G-20 Zirvesi’nde savaş hazırlığı
Hafta sonu Antalya’da toplanacak olan G-20 Zirvesi öncesi Suriye’de olası kara harekâtı tartışmaları öne çıkıyor. Eylül ayından bu yana Suriye’de askeri faaliyet gösteren Rusya, sadece IŞİD’i değil, “ılımlı muhalif” olarak adlandırılan diğer silahlı grupları da hedef alıyor. Türkiye’nin desteklediği Fetih Ordusu’nu oluşturan El Nusra Cephesi, Şam Lejyonu, Ahrar el-Şam, Liva el-Hak, Cund-el Aksa, vb gibi... View Article
Hafta sonu Antalya’da toplanacak olan G-20 Zirvesi öncesi Suriye’de olası kara harekâtı tartışmaları öne çıkıyor.
Eylül ayından bu yana Suriye’de askeri faaliyet gösteren Rusya, sadece IŞİD’i değil, “ılımlı muhalif” olarak adlandırılan diğer silahlı grupları da hedef alıyor. Türkiye’nin desteklediği Fetih Ordusu’nu oluşturan El Nusra Cephesi, Şam Lejyonu, Ahrar el-Şam, Liva el-Hak, Cund-el Aksa, vb gibi cihatçı gruplar ile ÖSO, Rusya’nın vurduğu silahlı örgütler arasında. Türkiye ve ABD’nin bu gruplarla birlikte herhangi bir operasyon yapması Rusya ile doğrudan karşı karşıya kalmaları anlamına geliyor.
Türkiye, hedefi Cerablus ve Rakka olarak belirlerken IŞİD’den ziyade Beşar Esad’ı hedefliyor. Böylece Suriye ordusunun kuzeye doğru ilerleyişini engelleyerek Suriye devlet gücünü Şam’da durdurmayı planlıyor olma ihtimali oldukça yüksek.
Öte yandan Rusya’nın Suriye’de büyük mevzi kazanması ABD’yi endişelendiriyor. Bir yandan Viyana görüşmelerine hız kazandırırken, diğer yandan Türkiye’yle ortak operasyon gündemini açması gücü yeniden ele alma çabası olarak değerlendiriliyor.
Tayyip Erdoğan ve AKP hükümeti G-20 Zirvesi’nde bu fırsatı değerlendirmek üzere hamle yapmayı planlıyor olacak ki Erdoğan Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) İş Konseyi Başkanları ve Büyükelçiler Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Diyorum, gelin eğit-donatı yapalım, terörden arındırılmış bölgeyi ilan edelim. Gelin, uçuşa yasak bölge ilan edelim ve bu işi çözelim. Hem Suriye’den çıkan Avrupa’ya şuraya, buraya gitmez. Biz de şu anda bulunanları o bölgede kurulacak olan, süratle bunları yapabiliriz, konutlarıyla her şeyiyle oraya yerleştirelim.” sözleriyle birlikte AB’yle yürüttüğü mülteci akışı pazarlığına da referansla “Şimdi tabi G-20 Zirvesi’nde Antalya’da da bu bizim önemli bir başlığımız olacak. Terörden arındırılmış güvenli bölge teklifimiz başta olmak üzere çözüme yönelik daha gerçekçi adımlarım süratle atılması gerekiyor.” dedi.
Uçuşa yasak bölgenin ne anlama geldiği Libya’da Kaddafi’nin öldürülmesiyle sonuçlanan ülkedeki NATO operasyonlarıyla görülmüştü. Güvenli bölgenin ne olduğu ise Srebrenitsa katliamında (*) ortaya çıkmıştı.
Pazartesi günü ABD Başkanı Barack Obama ile telefon görüşmesi yapan Erdoğan, Suriye’de IŞİD’e karşı operasyonu görüştü. Görüşme sonrası yapılan açıklamalardan Tayyip Erdoğan ve AKP Hükümeti’nin herhangi bir kara harekâtında koalisyon güçlerinin de devrede olması şartı aradığı anlaşılıyor.
Şimdilik söylenen Türkiye’nin ABD ile IŞİD’e karşı ortak operasyon yürüteceği ve kara birliği olarak yer almayacağı. Buna göre ABD ve Türkiye, IŞİD hedeflerini havadan vururken, karadan ÖSO ile Arap ve Türkmen birlikler harekete geçecek. İncirlik Üssü’ne gelen takviye ABD savaş uçakları da bunun göstergesi.
Öte yandan, 2016’da başkanlık seçimlerine gidecek olan ABD yönetimi için kara harekâtına girişmek Afganistan ve özellikle Irak örnekleri düşünüldüğünde büyük riskler barındırıyor. Seçime giderken bölgede gücünü kaybetmek istemeyen Obama yönetiminin kara harekâtını yönlendiren ve finanse eden güç olarak kalmayı tercih edeceği düşünülebilir.
AKP iktidarı ve Tayyip Erdoğan’ın, Esad’ın devrilmesine yönelik inadı ile birlikte Suriye’de uçuşa yasak ve güvenli bölge ısrarı, Türkiye’nin olası bir kara harekâtının parçası olmasının, pazarlıklarda neyle ikna edilebileceğine de bağlı. Bunun için de en yakın vade G-20 Zirvesi olarak görünüyor.
(*) Birleşmiş Milletler’in (BM) Srebrenitsa’yı güvenli bölge ilan etmesi sonrasında, 400 silahlı Hollanda barış gücü askerinin kenti boşaltmasıyla birlikte 25 bin mülteciye dönük gerçekleştirilen katliam.