Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, dün akşam Rusya’nın başkenti Moskova’yı ziyaret ederek, Devlet Başkanı Vladimir Putin ve üst düzey Rus yetkililerle bir görüşme yaptı. Cihatçı çeteler aracılığıyla Suriye’ye yönelik emperyalist müdahalenin başladığı 2011 yılından bu yana, savaş koşulları nedeniyle ülkeden ayrılmamış olan Esad, ilk kez bir yurt dışı ziyareti gerçekleştirdi.
İki ülke lideri terör örgütleriyle mücadele ve Rusya’nın hava operasyonlarının devamlılığı konularıyla birlikte uluslararası çözüm süreci öncesinde ortak stratejinin belirlendiği bir görüşme gerçekleştirdi.
Suriye liderinin Moskova’ya yaptığı ziyaret, siyasi müzakerelerin bir parçası olarak da değerlendiriliyor. Türkiye, ABD, Fransa, İngiltere, Almanya, Suudi Arabistan, Katar, Ürdün ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin Suriye’deki çatışmaların sona ermesi için Devlet Başkanı Beşar Esad’ın iktidarda olduğu geçiş süreci konusunda uzlaşmaya vardığına ilişkin iddiaların hemen ertesinde gerçekleşen görüşmede Putin, Suriye krizinde uzun süreli çözüm elde edilmesinin ancak siyasi yollardan mümkün olduğunu vurguladı.
Rusya’nın Suriye’ye sadece askeri destek vermeyeceğini, siyasi süreç sırasında da güçlü bir katkı sunacaklarını söyleyen Putin “Suriye, bizim için dost ülke. Şam’a siyasi destek, siyasi çözüm isteyen diğer küresel güçlerle ve bölge ülkeleriyle yakın işbirliği içinde verilecek” dedi. Rus lider, Siyasi süreçte Suriye’deki tüm siyasi güçlerin, etnik ve dini grupların yer alması gerektiğini ifade ederek, son sözün kesinlikle Suriye halkında olduğunu vurguladı.
Vladimir Putin, uluslararası teröristlerin yeni bölgelere yayılarak, buraları da istikrarsızlaştırmayı planladığını, bu girişimlerinin dünyadaki birçok ülkede endişe uyandırdığını söyleyerek Rusya’nın bu konudaki endişelerini dile getirdi. Putin sözlerine şöyle devam etti: “Ne yazık ki, eski Sovyetler Birliği ülkelerinden en az 4 bin kişi silahlanmış olarak hükümet güçlerine karşı Suriye sınırında savaşıyor. Elbette bunların savaş deneyimi kazanmış ve ideolojik girdilerle donanmış olarak Rusya’ya dönmelerine izin veremeyiz.”
Suriye’de siyasi çözüm sağlanmasının önündeki engelin terörizm olduğunu, teröristlere vurulan darbenin her şeyin üzerinde bir öneme sahip olduğunu ifade eden Suriye Devlet Başkanı, siyasi sürece ilişkin olarak “Suriye yönetim kademeleri değil, tüm Suriye halkı ülkelerinin kaderinin belirlenmesi sürecine katılmak istiyor. Suriye halkının gelecekte ülkesinde görmek istediği şey, hepimizin ortak amacı olmalı” ifadelerini kullandı.
Esad, Rusya’nın Suriye krizinin başlamasından bu yana attığı siyasi adımlar sayesinde daha trajik senaryoların önlendiğini kaydederek, Putin’in süreçteki rolüne ilişkin “Eğer sizin eylemleriniz, sizin kararlarınız olmasaydı, şu anda bölgeye yayılan terörizm daha büyük kazanımlar elde ederek etkisini arttırmış olacaktı” dedi. Suriye lideri, Rusya’nın Suriye’de teröristlere karşı yürüttüğü hava operasyonuyla birlikte “terörizme karşı ortak mücadelede cephesine” katılmış olduğunu belirtti.
