Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Tahkim Mahkemesi’nin Filipinler’in başvurusu üzerine Güney Çin Denizi’ndeki tartışmalarla ilgili davada aldığı karar, gözleri bölge ülkeleri arasında çatışma alanı haline gelen Güney Çin Denizi’ne çevirdi.
Lahey’deki Mahkeme, Çin’in Filipinler’in egemenlik haklarını ihlal ettiğine ve suni adalar inşa ederek Güney Çin Denizi’ndeki mercan kayalıklarına büyük zarar verdiğine hükmetti.
Güney Çin Denizi’nin tamamı üzerinde hak iddia eden Çin, mahkemeye sert tepki göstererek kararı “mesnetsiz” olarak niteledi.
BM Daimi Tahkim Mahkemesi, Filipinler’in 2013’te yaptığı başvuruyu değerlendirmiş ve 2015’te de davayı görmeyi kabul etmişti. Mahkeme, 151 sayfalık gerekçeli kararında Çin’in, Filipinler’in başvurusunun mahkemenin görev alanı dışında olduğu iddialarını da reddetmişti.
Bölge ülkeleri dışında olaya uzun zamandır müdahil olan ABD, konu ile ilgili yaptığı son açıklama ile bölgeyi emperyalizmin yeni kriz alanına dönüştürme konusunda büyük bir adım attı.
Çin Güney Çin Denizi’ne ve BM kararına dair tutumunu yineledi
Çin Devlet Konseyi Basın Ofisi Başkan Yardımcısı Guo Weimin ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Liu Zhenmin, Çin’in Güney Çin Denizi sorunundaki tutumunu yineledi.
Guo Weimin ve Liu Zhenmin, başkent Beijing’de bugün düzenlenen basın toplantısında, konuyla ilgili yayımlanan Beyaz Kitap hakkında bilgi verdi.
Guo Weimin, tahkim davasının hukuk kisvesi altındaki bir siyasi komedi olduğunu, bunun Çinlilerin atalarının da yaşadığı Güney Çin Denizi’nde bir “rüzgâr veya dalga yaratamayacağını” söyledi.
Çin halkının Güney Çin Denizi’ndeki faaliyetlerinin 2 bin yıl öncesine dayandığına dikkat çeken Guo Weimin, geçici olarak kurulan bir tahkim mahkemesi tarafından alınan sözde kararın yasa dışı ve geçersiz olduğunu dile getirdi. Guo, Güney Çin Denizi’ndeki adaların geçmişten bugüne daima Çin toprağı olduğuna dair gerçeğin değiştirilemez, Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki toprak egemenliği ile denizlerdeki haklarının da inkar edilemez olduğunu vurguladı. Guo, Çin’in toprak egemenliğini ve denizlerdeki haklarını korumada kararlı olduğunun altını çizdi.
Beyaz Kitap hakkında bilgi veren Liu Zhenmin ise bu metnin, Çin ile Filipinler arasında Güney Çin Denizi’ndeki anlaşmazlığa dair gerçekleri açıklamanın yanında, Çin’in bu sorundaki daimi tutum ve politikalarını yinelemeyi amaçladığını dile getirdi.
Çin ile Filipinler arasındaki başlıca anlaşmazlığın, Filipinler’in Çin’in Nansha Adaları’na ait bazı adaları yasa dışı şekilde işgal etmesinden kaynaklanan bir toprak sorunu olduğna dikkat çeken Liu Zhenmin, Filipinler ve Uluslararası Tahkim Mahkemesi’nin zorla ilerlettiği tahkim sürecinin “BM Deniz Hukuku Sözleşmesi”ne aykırı olduğunu ve Çin’in egemenliğini ve denizlerdeki haklarını ihlal ettiğini belirtti. Liu, olayın uluslararası hukuk tarihine kötü bir örnek olarak geçeceğini dile getirdi.
Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki toprak egemenliği ile denizlerdeki haklarını kararlılıkla korumada ısrar ettiğini, aynı zamanda anlaşmazlıkların müzakere yoluyla çözülmesini istediğini belirten Liu, yeni Filipinler hükümetiyle birlikte sorunun uygun şekilde çözülerek ikili ilişkilerin bir an önce normale dönmesi için çaba harcamaya hazır olduklarını ifade etti.
“Beyaz Kitap”ın İçeriğinde Neler Var?
