Reklam
Kategoriler: İç Açı

Anayasa koalisyonu

Reklam

Seçim sonuçlarıyla birlikte ‘yeni anayasa’ tartışmaları tekrar konuşulmaya başlandı. Seçim sonuçlarını değerlendirmek üzere toplanan AKP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısından da ‘yeni anayasa’ için uzlaşı çağrısı çıktı. MYK toplantısı sonrasında açıklamlarda bulunan AKP Sözcüsü Ömer Çelik, “Siyasi partilerin bu konudaki her türlü destek, iş birliği, karşılıklı diyalog geliştirme çağrılarına açığız. Buradan çağrı yapıyoruz. Gelin, Türkiye’yi 2023’e taşıyacak yeni bir sivil Anayasa yapalım” dedi. Çelik, hükümet programı çalışmalarına başladıklarını söyleyerek ‘yeni anayasa’nın en güçlü vaatleri olduğunun altını çizdi.

Patronlar uzlaşı ve reformların devamını istiyor

Uzun süre başkanlık sistemi tartışmaları ile sınırlı kalan ve 7 Haziran seçimleri sonrasında rafa kalkan anayasa tartışmaları seçim sonuçlarının AKP’nin anayasa değişikliklerini referanduma götürme sınırına yakın sayıda milletvekilliği kazanmasıyla yeniden başlıyor.

Seçim gecesi ve sonrasında televizyonlarda sonuçları değerlendiren hemen herkesin ağzından düşürmediği ‘yeni anayasa’, patron örgütlerinden gelen ‘uzlaşı’ ve ‘koalisyon’  ile reformların devam etmesi çağrıları ile sürdü.

Başbakan Ahmet Davutoğlu da balkon konuşmasında, “Sağlıklı bir seçim sistemi için, bürokrasinin siyasete ayak bağı olmayan bir Türkiye için, darbe anayasalarını bırakarak, sivil ve özgürlükçü anayasa için hep birlikte el ele verelim.” demişti.

Nerede kalmıştık?

12 Eylül 2010 tarihinde yapılan referandumu ile tamamlanan 26 maddelik anayasa değişikliği sonrasında 2 Haziran 2011’de gerçekleşen genel seçimlerde, öne çıkan tartışma konusu yeni anayasa yazma çalışmaları olmuştu. AKP’nin önerisiyle TBMM’de yer alan partilerin üçer temsilcisi ile “Anayasa Uzlaşma Komisyonu” kuruldu.

Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda kimler vardı?

Anayasa Uzlaşma Komisyonu dönemin TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in oturum başkanlığını yapacağı ve AK Parti’den Ahmet İyimaya, Mustafa Şentop ile Mehmet Ali Şahin, CHP’den Süheyl Batum, Rıza Türmen ile Atilla Kart, MHP’den Tunca Toskay, Oktay Öztürk ile Faruk Bal, BDP’den ise Ayla Akat, Altan Tan ile Sırrı Süreyya Önder’in katılımıyla oluşturulan Uzlaşma Komisyonu ilk toplantısını 19 Ekim 2011’de yaptı. 2012’nin sonuna kadar çalışması planlanan Komisyon’un çalışma süresi daha sonra uzatılmıştı. O dönemde TBMM’de AKP’nin 327, CHP’nin 134, MHP’nin 52 ve BDP’nin 26 sandalyesi bulunuyordu.

Komisyon’da tüm partiler 60 madde üzerinde anlaşmaya varmışlardı. Ancak Komisyon çalışmaları sürerken Türkiye siyasetinin akışını değiştiren Haziran Direnişi’nin de patlak vermesiyle Komisyon siyaseten düşmüştü. Son olarak Komisyonun talep ettikleri hızda çalışmamasından şikayet eden AKP, 23 Ekim 2013 tarihinde CHP’yi ziyaret ederek, anayasada uzlaşılan 60 maddenin paket olarak yasalaşması için işbirliği önerisinde bulunmuş ancak karşılık bulamamıştı.

Bu tablo karşısında 2013 sonbaharında Komisyon çalışmaları sona ermişti.

‘Yeni Anayasa’ mümkün mü?

