Reklam
Kategoriler: İç Açı

Hakan Yerlikaya yazdı: 10 Kasım ve çukurun içinden seslenen gericiliğe yanıt…

Reklam

Son yazımızda kapağı açılan bir çukurdan dışarı yayılan kirliliğe karşı yanıt vermeye çalışmıştık.

Tarık Akan gibi ilerici bir sanatçının arkasından salya saçanları ve onun cenaze töreni üzerinden sola saldıranlara yanıt vermek boynumuzun borcuydu.

Bilal’e anlatır gibi anlatmaya çalışmış “halkın değerlerine saygılı olun” demiştik.

Bu bizler açısından bir beklenti değildi elbette…

Çıta çok düşüktü bunun da farkındaydık.

Çünkü Bilal de anlamıyordu anlatılanı…

Huylu huyundan vazgeçmiyor, ortalık tetikçiden geçilmiyor.

Öğrendik ki tetikçinin biri, sıkı yandaş Fatih Tezcan, 10 Kasım günü Twitter hesabından “Özlemle anıyoruz… Allah mekanını cennet eylesin… Amin…” paylaşımında bulunarak II. Abdülhamit’i anmış.

Derdimiz niye andığı falan değil… Atasıdır anacak tabii ki…

Mesele şu, II. Abdülhamit hangi tarihte ölmüş biliyor musunuz?

10 Şubat 1918’de…

Peki 10 Kasım’da kim anılıyor bu ülke de?

Anormallik ve mesele burada…

Uzun sözün kısası, tetikçi kendisine biçilen rolün gereğini yapıyor.

Fatih Tezcan Twitter’daki bu paylaşımına gelen tepkiler üzerine “Küstahlığa bak! Abdülhamid Han’ı anıyorum Atatürk’e saygısızlık diyorlar.” diyerek savunmaya geçiyor ve 31 Mart 1909 yılındaki gerici ayaklanmanın bastırılmasındaki rolünü hatırlatarak, Mustafa Kemal için ‘katil’ imasında bulunuyor.

Şimdi bu tetikçiliğin tarihsel arka planına değinerek dertlerini bir kez daha ortaya dökelim.

İnsanlık tarihi, sınıflar mücadelesi tarihidir.

Doğal ki bu mücadelenin iki cephesi var. Sermaye sınıfı ve işçi sınıfı.

Sermaye sınıfı tarihsel olarak gericidir. Gericiliği ve faşizmi işçi sınıfına karşı verdiği iktidar mücadelesinde sürekli besler, büyütür ve kullanır.

Tarihsel olarak gericilik cephesinde olmayan ve onlara yenilgiler tattırmış olan ilericilik cephesindekilerle dertleri kinleri bitmez bunların.

Lenin’e, Stalin’e, Fidel’e, Che’ye, neden hâlâ saldırıyorlarsa, Mustafa Kemal’e de bunun için saldırıyorlar.

Çünkü o, bu iki blok arasındaki tarihsel mücadelenin bir kesitinde, bulunduğu coğrafya da ilericilik adına önemli kazanımların orta çıkmasına önderlik etmiştir.

“Katil” dedikleri bizim cephedekiler ne yapmış?

Nerede gericilik, sömürü, zulüm varsa binmişler tepesine her alanda, cephede, siyasette, sanatta…

Kâh 31 Mart’ta İstanbul’da yobazlara ve 1923’te emperyalistlere,

Kâh 7 Kasım 1917’de Petrograd’da, gerici Rus Çarlığı’na,

Kâh 2 Şubat 1943’te Stalingrad’da faşizme,

Kâh 26 Temmuz 1953’te Küba Moncada kışlası baskınıyla Batista diktatörlüğüne…

Günyüzü göstermemiş, tarihin tekerleğinin geriye doğru çevrilmesine izin vermemişler.

Anlayacağınız, gericilik cephesinde dert çok, hem derman yok neylersin…

O yüzden şaşkına dönüyor, 10 Şubat’ta anmaları gereken II.Abdülhamit’i 10 Kasım’da ‘anıyorlar’.

