Antalya Belek’te gerçekleştirilen G-20 Zirvesi’nin taslak bildirgesinde ekonomik kalkınma ve sınır güvenliğinin artırılması konularında anlaşma sağlanırken, yüksek düzeyde yabancı terörist akışına dikkat çekildi.
Taslak bildirgeye göre 20 ülkenin liderleri istihbarat paylaşımı, sınır kontrollerinin takibi ve sıkılaştırılması ile havacılık güvenliğinin artırılması konularında işbirliği kararı verdi.
Paris’te gerçekleştirilen ve şu ana kadar 132 kişinin ölümüyle sonuçlanan katliamlar sonrasında G-20’nin ana gündemi güvenlik ve IŞİD’le mücadele haline geldi.
Ana gündem: Suriye
Antalya’da, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve ABD Başkanı Barack Obama’nın gerçekleştirdiği ikili görüşmede BM’nin aracılık edeceği müzakereler ve ateşkesle birlikte, Suriye’nin önderlik edeceği siyasi geçiş ihtiyacı ile BM arabuluculuğunda Suriye hükümeti ve muhalifler arasında görüşmelerin başlayabileceği konusunda mutabık kalındığı bildirildi.
G-20 Zirvesi sırasında Suriye krizi ve Türkiye ile ilişkiler konusunda konuşan Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Danışman Yardımcısı Ben Rhodes, AKP hükümetine PKK ve YPG başlıklarında bugüne kadar açık olduklarını söyledi. Rhodes, “Türkiye’nin PKK’ya yönelik kaygılarını paylaşıyoruz. İkinci olarak da YPG, diğer Sünni Arap muhaliflerle birlikte çalışıyor. Biz sadece Kürt güçlerden bahsetmiyoruz, o alanda desteklemeyi istediğimiz Sünni Arap güçler de var. Türkiye’yle neleri yapıp neleri yapmadığımız konusunda diyaloğa devam edeceğiz. Geçmişte Türkiye’nin bazı Irak Kürtleriyle iyi ilişkileri vardı, dolayısıyla işbirliği için bir alan var” dedi. ABD’li yetkili, Suriye’de güvenli bölge konusunda ise bölgeye gidecek kaynakların doğru aktarılıp aktarılmayacağı konusunda endişeli olduklarını belirtti. Geçtiğimiz aylarda ABD öncülüğünde Türkiye’de yürütülen Eğit-Donat projesi fiyaskoyla sonuçlanmıştı.
Olası bir kara harekâtında ABD askerinin Suriye ve Irak’a gönderilmesini tercih etmediklerini söyleyen Rhodes, “ABD askerlerinin problemin çözümü olduğuna inanmıyoruz. Ortadoğu’ya daha fazla ABD askeri göndererek sonunda saha muharebesine tamamen dâhil olmak, bu sorunla başa çıkmanın yolu değil. Irak ve Suriye’de alanda muhalif güçlere sahip olmak daha etkili ve sürdürülebilir” dedi. 2016’da başkanlık seçimlerine gidecek olan ABD yönetiminin bölgeye asker göndermesinin, Afganistan ve Irak örnekleri düşünüldüğünde, büyük riskler barındırdığını, seçime giderken bölgede gücünü kaybetmek istemeyen ABD’nin kara harekâtını yönlendiren ve finanse eden güç olarak kalmayı tercih edeceğini Manifesto sayfalarında daha önce belirtmiştik.
Öte yandan Suriye krizine ilişkin cumartesi günü üçüncüsü gerçekleşen Viyana toplantısında bir ay içerisinde ateşkesin uygulanması, 6 ay içerisinde Suriye’de bir geçiş hükümeti kurularak yeni hazırlanacak bir anayasayla 18 ay içerisinde seçimlere gidilmesi konusunda uzlaşı çıkmıştı. Ancak, toplantı bileşenleri arasında Devlet Başkanı Beşar Esad’ın siyasi geleceğine ilişkin anlaşmazlıklar devam ediyor. Viyana toplantısında siyasi sürece ilişkin ilerlemeleri incelemek üzere yeniden bir araya gelinmesine karar verilmişti.
‘Suriye Destek Grubu’ adıyla çalışma yürütecek olan bileşenlerin “çatışan tarafların destekleyicisi ülkeler olarak, destekledikleri ya da nüfuz kullanabildikleri kişi veya grupların ateşkese bağlı kalmasını sağlamak için mümkün olan tüm adımları atma” taahhüdü ise Suriye’de 5 yıldır süren savaşta Suriye halkına karşı işlenen suçların ve savaşın bizzat sorumlusu olduklarının itirafı niteliğinde.
Avrupa kapılarındaki sığınmacı ve mülteciler
G-20 Zirvesi’nin bir diğer önemli görüşmesi Ahmet Davutoğlu ve Angela Merkel arasında gerçekleşti. Görüşmenin gündemi Avrupa’ya dönük sığınmacı akışı, Türkiye’nin ve AB üyeliği ve terörle mücadele oldu. Davutoğlu “Yeni hükümetle birlikte önümüzdeki dönemde kapsamlı reformların gündeme geleceğini” söylerken, Merkel’in önceki görüşmelerden farklı bir vurgu yapmaması dikkat çekti.