Çin Devlet Konseyi’ne bağlı basın ofisi “Çin Filipinler ile Güney Çin Denizi’ndeki Anlaşmazlığı Müzakere Yoluyla Çözmede Kararlı” başlıklı Beyaz Kitap’ı dün yayınlandı. Kısaca Beyaz Kitap, Çin’in BM kararını tanımayacağı, BM’nin böyle bir yetkisi olmadığı ve Güney Çin Denizi krizini barışçıl yollardan çözmek istediğini vurgulamış.
Beyaz Kitap’ta, Güney Çin Denizi’ndeki adaların geçmişten günümüze her zaman Çin’in toprağı olması, Çin ve Filipinler arasındaki ilgili anlaşmazlığın sebebi, Çin ve Filipinler’in Güney Çin Denizi ile ilgili anlaşmazlık üzerine fikir birliğine varmış olması, Filipinler’in defalarca anlaşmazlığı zora sokan tavrı ve Çin’in Güney Çin Denizi sorunu için politikaları dâhil beş bölümden oluşuyor.
Beyaz Kitap Çin’in 2 bini aşkın yıldır Güney Çin Denizi’nde faaliyet gösterdiği, Güney Çin Denizi’ndeki adalar ve ilgili deniz açılarını keşfeden, adlandıran ve geliştiren ilk ülke olduğu, Çin’in sürekli, barışçı ve etkin bir şekilde Güney Çin Denizi’ndeki adalara egemenlik ve yönetim uygulayan ilk ülke olduğu gibi açıklamalar içeriyor.
Beyaz Kitap’ta, Çin ve Filipinler’in Güney Çin Denizi’yle ilgili anlaşmazlığının merkezinde Filipinler’in yasa dışı bir şekilde Çin’in Nansha Adaları’ndan bazılarını işgal etmesinden kaynaklanan toprak sorunu olduğuna işaret ediliyor. Tarih ve uluslararası hukuk bakımından, Filipinler’in Nansha Adaları’nın bazılarına egemenlik iddiasının tamamen asılsız olduğunun altı çiziliyor.
Beyaz Kitap’a göre ayrıca eski Filipinler hükümetinin 2013 yılında tek taraflı olarak ortaya koyduğu Güney Çin Denizi anlaşmazlığına dair tahkim davasının Çin ve Filipinler’in ikili müzakere yoluyla anlaşmazlığı çözme anlaşmasına aykırı bir tutum takındığı ve bu davranışın Çin’in “Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Protokolü”nün sözleşme tarafı olarak kendi gücüne dayanarak anlaşmazlığı çözme yöntemini seçme hakkını çiğneyerek eski Filipinler hükümeti anlaşmazlığı çözme sürecini kötüye kullanıyor. Filipinler’in tek taraflı isteği üzerine oluşturulan Güney Çin Denizi anlaşmazlığına dair tahkim mahkemesi, bugüne kadar idari yargılama hakkına sahip olmadığı da Beyaz Kitap’ta geçen bir diğer önemli iddia. Bu nedenle ilgili tahkim kararının geçerli ve bağlayıcı olmadığı belirtilmiş.
“Tahkim ABD’nin komplosu”
Filipinler Eski Eğitim Bakan Yardımcısı Antonia Valdes, geçici olarak kurulan tahkim mahkemesinin sanki Filipinler ve Çin arasındaki anlaşmazlıkları yargıladığı izlenimi verdiğini, ancak tüm olayın ABD tarafından manipüle edildiğini ifade etti. Antonia Valdes, bu tahkimden faydalanan ülkenin Filipinler değil, ABD’nin olduğunu dile getirdi.
Ünlü siyaset eleştirmeni Hermann Laurel, yaptığı konuşmada, Çin ve Filipinler’in iki taraflı müzakereyi düzenlemesi durumunda, ASEAN ülkelerinin de işbirliğini başlatabileceklerini ve ABD’nin bunu görmek istemediğini belirtti.
ABD’ye Çağrı
Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Lu Kang, dün yaptığı konuşmada, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Güney Çin Denizi anlaşmazlığına dair tahkim kararıyla ilgili açıklamasına Çin’in kararlılıkla karşı çıktığını belirterek, ABD’nin Güney Çin Denizi sorunuyla ilgili kışkırtmayı durdurması çağrısı yaptı.
