ANALİZ | Petrol dünyayı tersine çevirir mi?
Petrol fiyatları tarihi bir dip noktasına doğru gidiyor. Ancak bu düşüş sona erip petrol fiyatları tekrar yükselmeye başlayacak. Bu olduğunda Rusya ve Latin Amerika'nın emperyalizme karşı ileri çıkmaları mümkün olacak mı?
Suudi Arabistan ile İran arasında ortaya çıkan diplomatik krizin ardından yaklaşık yüzde 2 artarak 38,95 dolara kadar yükselen Brent petrolün varil fiyatı, yine düşüşe geçerek 29 doların altına kadar düştü.
Suudi Arabistan’ın başını çektiği Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’nün (OPEC) daha fazla petrol üretme kararı alarak uzun süredir devam eden düşüşü körüklemesiyle petrol fiyatları bir tarihi eşiğin daha altına düşmüş oldu. Ayrıca, henüz İran’a uygulanan yaptırımlarında kaldırılmasının etkisi fiyatlara gerçek anlamda yansımış değil.
Öte yandan, Çin’den gelen beklenenin altındaki büyüme ve ihracat rakamları hem petrolün hem de demir cevheri, kurşun, nikel gibi metallerin fiyatlarında düşüşlere neden olurken bu durum dünya borsalarına da yansıyor.
Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC), 5 kurucu üye Irak, İran, Kuveyt, Suudi Arabistan ve Venezuela ile daha sonra tam üye olan 8 ülke Angola, Birleşik Arap Emirlikleri, Cezayir, Ekvador, Endonezya, Katar, Libya ve Nijerya’dan oluşuyor. Merkezi Viyana’da bulunan örgüte üye ülkeler, dünya petrol rezervlerinin yüzde 81’ini ellerinde tutarken, dünyadaki ham petrol üretiminin de yaklaşık yüzde 40’ını gerçekleştiriyorlar.
OPEC’in üretimi arttırma inadı fiyatlardaki düşüşü hızlandırıyor
Esasında petrol fiyatlarının 20 dolara kadar düşme ihtimali uzunca bir süredir konuşuluyor. Brent petrolünün fiyatı, OPEC tarafından daha fazla petrol üretme kararı alarak uzun süredir devam eden düşüşü körüklemesiyle, uzun yıllar sonra ilk kez bu düzeyleri görüyor.
Öte yandan, düşen petrol fiyatları OPEC üyesi olan ülkelerin ekonomilerini de ciddi şekilde sarsmaya başladı. Geçtiğimiz günlerde Suudi Arabistan, Bahreyn gibi Ortadoğu ülkelerinde yıllar sonra benzin fiyatlarına zam yapılması haberlerini okuduk. Tüm bu zorluklara rağmen Suudi Arabistan ve onun kararıyla OPEC, ABD’li bitümlü sist üreticilerini saf dışı bırakmak için düşük ham petrol fiyatı stratejisinden vazgeçmeyi bugüne kadar reddetti.
OPEC üyesi Ortadoğu ülkelerinde petrol üretim maliyetlerinin çok düşük olması bu yüksek arz, düşük fiyat politikasından bugüne kadar görece az etkilenmelerini sağlamış olsa da artık onlar için de deniz sonuna gelindiği anlaşılıyor. Suudi Arabistan’dan başlayan benzin zamları bunun bir göstergesi. Ancak OPEC üyesi Venezuela ve Irak gibi ülkelerin de fazlasıyla etkilendiği görülüyor.
Tüm bunlar, Suudi Arabistan’ın inatçılığının kırılmasına yol açıp arz kesintileriyle birlikte petrol fiyatlarındaki düşüşün sonunu getirebilir.
Petrol fiyatlarındaki düşüş petrol üreticisi ülke ekonomilerini vuruyor
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun “ekonomik savaş” dediği kendisine Meclis çoğunluğuna mal olan son bir kaç yıldaki gelişmelerin petrol fiyatlarıyla ilişkisi tartışılmaz.