Tam bir şuursuzluk örneği gerçekten.

Oysa hem tarihte hem de günümüzde ‘katil’ arıyorlarsa bulundukları çukura bakmaları yeterli olacak.

Mesela bulundukları o çukurda, yandaşlıklarını ve tetikçiliğini yaptıkları güçler eliyle beslenen IŞİD’i ve diğer eli kanlı cihatçı çeteleri görebilirler.

O çukurda, cansız bedeni Bodrum sahiline vuran 3 yaşındaki Suriyeli Aylan Kurdi’nin ve binlerce çocuğun ölümüne neden olanları görebilirler.

O çukurda, Ankara garında 100’ün üzerinde ilericiyi katledenlerin bugün mahkemede hangi partiye üye olduklarını övüne övüne ifade ettiklerini görebilirler.

O çukurda her gün “Artık daha kötüsü olabilir mi demeyelim her gün daha kötüsü karşımıza çıkıyor” diye düşündüğümüz çocuk tecavüzcülerini ve onlara yol verenleri görebilirler.

O çukurda kadın katillerini görebilirler.

O çukur da memleketi satmak, yağmalamak konusunda paylaşım kavgasına düşen gericilerin ve reislerin yaptıkları katliamlarını görebilirler.

O çukurunuz öyle bir çukur ki; katili de, yağmacıyı da, yobazı da, işbirlikçiyi de, tecavüzcüyü de besleyebiliyor içinde…

O çukur, sizi içindekileriyle birlikte korur, kollar, saklar…

Buna şüphe yok.

Fakat bir hatırlatma yapalım ve şimdilik bitirelim…

O çukur taşarsa, ki taşmak üzeredir.

Biliniz ki, Türkiye’nin asla söküp atamayacağınız ilerici birikimi o çukurdan taşan pisliğin üzerini bir kez daha kapatmasını bilir…

Yalnız bu kez bir farkla.

Sizi besleyen emperyalizmi ve sermaye sınıfını da ait oldukları o çukura gömerek…

Bu haber en son değiştirildi 14 Kasım 2016 10:48 10:48

Reklam

Önceki Haberler

Diyanet’in bu sefer de özel yemek menüsü ortaya çıktı: Haftanın dört günü kebap, iskender, biftek…

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Elazığ'da aday din görevlileri için düzenlediği yemek ihalesinde kurumun "özel yemek" listesi…

4 Mayıs 2024 12:58

Erdoğan İsrail’le ticaret şampiyonu MÜSİAD’a konuştu: Tek gayemiz Netanyahu hükümetini ateşkese zorlamak

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MÜSİAD Yönetim Kurulu'nu kabulünde açıklamalarda bulundu. İsrail ile ticaretin durdurulması kararına…

4 Mayıs 2024 11:35

İşçi Filmleri Festivali’nde sansür: ‘Kanun Hükmü’ belgeseline yine yasak getirildi

19.Uluslararası İşçi Filmleri Festivali’nin Ankara programında açılış filmi olarak belirlenen Yönetmen Nejla Demirci’nin yönetmenliğini yaptığı…

3 Mayıs 2024 17:04

Gazeteci Barış Terkoğlu’na hapis cezası

Cumhuriyet yazarı gazeteci Barış Terkoğlu, Adalet Bakan Yardımcısı Akın Gürlek’in şikayeti üzerine, 'terörlede mücadele görev…

3 Mayıs 2024 16:02

Can Atalay’ın odasına İyi Parti’li vekil yerleşti

TİP'li Can Atalay'ın milletvekilliği düşürüldüğü için yerleşemediği odası boşaltıldı. Boşaltılan odaya İYİ Partili Erhan Usta…

3 Mayıs 2024 14:21

Erdoğan’ın bir günlük koruma maliyeti 6,7 milyon TL’ye ulaştı

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın koruma ordusu için yılın ilk üç ayında 616 milyon TL harcanarak bir…

3 Mayıs 2024 14:03
Reklam