Seçim sonuçlarını değerlendiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “ülkede güçlü ve sağlıklı bir demokrasi olması” vurgusu ve HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “Parlamentoda ilkelerimize yakın gördüğümüz uygun politikalarla yapıcı bir muhalefet sergileyeceğiz” sözleri yeniden bir uzlaşı zeminine kapıların kapalı olmadığını gösteriyor. 7 Haziran’dan sonra KCK’nin seçilen meclisin bir kurucu meclis olarak çalışması tezi de masada duruyor.

AKP’li Mehmet Ali Şahin ise şimdiden “İnsan haklarına ‘saygılı’ yerine ‘dayalı’ diyelim dedik, kabul ettiremedik. Darbeyi yapanlara destek oluyorsunuz kardeşim. 3. maddede resmi dil başlığı vardır ama içinde resmi yoktur. İçine de alalım diyoruz yok diyorlar. Yine böyle basit şeylere yine karşı çıkacaklarsa işimiz zor. Bakın terörle mücadelede bile çok katkı sağlayacak yeni anayasa. Baraj için Anayasa değişikliğine gerek yok, biz zaten yüzde 7’ye düşürülmesini öngörüyorduk.” sözleriyle muhalefeti sıkıştırmaya başladı.

Bu tabloda 7 Haziran’da kurulamayan hükümet koalisyonunun 1 Kasım seçimlerinden sonra bir ‘yeni anayasa’ koalisyonu olarak kurulması ihtimaller dahilinde. 7 Haziran’da oy kullananların yüzde 95’inin temsiliyeti sağlanmışken 1 Kasım seçimlerinde bu oranın yüzde 97,5’e kadar yükselmesi de bir kurucu meclis tartışmasında mutlaka kullanılacak.

Bu süreçte, 4 partili bir ‘İkinci Cumhuriyet’ kabulünün daha da ilerletilerek yerleşmeye başlaması imkanının zorlanacağı anlaşılıyor.

Türkiye, bu tabloya sığmayacağını 2013 Haziranı’nda göstermişti. Boyun eğmeyen kitleler o dönemde siyasetin önüne geçerek kendi temsiliyetlerini ve taleplerini ele almıştı. Önümüzdeki dönem bu anlamda Meclis’teki partiler açısından ‘zor’ bir sürece işaret ediyor.

Bu haber en son değiştirildi 5 Kasım 2015 09:24 09:24

Reklam

Önceki Haberler

Eğitim – İş Bursa Şube’de Genel Kurul başladı: Mücadele bitmeyecek

Eğitim – İş Bursa Şubesi 7. Olağan Genel Kurul toplantısı Ördekli Kültür Merkezi’nde başladı. Yeliz…

11 Mayıs 2024 18:21

Erzurum’da belediye başkanı istibdat rejimini ilan etti: Gazetecilerin kitaplarının standa konulmasına yasak!

Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği kitap fuarında Kırmızı Kedi Yayınevi’ne ait gazeteciler Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu,…

11 Mayıs 2024 17:55

Şamil Tayyar: Ayhan Bora Kaplan soruşturmasında MİT devrede

Eski AKP Milletvekili Şamil Tayyar, Ayhan Bora Kaplan soruşturmasıyla ilgili edindiği bilgileri paylaştı. Tayyar, "Ankara…

11 Mayıs 2024 15:20

Gençlik beş ilde laiklik buluşmaları düzenliyor: Karanlığa teslim olmayacağız!

TKH Gençliği ve Sosyalist Liseliler Türkiye'nin farklı noktalarında "Laiklik Özgürlüktür" başlıklı etkinlikler düzenliyor.

11 Mayıs 2024 12:00

Laiklik Meclisi’nden “Emperyalizm ve Laiklik” konulu video: Konuşmacı Dr. Alper Akçam

Laiklik Meclisi üyesi Dr. Alper Akçam'ın "Emperyalizm ve Laiklik" başlıklı bir videosu yayımlandı.

11 Mayıs 2024 11:30

Filistin’in BM’ye üyeliği ile ilgili karar: Gözlemcilikten bir adım ilerisine geçildi

BM Genel Kurulu, Filistin'in BM üyeliğinin BMGK'de tekrar görüşülmesi ve gözlemci statüsünde olan Filistin'e bazı…

11 Mayıs 2024 10:55
Reklam