Erdoğan'ın kendisine 'el hareketi' yaptığını iddia ettiği kadına hapis cezası

Dönemin Başbakan'ı Recep Tayyip Erdoğan'a, evinin balkonundan 'el hareketiyle' hakarette bulunduğu öne sürülen Filiz Akıncı'nın yargılandığı davada karar çıktı.

Erdoğan'ın kendisine 'el hareketi' yaptığını iddia ettiği kadına hapis cezası

İzmir’de 2014 yılında, dönemin Başbakan’ı Recep Tayyip Erdoğan’a, evinin balkonundan ‘el hareketiyle’ hakarette bulunduğu öne sürülen Filiz Akıncı’nın yargılandığı davada karar çıktı.

Hakim Kemal Oruç, tutuksuz yargılanan sanığı önce 6 ay hapis cezasına çarptırdı, ardından mağdurun kamu görevlisi olması nedeniyle cezayı 11 ay 20 güne çevirip ertelemedi.

16 Mart 2014 tarihinde, dönemin Başbakan’ı Recep Tayyip Erdoğan’a, Gündoğdu Meydanı’ndaki miting alanından ayrılırken, evinin balkonundan el hareketiyle işaret yapıp hakaret içeren sözler söylediği öne sürülen Filiz Akıncı’nın 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı davaya devam edildi.

“Erdoğan o gün Başbakan olarak değil, bir siyasi partinin genel başkanı olarak İzmir’deydi”

Sanık Akıncı’nın avukatı Anıl Güler, savunmasında davada mağdur olarak yer alan Erdoğan’ın o gün İzmir’e siyasi parti genel başkanı olarak mitinge geldiğini belirterek şöyle dedi:

“Olayımızda kamu görevlisine hakaret suçlaması vardır. Olay tarihinde mağdur Recep Tayyip Erdoğan başbakandı. Ancak o gün İzmir’de miting yapmak için bir başbakan olarak değil, bir siyasi parti başkanı olarak gelmiştir. Benzer bir olayın mağduru diğer parti genel başkanları olması haliyle aynı durum söz konusudur. Mağdur da aynı şartlardadır, bir partinin genel başkanıdır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında da yer alan, mağdurun kamu görevlisi olması nedeniyle farklı bir suç isnadı yapılmayacağı, bu noktada kamu görevlisine hakaret suçunun anayasa ve insan hakları sözleşmesine aykırı olduğu düşüncesindeyiz. Hiçbir şekilde suça konu olay müvekkilim tarafından gerçekleştirilmemiştir.”

“Tanıklar siyasi karşıtlık üzerinden ifade verdi”

Olayın iki tanığından birinin AKP, diğerinin MHP üyesi olduğunu ve bu nedenle bir siyasal karşıtlığın söz konusu olduğunu vurgulayan avukat Anıl Güler, “O dönem itibarıyla Türkiye’yi sarsan barışçıl bir çevre gösterisi çok sert ve orantısız bir şekilde bastırılmıştır. Barışçıl eylemlerde ölümler olmuştur. Türkiye’yi sarsan ölümlerden sonra dahi Erdoğan, bizce polis tarafından öldürüldüğü iddia edilen çocukların annelerini ve babalarını meydanlarda yuhalatmıştır. Ölümlerle biten olaylarda, ağır şiddet uygulanan olaylarda ‘polise emri ben verdim’, ‘polisler destan yazıyor’ diyen kişidir. Barış yanlısı, sosyal adaletten yana, çevre konusunda bilinci gelişmiş bir birey olan müvekkilimin, bu polis şiddeti sonucu yaşanan ölüm ve yaralanmalardan olumsuz etkilenmemesi mümkün değildir. Siyası sorumlu olarak mağduru görmektedir” dedi. Müvekkilimin suçu işlediğine dair herhangi somut delil olmadığı görüşünü savunan avukat Anıl Güler, “Öncelikle beraatını, ceza verilecekse lehe olan indirimlerin uygulanmasını, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını istiyoruz” diye talepte bulundu.

Erdoğan’a hakaret davasında bilirkişi ‘hareket yok’ dedi

Hakim Kemal Oruç, dosyada bulunan CD’lerin bilirkişi tarafından incelendiğini ve sanığın el hareketini yapan bir görüntünün olmadığını, dinlenen tanıkların ve tutanak tutan polislerin ifadelerine göre sanığın suçu işlediğinin sabit olduğunu belirtip, önce 6 ay hapis cezasına çarptırdı. Hakim Oruç, ‘mağdurun’ kamu görevlisi olduğundan cezayı iki katına çıkarıp 1 yıl hapse, ardından duruşmalardaki iyi halini de göz önüne alıp 11 ay 20 gün hapse çevirdi. Sanığın 2011 yılında yargılandığı bir davada aldığı cezası nedeniyle sabıkasının bulunduğunu, mahkemece bir daha suç işlemeyeceğine kanaat oluşmadığını belirten hakim, cezayı ertelemedi.