Petrol fiyatlarından etkilenen Rusya’da dolar, Moskova borsasında yüzde 2,3 değer kazanarak 77,8 rubleye, Euro ise yüzde 3,2 değer kazanarak 85,3 rubleye çıktı. Rusya 2016 bütçesi, varil petrol fiyatı 50 dolar olacak şekilde oluşturulmuş, petrol fiyatlarındaki düşüşün devam etmesiyle Rusya Maliye Bakanlığı bu yılın ilk çeyreğinde bütçeyi revize edeceklerini açıklamıştı.
Rusya Ekonomi ve Kalkınma Bakanlığı ise 2016 ekonomi tahminlerini yenileyerek daha kötümser bir tahmin raporu yayınladı. Bakanlığın yeni tahminlerine göre varil petrol fiyatı 2016 yılında 40 dolar olacak.
Rusya’da yetkililer petrol fiyatlarının daha da inmesi halinde ek bütçe kesintilerine gidilmesine ihtiyaç duyulacağı yönünde bir süredir açıklamalarda bulunuyor. Rusya Maliye Bakan Yardımcısı Aleksey Moyseev, Reuters’e verdiği mülakatta, “Eğer petrol 20 dolara inerse ek kesintiler yapmamız gerekecektir. Petrol fiyatları 40 dolara geldiğinde uzun vadeli sürdürülebilirlik açısından ek bazı kesintilere gittik ama eğer petrol fiyatları 20 dolara düşerse daha da fazla kesinti yapmak zorunda kalırız.” demişti.
Rusya Ekonomi ve Kalkınma Bakanı Aleksey Ulyukayev ise geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, tahminlere ek olarak varil petrol fiyatını 25 dolar baz alan bir stres senaryosu hazırladıkları bilgisini vermişti.
Medvedev: İran’ın piyasaya girmesi yeni riskler oluşturuyor
Rusya Başbakanı Dmitriy Medvedev, başta İran olmak üzere petrol piyasasına giren yeni oyuncuların fiyat riski oluşturduğunu söylüyor.
Hükümet üyeleriyle 2016 bütçesini değerlendirdiği toplantıda petrol piyasasında yaşanan gelişmelere değinen Medvedev, petrol fiyatlarındaki düşüşün devam edebileceğini belirtiyor.
Her türlü gelişmeye karşı hazır olmaları gerektiğini kaydeden Medvedev, “Mevcut sorunlar etkisini göstermeye devam edecek. Petrol fiyatlarındaki düşüşün sürmesi muhtemel. İran gibi yeni oyuncuların piyasaya girmesi, petrol fiyatlarında ilave riskler oluşturuyor” diyor.
Diğer taraftan Medvedev, petrol fiyatlarındaki düşüş nedeniyle 2016 bütçesindeki çeşitli giderleri kısıtlayacaklarını belirtiyor. Rusya Başbakanı, bu nedenle bazı projelerden vazgeçmek durumunda kalacaklarını vurguluyor.
BAE: Petrol arzı konusunda bizi zorlamayın
Öte yandan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Petrol Bakanı Suheyl bin Muhammed Al Mazrui, petrol fiyatlarını korumak için ellerinden geleni yaptıklarını belirterek, “Ancak petrol üretimini azaltma konusunda zorlanmamız adil değil” diyor.
BAE’nin başkenti Abu Dabi’de düzenlenen enerji konferansında konuşan Mazrui, “Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’nde (OPEC) petrol fiyatlarını korumak için elimizden geleni yapıyoruz. Ancak petrol üretimini azaltma konusunda zorlanmamız adil değil. Piyasayı dengesini yeniden bulması için kendine bırakmalıyız” ifadelerini kullandı.