Suriye Devlet Başkanı’nın ziyareti ile ilgili Sputnik’in görüşünü aldığı Suriye Parlamentosu Başkanı Halid El Abud, Beşar Esad’ın Rusya ziyaretini “yeni koalisyonun ilanı” olarak tanımladı. “Bu gibi ziyaretler önemli mesajlar içerir. Bu mesajlardan biri yeni koalisyonun öylece birdenbire ortaya çıkmadığıdır. Bu ziyaret, yeni koalisyonun ‘saldırgan Rus müdahalesi’ gibi bir fikir üzerine kurulmadığını da gösteriyor. İkinci mesaj da yeni koalisyonun, en önemli amaçları terörle mücadele olan ülkelerin arasındaki gerçek bir koalisyon olduğudur. Esad, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in müttefiki. Putin’in liderliğini yaptığı yeni koalisyonda Esad’a terörle mücadelede büyük bir rol verildi” diyen Halid El Abud, Putin’in Esad’ı Moskova’da kabul etmesinin ABD ve Avrupa’nın tutumunda değişikliklere yol açacağına inandığını da söyledi.
Görüşme Trafiği Nasıl Sonuçlanır?
Bu süreçte Esad’ın elini güçlendirecek üç temel başlık bulunuyor. Birincisi, Suriye halkının iradesinin “uluslararası kamuoyunca” kabullenilmiş olması, bir diğeri, Rusya’nın desteğiyle sahada muhalif güçlere karşı kazanmakta olduğu avantaj, üçüncüsü ise Putin’le görüşmesinin ardından belirlenecek olan ortak stratejiyle Moskova’nın müzakere masasındaki desteği.
“Koalisyon Güçlerinin” bölgedeki müttefikleriyle yürüttüğü operasyonlarda aylarca Suriye’yi bombalamasına rağmen bir türlü hedef tutturamayarak IŞİD’i en az zarara uğrattığını da hesaba katarsak, Rusya’nın Suriye’deki son hamleleri ve cihatçı çeteleri kısa sürede imha etmesi veya Suriye’den kaçmalarına vesile olması Esad karşıtı blok için prestij kaybı olarak değerlendirilebilir. Buna ek olarak, Rusya’nın, başından beri Suriye’deki tek karar alma mercinin Suriye halkının iradesi olduğunu vurgulaması, söz konusu bu güçlerin 2011 yılından beri, aslında kendilerine karşı, direnen ve savaşan Suriye halkının iradesini kabullenmesine vesile olmuş gibi görünüyor. Washington’ın bölgede sarsılan prestiji kendisine pahalıya patlayacak gibi görünüyor.
Elini güçlendirmek üzere kaçınılmaz olarak girişimlerde bulunacak olan ABD’nin Dışişleri Bakanı John Kerry, geçtiğimiz hafta Madrid’de bulunduğu sıradaki bir basın toplantısında yakın zamanda Suriye krizini görüşmek üzere Rusya, Suudi Arabistan, Türkiye ve Ürdünlü yetkililerle bir araya gelmeyi planladığını belirtmişti. Kerry, son yaptığı değerlendirmede de, Suriye krizinin askeri çözümü olmadığını söyleyerek bu hafta içinde Rusya, Türkiye, Suudi Arabistan ve Ürdün’ün de katılımı ile bir zirve yapabileceklerini bildirirken, bugün Moskova Yönetimi tarafından, Türkiye, Suudi Arabistan, Rusya, ve ABD dışişleri bakanlarının cuma günü Suriye konusunda görüşmek için bir araya gelecekleri belirtildi.
Esad’ın Moskova ziyaretinin zamanlaması Kerry’nin görüşmeleri, ve söz konusu toplantı ile Birleşmiş Milletler’in (BM) Mistura Planı’nına (*) ilişkin tartışmaların sürdüğü döneme denk gelmesi açısından önemli. Ziyarete ilişkin, Rusya’nın savaşın uzun süreceğini görmesi ve bunun yüksek maliyetlerini karşılamak yerine uluslararası platformda siyasi çözüm konusunda ağırlığını koyacağının bir göstergesi olduğu da düşünülebilir.
Bu tabloda Rusya’nın, ABD tarafından kendisine sunulan “Sonunda gitmesi şartıyla, sembolik ve süreli Esad’lı geçiş” formülüne vereceği cevap, Cuma günü 5 ülke dışişleri bakanlarının yapacağı toplantıda en azından ipuçlarını verebilir. Diğer bir olasılığın da bu soruyu atlayarak, süreci 2016 sonbaharında yapılacak ABD başkanlık seçimlerine kadar uzatıp ÖSO ve bölgedeki diğer koalisyon güçleri müttefiklerinin iyice zayıflamasını, bu arada da İran’ın sahaya hâkim olmasını beklemesi olduğu değerlendirmelerini gözden kaçırmamak gerekiyor.
