“(…)
Yataklık etmiş zaar
Suçu tevatür ve esrar,
Elbet bir kızıllığı var
İkindiyin saat beşte.”
Sardunya’ya Ağıt/Can Yücel
‘Sanat sevicileri’ne, yobazlara ve para babalarına lafını sakınmayan; argo ve ‘müstehcen’ sözleri kullanmaktan vazgeçmediği için soruşturmaya uğrayan, şiirlerini okumaktan vazgeçemediğimiz Can Yücel’i kaybedeli bugün 17 sene oldu.
Hayatı ve yazarlığı
Yücel, 1926’da İstanbul’da doğdu. Ankara ve Cambridge üniversitelerinde Latince ve Yunanca okudu, çeşitli elçiliklerde çevirmenlik, Londra’da BBC’nin Türkçe bölümünde spikerlik yaptı.
Askerliğini ise iki sene olarak Kore’de yaptı. 1958’de Türkiye’ye döndükten sonra bir süre Bodrum’da turist rehberi olarak çalıştıktan sonra bağımsız çevirmen ve şair olarak yaşamını İstanbul’da sürdürdü.
Can Yücel, 1945-1965 yılları arasında Yenilikler, Beraber, Seçilmiş Hikayeler, Dost, Sosyal Adalet, Şiir Sanatı, Dönem, Ant, İmece ve Papirüs adlı dergilerde yazdı. Daha sonraları Yeni Dergi, Birikim, Sanat Emeği, Yazko Edebiyat ve Yeni Düşün dergilerinde yayımladığı şiir, yazı ve çeviri şiirleri ile tanınan Yücel, 1965`ten sonra siyasal konularda da ürün verdi.
12 Mart 1971 döneminde Che Guevara ve Mao’dan çeviriler yaptığı gerekçesiyle 15 yıl hapse mahkum oldu. 1974’de çıkarılan genel afla dışarı çıktı. Dışarı çıkışının ardından hapiste yazdığı Bir Siyasinin Şiirleri adlı kitabını yayımladı. 12 Eylül 1980 sonrasında müstehcen olduğu iddiasıyla “Rengahenk” adlı kitabı toplatıldı.
‘Maaile’, “Yazma”, “Her Boydan” (Çeviri Şiirler), “Sevgi Duvarı”, “Bir Siyasinin Şiirleri”, “Canfeda”, “Gece Vardiyası Albümü”, “Benim Adım Firuzansa Ne Olayım” şiir kitaplarından bazılarıdır.
Yücel ayrıca Lorca, Shakespeare, Brecht gibi ünlü yazarların oyunlarından çeviriler yaptı. Shakespeare çevirileri (Hamlet, Fırtına, Bir Yaz Gecesi Rüyası) aslına tam olarak bağlı kalmasa da son derece başarılıdır. Shakespeare’in ünlü ‘to be or not to be’ sözünü ‘bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin’ şeklinde Türkçeleştirmiştir.
Yücel’in şiirlerinin yanı sıra çevirileri de bir o kadar iyi olup okuyana yabancı bir metinden çeviri yazı okuduğunu adeta unutturur.
“Düzenle birbirimize kan alıp veremiyoruz”
Yücel’in kişiliğini hatırlamak bugün önemli. Ölmeden önce yaptığı bir röportajda hep muhalif biri olarak yaşadığını söylerken, düzenle arasındaki uzlaşmamayı şu şekilde anlatıyordu: “Ben hayatım boyunca muhalif yaşadım. Devlet ve herkes beni menfi diye belledi. Onun için ‘kan grubum rh negatif.’ Onun için düzenle birbirimize kan alıp veremiyoruz.” Yücel, düzenle uyuşamaması sebebiyle, birçok kovuşturmaya uğradı, hakkında davalar açıldı, işsiz kaldı. Ancak tüm bunlara rağmen, kendi deyimiyle kendi içinde, ruhuyla barışık ve keyifli yaşadı. Yaşadığımız süreçleri görseydi ağzından, kaleminden ‘dolu dolu’ neler çıkardı tahmin etmek zor değil…
Yücel’i 17. ölüm yıldönümünde saygıyla anıyoruz.
Yücel için bugün Datça’da mezarı başında (saat: 11.00) anma gerçekleştilecek. Yine bu akşam Uluslararası Knidos Kültür ve Sanat Akademisi’nde (UKKSA) dostları ve sevenleriyle birlikte Yakaköy’deki merkezinde etkinlik düzenleniyor. Etkinlikte, Kemal Kocatürk de kendi yazdığı “Can” oyunundan bir bölüm sahneleyecek.
Bu haber en son değiştirildi 13 Ağustos 2016 09:49 09:49
İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre Tunceli Belediye Başkanı Cevdet Konak ve Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül…
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya'nın nükleer olmayan hipersonik ekipmanlarla donatılmış bir balistik füzeyi fırlatarak, Batı'ya…
Beyaz Saray Basın Sözcüsü Jean-Pierre yaptığı açıklamada ne ABD'nin ne de Ukrayna'nın bölgedeki gerilimi arttırmada…
Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şikâyetiyle 11 yıl 8 ay hapis…
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün eski basın danışmanı Ahmet Sever, Mustafa Varank’ın açtığı 'Ak trol' davasından…
"Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçlamasıyla hakkında soruşturma başlatılan gazeteci Fatih Altaylı, "Olağan ve alışık…