Irak: Ülke gelirimizin yüzde 70’ini kaybettik
Irak Petrol Bakanlığı Sözcüsü Adım Cihad ise ülke ekonomisinin temelde petrol ihracatına dayandığını dile getirirken, petrol fiyatlarındaki düşüşü global bir konu olarak değerlendiklerini ancak bu durumun Irak gibi petrol üreten ülkeleri vurduğunu ve petrol fiyatındaki düşüşün ülkedeki birçok kalkınma projesini de sekteye uğrattığını dile getirdi.
OPEC düşen fiyatlara rağmen üretimi arttırmıştı
Suudi Arabistan, ABD’li bitümlü sist üreticilerini saf dışı bırakmak için düşük ham petrol fiyatı stratejisinden vazgeçmeyi reddediyor. OPEC’in üretimi kısarak fiyatların yükselmesini sağlayacak bir duyuru yapması umudu ise geçen hafta Viyana’da yapılan toplantıdan sonra boşa düşmüş oldu. OPEC, günlük üretimini 30 milyon varilden 31,5 milyon varile yükseltme kararı aldı. Bu noktada petrol fiyatlarının düşük seviyelerinin ABD’nin Rusya ve Venezuela gibi ülkelere karşı elinde bir silaha dönüşmüş olduğunu da not etmek yararlı olur.
Petrol şirketleri için durum ne?
Petrol fiyatlarının düşmeye başlaması sektördeki gelirleri bir bütün olarak aşağıya çekmiş oldu. Ancak petrol rafinerilerinin buna karşın kar oranlarını en üst noktalara taşıyabildiği söyleniyor. Yine de, 2014 ve 2015 yıllarında, yaklaşık 400 milyar dolarlık yatırım ertelenirken, en çok da yüksek üretim maliyetleri nedeniyle derin deniz petrol arama projeleri askıya alındı.
Öte yandan, petrol şirketleri açısından da faturanın öncelikle işçilere çıkacağı görülüyor. İngiliz petrol şirketi BP’den yapılan açıklamada, düşük petrol fiyatları nedeniyle 2016 yılının sonuna kadar BP’nin küresel operasyonlarında 4 bin kişinin işine son verilmesinin planlandığı duyuruldu.
Petrol fiyatlarında tersine dönüş dünyayı da tersine döndürür mü?
Dünya ekonomisindeki yavaşlamanın talep yönünden fiyatlara etkisinin oldukça sınırlı olabileceği anlaşılıyor. Dahası, OPEC içerisinde yer alan ve bölgenin en önemli petrol üreticilerinden İran ve Suudi Arabistan arasındaki son gerilimin dahi fiyatları neredeyse hiç etkilemediği ilginç bir tabloyla karşı karşıyayız.
Tüm bunlar değerlendirildiğinde petrol arzın kısılması bir süre sonra mümkün olsa bile birkaç yıl önceki yüksek rakamlara dönüş için bir veri yok. Petrol fiyatlarının daha istikrarlı bir biçimde bugünkünden daha yüksek bir yere gelmesinin ise herkesin beklentisi olduğu anlaşılıyor.
Yine de, Venezuela’da Hugo Chavez’in önderliğindeki Bolivarcı Devrim’in ve Latin Amerika’daki sol rüzgarın yakıtı, bu ülkelerin zengin petrol ve hammadde kaynaklarının kamu tarafından tüm halkın ihtiyaçları için kullanılabilmesi olmuştu. Petrol fiyatlarının toparlanması kuşkusuz yeni kaynaklar anlamına gelecek. Benzeri bir durumun Rusya ve tekrar sisteme dahil olan İran için de geçerli olacağı söylenebilir.
Fiyatların tekrar yukarıya dönmesi, kuşkusuz, Ortadoğu’daki Arap emirliklerinin giderek kendi kapılarına kadar gelen savaş politikalarına karşı bölgede aktörlerin yeniden güçlenmesini sağlayacak.
Bu durumun, savaş alanlarında bugün de istediğini elde edemeyenlerin daha da zorlanacağı bir tabloyu ortaya çıkarması mümkün olabilir.