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsünün dünkü basın bildirisindeki; “Güney Çin Denizi anlaşmazlığına dair tahkim kararı, Çin ve Filipinler için yasal açıdan bağlayıcıdır. İki tarafın ilgili sorumluluklarını yerine getirip, bu fırsatla anlaşmazlığın barışçıl yolla çözülmesi için yeniden çaba göstermesi arzu ediliyor.” açıklamasına işaret eden gazeteciler, Lu Kang’a bunu nasıl yorumladığını sordu.
Lu Kang, Çin’in ABD’in ilgili açıklamasına kararlılıkla karşı çıkarak, ABD tarafına ciddi girişimde bulunduğunu belirtti..
Lu Kang, tahkim kararıyla ilgili olarak, Çin Dışişleri Bakanlığı’nın Çin hükümetinin ciddi tutumunu belirten açıklamayı yapmış olduğuna dikkat çekti. Lu Kang’a göre, Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki toprak bütünlüğü ve denizlerdeki hakları, tahkim kararından etkilenmeyecek. Çin, söz konusu karara dayalı herhangi bir düşünce ve hareketi kabul etmiyor. Çin, toprak egemenliğini ve denizlerdeki haklarını savunmaya devam ederek, Güney Çin denizi’nin barışı ve istikrarını koruyacak ve tarihe saygı gösterme temelinde, ilgili ülkelerle birlikte uluslararası hukuk uyarınca müzakere yoluyla Güney Çin Denizi’yle ilgi anlaşmazlığı çözmeye çalışacak.
Lu Kang, ABD’nin tahkim kararıyla ilgili olarak yaptığı açıklamanın uluslararası hukuka ve uluslararası ilişkilerle ilgili temel ilkelere aykırı olduğuna işaret etti. Lu Kang, tahkim kararının ayrıca ABD’nin toprak egemenliği anlaşmazlığı konusunda tarafsız kalmasına dair taaddüdüne aykırı olduğunu vurguladı. Tahkim kararı henüz açıklanmadan ABD tarafı, Filipinler’in kazandığını belirtmişti ve diğer ülkeleri kararı desteklemeye ikna etmeye çalışmıştı.
Lu Kang, Çin’in ABD’ye yasa dışı tahkim kararıyla ilgili kışkırtmayı, Çin’in egemenliği ve güvenlik çıkarını zedeleyen ve bölgesel gerginliği pekiştiren hareketleri durdurması çağrısında bulundu.
ABD: Çin Provokasyondan Kaçınmalı
Hammadde kaynakları açısından zengin olan bölge üzerindeki anlaşmazlık, Çin ile ABD arasındaki ilişkileri de olumsuz yönde etkilemişti. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby mahkemenin aldığı kararın, Güney Çin Denizi’ndeki anlaşmazlığın barışçıl çözümü hedefine ‘önemli bir katkı’ olduğunu duyurdu. Açıklamada tarafların kararı ‘nihai ve yasal olarak bağlayıcı’ olarak görmesi ve ‘provokasyonlardan kaçınmaları’ gerektiği belirtildi.
Uluslararası Kamuoyundan BM kararı ve Çin’e destek açıklamaları
Çok sayıda ülkenin hükümeti, yetkilileri ve bilim adamları açıklama yaparak, Çin hükümetinin tutumuna olan desteğini ifade etti.
Pakistan Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Güney Çin Denizi anlaşmazlığının ilgili ülkelerin ikili anlaşma ve Güney Çin Denizi ile İlgili Eylem Deklarasyonu doğrultusunda görüşme yoluyla barışçı şekilde çözülmesi gerektiğini vurguladı.
Açıklamada, barış ve güvenliği korumanın Güney Çin Denizi bölgesindeki tarafların ortak sorumluluğu olduğu, bölge dışı ülkelerin Çin ve ASEAN ülkelerinin istikrarı koruma çabasına saygı gösterip ve bunun için yapıcı rol oynaması gerektiğine dikkat çekildi.
Etiyopya hükümeti açıklama yayımlayarak, Çin’in tutumunu desteklediğini belirtti. Açıklamada, Çin’in anlaşmazlığı ikili anlaşma ve bölgedeki fikir birliğine göre dolaysız görüşme yoluyla çözme tutumu desteklendiği belirtildi.
Benin Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasında, Çin ve Filipinler’in anlaşmazlığı, açıklık ve hoşgörü ilkeleri temelinde diplomatik yollarla barışçı şekilde çözmeleri çağrısında bulunuldu.
