Cumhuriyet, sağcı iktidarın 'gecikmesinden' rahatsız oldu
Cumhuriyet, Latin Amerika'da esen karşı devrimci rüzgara kendisini kaptırdı.
Cumhuriyet gazetesi, Arjantin’de yaşanan ‘devir teslim töreni krizi’ni “Kirchner koltuğu güç bela bıraktı” başlığıyla okurlarına aktarırken sağın iktidarının bir dakika bile gecikmesinden rahatsız olduğunu ortaya çıkardı. Cumhuriyet gazetesi seçim sonuçlarını da “Hanedanın sonu” başlığıyla vermişti.
Latin Amerika’da geçtiğimiz 10 yıla damga vuran ancak ABD ve Latin Amerika burjuvazisinin saldırılarına karşı yanıt üretmekte zorlandığı ölçüde yenilgiler almaya başlayan halkçı ve sol iktidarlar önce Arjantin ve hemen ardından Venezuela’da seçimlerden yenilgiyle çıkmışlardı.
Arjantin’de solcu Peronist selefi Cristina Fernandez de Kirchner’in veda konuşmasında halka sağcı iktidarın politikalardan hoşnut olmadıklarında sokağa çıkmalarını istemesini “halka yeni seçilen başkana karşı sokağa dökülmelerini telkin etti” diye çarpıtarak veren Cumhuriyet, sağcı Mauricio Macri’nin başkanlık koltuğuna oturmasının gecikmesini de “gürültülü kapanış” olarak sunmayı tercih etti.
Arjantin’de devir teslim krizinde neler yaşandı?
Sağcı Mauricio Macri’nin küstahça bir tavırla Peronist Kirchner’den başkanlığı Arjantin’in simgesi kabul edilen ve özellikle Juan-Evita Peron çiftinin başkanlıkları döneminde ünlenen Casa Rosada isimli pembe renkli başkanlık sarayında devralmak istemesi üzerine Arjantin 24 saatlik bir devir teslim krizi yaşandı.
Macri, Kongre’de yemin ettikten sonra Casa Rosada’da başkanlık asası ve kuşağını Kirchner’den devralmak istediğini belirtti. Kirchner ise merhum başkan kocası Nestor Kirchner ile kendisinin gelenek haline getirdiği ve anayasada yer aldığı şekliyle her iki törenin de Kongre’de yapılmasında ısrar etti. Selefle halefin konuyu telefonda görüşürken Kirchner, Macri’nin kendisine bağırarak konuşması üzerine, sosyal medya hesabından bir kadına böyle davranılmayacağını söyleyen mesajlar yayınladı.
Macri, sorunu mahkemeye taşıdı ve yeni başkan lehine karar veren federal mahkeme, Kirchner’in devlet başkanlığının çarşambayı perşembeye bağlayan geceyarısı sona ermesine, geceyarısından itibaren Senato Başkanı Federico Pinedo’nun vekâlet etmesinin ardından dünkü yemin töreniyle Macri’nin göreve başlamasına hükmetti. Bunu İstihbarat Servisi Şefi Oscar Parrilli “Darbe” diye değerlendirdi.
Cumhuriyet’in sol nefreti
Cumhuriyet gazetesinin ikili arasındaki telefon tartışmasını “Kirchner’in iddiaları” ve “öfkeli tweetler döşenme” gibi ifadelerle vermesi dikkat çekti. Cumhuriyet, bununla da yetinmeyip, halkın yüzde 40’ının desteklediğini söylediği Kirchner’den ülkenin geri kalanın nefret ettiğini ve halkın yaşananları sosyal medyada “Dünyanın utancı” diye protesto ettiğini yazacak kadar ileri gitti.
Kirchner’in başkanlık Twitter hesabını da devretmeyi reddettiğini yazan Cumhuriyet, Kirchner’i giderayak imzaladığı muazzam devlet harcamaları ve elçilik atamalarıyla da Macri’nin elini kolunu bağlamakla da suçlayarak “okyanus ötesinden” Macri’ye destek çıkmayı ihmal etmedi.
Kirchner’in politikalarının ya da Peronizmin solculuğunun ne olduğu tartışmasından öte Latin Amerika’da emperyalizm ve işbirlikçileri tarafından rüzgarı es geçerek yelpazenin solunda yer alan bir iktidarın yerine gelen Amerikancı ve sağcı iktidardan yana kurulan bu haber dili gerçekten sorgulanmayı hak ediyor.
Can Dündar’ın cezaevinden her gün, F tipi hapishanelere ve tecrite karşı ölüm oruçlarıyla mücadele etmek zorunda kalan devrimci mahpusları anarak yazdığı mektupları yayınlayıp gazetenin daha fazla satılması için kampanyalar düzenleyen gazetenin “solculuğu”nun sınırları da böylece kolaylıkla anlaşılıyor.