G-20 toplantıları sırasında açıklama yapan Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker sığınmacı ve mülteciler konusunda Paris saldırıları sonrası AB’nin göçmen politikasını değiştirmesine gerek olmadığını, saldırganların “mülteciler değil suçlular” olduğunu söyledi. Juncker “Saldırıları organize eden ve gerçekleştirenler, bizzat mültecilerin kaçtıkları güçlerdir, tersi değil. Avrupa mülteci politikasının baştan aşağı gözden geçirilmesi gerekiyor.” dedi.
Paris saldırılarını düzenleyen intihar eylemcilerinden birinin cesedinin yanında Schengen bölgesine Yunanistan adalarından giriş yaptığı tespit edilen ve sahte olup olmadığı henüz açıklanmayan bir Suriye pasaportu bulunmuştu.
Türkiye tarafında neler oldu?
G-20 toplantıları sırasında Türkiye dün, ABD, NATO ve batılı ülkelerin daha önce olumsuz karşıladığı Çin Halk Cumhuriyeti ile yürüttüğü 3,4 milyar dolarlık uzun menzilli füze sistemi ihalesini iptal etti. Başbakanlık tarafından yapılan açıklamada iptal gerekçesi “milli füze projesi üzerine çalışmalar başlatılması yönünde bir eğilim olduğu” ifadesiyle açıklanırken “Türkiye uzun menzilli füze savunma sistemini kendisi kuracak” dendi.
AKP iktidarı konuyla ilgili bugüne kadar belirsiz mesajlar verirken, ABD ve Avrupa ülkeleri, Türkiye’nin NATO sistemiyle uyumlu bir düzenleme yapması konusunda ısrar ediyordu.
G-20 Zirvesi’ndeki bir diğer ikili görüşme de pazar gecesi geç saatlerde Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında gerçekleşti. Görüşmeye Türkiye Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov da katıldı. Görüşmeye ilişkin Erdoğan ve Putin’in, Türkiye ve Rusya Üst Düzey İşbirliği Konseyi (ÜDİK) toplantısının 15 Aralık’ta Rusya’da yapılması konusunda anlaştıkları belirtildi.
Rusya cephesi
G-20 Zirvesi’nin resmi açılışı öncesinde BRICS Zirvesi’nde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve diğer BRICS ülkeleri liderleri terörle mücadelede işbirliği konusunda konuştular.
Rusya’nın G-20 Şerpası Svetlana Lukaş, yaptığı açıklamada Paris’te IŞİD’in gerçekleştirdiği terör saldırılarının ardından G-20 liderlerinin bildirge üzerinde düzeltmelere gideceğini ancak bildirgenin terörizmle mücadelede ayrıntılara girmeyip genel yaklaşımı yansıtacağını ifade etti.
Lukaş, “Ülkeler ya da aşırı gruplar hakkında ayrıntılı görüşler yer almayacak; bunun yerine G-20 liderlerinin hepsinin paylaştığı genel yaklaşım yansıtılacak” derken bildirgede ayrıca bir bölümün sığınmacı sorununa ayrılacağını, bu konuda ülkelerin üzerinde mutabık kaldığı yaklaşımların yer alacağını belirtti.
Zirvenin sonunda yayımlanacak olan Antalya Bildirgesi’nde G-20’nin ekonomi ve ticarete dair başlıklar dışında ilk kez siyasi bir konuda mesaj verilmesi, terörle mücadele başlığında genel hatlarıyla ortak yaklaşımın yansıtılması bekleniyor. Bildirgenin, sığınmacı sorunu ve çözümler konusunda ise herhangi bir öneri geliştirip geliştirmeyeceği ise belirsiz.
Paris Katliamı sonrasında ABD ve AB üyesi ülkelerin yetkili ağızlarınca yapılan açıklamalardaki “birlik-beraberlik” vurgusunun, her ne kadar IŞİD’i hedef aldığı söylense de, Ortadoğu, Avrupa ve diğer bölgelerdeki gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda, esas olarak kimlere karşı “birlik-beraberlik” içinde olunacağını izlemek gerekiyor.
Bu haber en son değiştirildi 16 Kasım 2015 15:32 15:32
Hamas yöneticilerinden Sami Ebu Zuhri yaptığı açıklamada en önemli önceliklerinin İsral saldırılarının durdurulması olduğunu ifade…
Erzincan'ın İliç ilçesindeki altın madeni sahasında 13 Şubat'ta meydana gelen heyelanda 9 işçinin hayatını kaybettiği…
İçişleri Bakanlığı’nca kayyum atanan Tunceli Belediyesi Eş Başkanı Birsen Orhan, savcılık sorgusunun ardından tutuklama talebiyle…
Narin Güran cinayetinde amca Salim Güran ve baba Arif Güran'ın araçlarının içinde bulunduğu 5 araç…
Şahin, " Bilinmelidir ki RTÜK sansür kurumu değildir. Anayasamız net bir hükümle sansürü yasaklar" ifadelerini…
Dokuzuncu olağan kongresini gerçekleştiren Saadet Partisi'nde genel başkanlık için Kayseri milletvekili Mahmut Arıkan ile İstanbul…