Mali Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasında, Çin liderinin anlaşmazlığı görüşme yoluyla çözme, Güney Çin Denizi’nde barış ve istikrarı koruma çabasını sürdürmesinin desteklendiği ifade edildi.
Ukrayna eski başbakanı ve Vatan Birliği Partisi Genel Başkanı Yulia Timoşenko ise; yaptığı açıklamada “Uluslararası hukuklara sadık kalınması, büyük önem taşır, dünyada barış ve ülkeler arasında uyum sağlar. Jeopolitik deneyimlere göre, uluslararası hukuklara uyulmaması ve kendi çıkarı için uluslararası hukukların bazı maddelerini kasten tevil etmek, trajediye, hatta uluslararası çatışmaya yol açabilir.” Şeklinde konuştu.
Güney Afrika Cumhuriyeti ve Tayland’daki hukukçular da açıklama yaparak, kararın Güney Çin Denizi’ndeki huzur ve refaha yardımcı olmayacağını, ilgili ülkelerin fikir birliği aramaları gerektiğini savundular.
Öbür taraftan Avustralya, Endonezya ve Singapur da, karara bölge ülkelerinin saygı göstermeleri çağrısında bulundu.
Endonezya Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, ‘Bütün taraflar çıkan karara saygı göstermelidir. Endonezya olarak tüm tarafları sükunete ve ılımlı olmaya davet ediyoruz. Güney Çin Denizi’nde gerilimin tırmandırılmaması için BM Deniz Hukuku Anlaşması çerçevesinde hareket edilmelidir. Bölgedeki ortaklarımız, sorunları daha ılımlı müzakerelerle çözme yolunu tercih etmelidir. Endonezya olarak bölgedeki istikrar ve huzurun devamlı olması için her zaman çaba göstereceğiz’ ifadeleri kullanıldı.
Singapur Dışişleri Bakanlığı da yaptığı yazılı açıklamada, ‘Singapur, Güney Çin Denizi’nde hak iddia eden ülkeler arasında yer almamaktadır. Singapur olarak bölgede barışçıl adımların atılması taraftarıyız. Taraflar, yasal ve diplomatik süreçlere saygı duymalı’ ifadelerine yer verdi.
Tayvan Bölgeye Savaş Gemisi Yolladı
Tayvan Devlet Başkanı Tsai Ing-Wen ‘ülkesinin bağımsızlığını korumak için’ savaş gemisi gönderme kararı aldıklarını açıkladı. Tayvan hükümeti de Tahkim Mahkemesi görüşmelerine çağrılmadıkları için kararı tanımayacağını açıklamıştı.
Tayvan’a ait bir savaş gemisinin Güney Çin Denizi’ne doğru yola çıkmasından önce bir konuşma yapan Tsai, Lahey’deki mahkemenin kararının ‘kabul edilemez’ olduğunu ve Tayvan’ın bölgedeki haklarını ciddi şekilde zedelediğini ifade etti.
Tsai, Tayvan’ın haklarının korunması konusunda kararlı olduklarını göstermek amacıyla Güney Çin Denizi’ne savaş gemisi gönderdiklerini söyledi.
Yetkililer, Tayvan’ın Güney Çin Denizi’ne uçak ve gemi göndermeye devam edeceğini söyledi.
Bu haber en son değiştirildi 15 Temmuz 2016 09:16 09:16
Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin hakkında tutuklanma emri çıkardığı eski İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, ABD'ye gidecek.…
İzmir’de Queen Seracılık’ta çoğunluğu kadın olan işçiler, ağır çalışma koşulları nedeniyle iş sözleşmelerini feshetti. Tarım-Sen…
İKD tarafından İzmir Karşıyaka'da düzenlenen basın açıklamasında "İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden kazanacağız. 6284’ü uygulatacağız. Medeni Kanun’a…
Yerel seçimler öncesi belediyeleri kazanmaları durumunda kreş açılacağını vaat eden iktidar, seçim kaybının ardından kreşlere…
İstanbul'da "silahlı terör örgütü PKK/KCK üyesi olmak" suçundan tutuklanmasının ardından Esenyurt Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan…
Bakan Tekin camiler üzerinden Cumhuriyet'i hedef aldıktan sonra 439 yıllık Mehmed Ağa Camii'nin PVC pencerelerle…