yok. Devletime de sadığım. Beraatımı istiyorum” dedi.
Temizöz de ‘paralel yapı’ dedi
Emekli Albay Cemal Temizöz ise savunmasını yazılı olarak mahkeme heyetine gönderdiğini söyledi. Savcının mütalaasına katıldığını belirten Temizöz şöyle davam etti: “Adaleti sağlayanlar, hakkımızda suçlamalar yapmışlardır. Paralel yapı ve bölücüler bu işte etken olmuştur. 1993 yılında Cizre’ye geldim. Yüzbaşı rütbesiyle orada göreve başladım. Cizre halkını sevdiğim için yardım kampanyası yaptım. Girilmeyen 3 mahalleye yavaş yavaş halkın güvenini kazanarak girdim. Güvenlik nedeniyle kırsal kesimdeki okula gidemeyen öğretmenlere eğitim vermesini sağladım. Cizrespor’u yeniden canlandırdım. Ben nasıl Cizre’yi mahvetmiş olabilirim? O yıllarda bile sokağa çıkma yasağı yokken, bugün Cizre’de sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. Bana üstün cesaret ve feragat madalyası verildi.”
Savcı beraatlarını istemişti
Geçen 18 Haziran’daki duruşmada Eskişehir’de gezi parkı protestoları sırasında yaşamını yitiren üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz’ın öldürülmesi olayını soruşturmasında da bulunan, Eskişehir 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi savcısı Hakan Ali Erkan mütalaasında ‘olaylarla ilgili kesin, inandırıcı ve vicdani kanaate uygun delil bulunmadığını’ belirterek 8 sanığın ayrı ayrı beraatlarına karar verilmesini istemişti.