Rusya’nın Esad’dan vazgeçmesi pek olası bir ihtimal olarak değerlendirilmiyor. Suriye Hükümeti içerisinde böyle bir görevlendirme olasılığı olmadığı gibi, Rusya’nın muhaliflerden birini seçenek olarak düşünmesi mümkün görünmüyor. Suriye Devlet Başkanı Beşar’ın Esad’ın 6 aylık geçiş sürecinde icra yetkisi kullanmayarak sembolik Devlet Başkanlığı’nı yürüteceğine ilişkin öngörüler ne kadar gerçekçidir bilinmez.
Rusya’nın bölgeye ilişkin son iki yıldır yürüttüğü siyasi girişimler, ABD ve Avrupa ülkeleri tarafından siyasi manevralar ve özellikle Esad’ın gitmesi dayatmasıyla engellenmişti. Rusya, Eylül ayının ilk yarısında Suriye’deki askeri faaliyetini başlatmıştı.
Putin Erdoğan’ı Aradı, Erdoğan ve Davutoğlu Ne Dedi?
Esad’ın Moskova ziyaretinin ardından Putin’in, bugün Tayyip Erdoğan’ı arayarak Suriye Devlet Başkanı Esad’la dün Moskova’da gerçekleştirdiği görüşmenin sonuçları konusunda bilgi verdiği bildirildi. Rusya adına açıklama yapan Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Putin’in Erdoğan’ı aradığını belirterek ”Suriye’deki durumu değerlendirdiler. Putin Erdoğan’ı, Suriye Devlet Başkanı Esad’la dün Moskova’da gerçekleştirdiği görüşmenin sonuçları konusunda da bilgilendirdi.” dedi. Cumhurbaşkanlığı kaynaklarına göre görüşmede Erdoğan’ın ayrıca Suriye’deki son durum hakkındaki kaygılarını dile getirdiğini, Halep ve çevresini hedef alan saldırıların yeni bir göç dalgasına neden olabileceği konusundaki endişelerini iletti. Erdoğan’ın PYD ve YPG’nin PKK bağlantılarına da dikkati çektiği, Türkiye’nin IŞİD de dâhil olmak üzere tüm terör örgütleriyle mücadeleye önem verdiğini vurguladığı kaydedildi.
Tayyip Erdoğan, 23 Eylül’de Merkez Camii açılışı için gittiği Moskova’dan dönüşünde Suriye meselesine ilişkin kendisine yöneltilen soruya “Esed’siz bu sürecin olması veya geçiş sürecinde belki Esed ile gidilme gibi bir şey olabilir” diyerek konuyla ilgili u dönüşü yapmıştı.
Dün gerçekleşen Putin – Esad görüşmesine ilişkin sorulan soruya, Esad’ın gidişini sağlayacak bir geçiş dönemi olması gerektiğini belirterek cevap veren Davutoğlu, “Esed’in gidiş formülleri üzerinde durmak lazım. Suriye halkının kabul etmediği hiçbir geçiş sürecinde yokuz. Mesele Esed’lı geçiş değil Esed’ın gidişi formülüdür. Keşke Esed, Moskova’da daha uzun süre kalsa da Suriye halkı rahat etse, gerçek geçiş süreci böyle başlasa” ifadelerini kullandı.
(*) BM Suriye Özel Temsilcisi Steffan de Mistura’nın, Suriye krizine dair sunduğu plan.
Bu haber en son değiştirildi 23 Ekim 2015 09:17 09:17
ABD Başkanı Joe Biden, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin İsrail Başbakanı Netanyahu hakkındaki tutuklama emrinin "rezalet" olduğunu…
Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayetinin davasında abla Selma Ateş’e saldırıyı azmettiren Servet Bozkurt,…
Ali Yerlikaya bakanlığının bütçe görüşmelerinde milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Muhalefet milletvekilleri kadın cinayetleri ve KADES uygulamasına…
AKP’li İzmir Menemen Belediyesi’nin 2023’te bir ay içinde 40’a yakın konser ve etkinlik yaptığı ortaya…
ABD'de Biden'ın Ukrayna'ya uzun menzilli ATACMS füzelerini kullanma iznini vermesi sonrasında Cumhuriyetçilerden sert tepki geldi.…
15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından Kızılay’a satışı gerçekleştirilen ve değeri yaklaşık 100 Milyon TL olan…