Komünistlerden "eşit, özgür ve laik bir Türkiye için çağrı"

Türkiye Komünist Hareketi (TKH), eşit, özgür ve laik bir Türkiye için bir çağrı yayınladı.

Komünistlerden

Türkiye Komünist Hareketi (TKH), eşit, özgür ve laik bir Türkiye için bir bildirge yayınladı.

Bildirgede, “Bu ülkenin yurtseverleri, ilericileri ve emekçileri aşağıdaki programla yan yana gelmeli, yeni bir cumhuriyet için kolları sıvamalıdır. Bu cumhuriyet mutlaka laik, anti-emperyalist ve emekçilerin cumhuriyeti olmalıdır.” denilirken öne çıkan talepler arasında NATO’dan çıkılması, Avrupa Birliği’ne üyelik başvurusunun geri çekilmesi ve Gümrük Birliği anlaşmasının iptal edilmesi başta olmak üzere emperyalizmle bağların koparılması, laiklik ilkesinin egemen kılınması, tarikatlar, cemaatler gibi din kisvesi altında faaliyet yürüten bütün siyasi örgütlenmelerin başta eğitim alanı olmak üzere tamamen yasaklanması, devletin bütün yurttaşlara eşit, bilimsel ve ücretsiz eğitim sağlaması ve yeni anayasa adıyla kurulan rejime hayır denilmesi yer alıyor.

“Bu düzen onların, bu memleket bizim!” başlığıyla yayınlanan bildirgenin tam metni şöyle;

Bu düzen onların, bu memleket bizim! 

Eşit, özgür ve laik bir Türkiye için çağrı

Yaşadıklarımız bir film sahnesi değildir. Yaşadıklarımız yıllardır sola, ilericiliğe, yurtseverliğe düşman sermaye düzeninin yaratmış olduğu canavarlığın, gericiliğin, darbeciliğin ve işbirlikçiliğin gerçek resmidir. 

Emperyalizm-cemaat-liberaller-AKP ortak yapımı bir rejimde yaşıyoruz. Bu rejim gerici, işbirlikçi ve emek düşmanı bir rejimdir. Bundan 14 yıl önce iktidar oldular, 1923 yılında kurulan cumhuriyeti yıktılar.

Ilımlı İslam adıyla pazarlanan Fethullah Gülen hareketi diye bilinen gizli bir gerici siyasal hareket devleti ele geçirmiş, askeri bir darbe girişiminde bulunmuştur.

Bu darbenin arkasında emperyalist güçler vardır. Kuruluşundan bugüne emperyalizmin taşeronu olarak görev yapan Cemaat emperyalizmin çıkarları için ülkemize müdahale etmiştir. Yaşanan darbe Amerikancı, gerici bir niteliğe sahiptir.

Herkes Cemaat’in darbe girişimine karşı olduğunu söylerken Cemaat’in devleti nasıl ele geçirdiğini söylemiyor. Asıl üzerinde durulması gereken budur.

Ülkemizin 1952 yılında NATO’ya girmesiyle başlamıştır bu bela. Dinci gericiliğin siyasal örgütlenmesinin önü açılmış ve aynı zamanda “derin devlet” denilen gladio örgütlenmesi kurulmuştur. Sonra 12 Eylül faşist askeri cuntası ülkemizde gericiliği ve faşizme yol vermiştir. Özal, Demirel, Çiller, Erbakan, Ecevit ve bugün Erdoğan bu gericileşmenin baş mimarı olarak işlev görmüşlerdir.

Birlikte kurdukları bu rejim tıkanmış, kendi içlerinde bir iktidar mücadelesine başlamışlardır.

Ülkemizin bu hale gelmesi bütün yurttaşlarımız tarafından sorgulanmalıdır. Amerikancılık, gericilik ve emek düşmanlığının yaratmış olduğu tahribat bütün yurttaşlarımız tarafından bir kez daha irdelenmelidir.

Ülkemizde sermaye düzeni hüküm sürüyor. Emperyalizme, NATO’ya ve Avrupa Birliği’ne bağımlı bir düzende yaşıyoruz. Gericilik, sermaye ve emperyalizmle birlikte var oluyor. İşte bu gerçekler görülmeden bugün “darbelere karşıyız” söylemi üzerinden ülkemizin kurtuluşu mümkün değil.

O yüzden bugün Cemaat’e dokunup gericiliğe dokunmadan, darbeye karşı çıkıp emperyalizme tek söz söylemeden, demokrasi deyip sermayeye toz kondurmadan ülkemizin yaşadığı felaketin sebepleri anlaşılamaz. Gericilikle, emperyalizmle ve sermaye ile hesaplaşmadan bu ülkenin gerçek kurtuluşu hiçbir zaman mümkün olmayacak.

Cemaat evlerinin yerini bugün Ensar Vakfı alıyorsa “darbe karşısında demokrasi” söylemi kimseyi ve memleketi kurtarmayacaktır.
Cemaat evlerinden devşirilenler yerine İmam Hatipliler Harp Okullarına girecekse “darbe karşısında demokrasi” söylemi gericiliği bitirmeyecektir.

Emperyalizmin taşeronluğunu üstlenen Cemaat’e dokunulacak, ama NATO üyeliği devam edecekse “darbe karşısında demokrasi” söylemi ülkemizin bağımsızlığını getirmeyecektir.

Bu ülkenin yurtseverleri, ilericileri ve emekçileri aşağıdaki programla yan yana gelmeli, yeni bir cumhuriyet için kolları sıvamalıdır. Bu cumhuriyet mutlaka laik, anti-emperyalist ve emekçilerin cumhuriyeti olmalıdır.

1. NATO’dan çıkılmalı, İncirlik Üssü kapatılmalıdır.

2. Ortadoğu’da emperyalizmle yapılan bütün işbirliği sona erdirilmeli, yapılan gizli anlaşmalar iptal edilmelidir. Komşularımızla onurlu ve karşılıklı kalıcı barış anlaşmaları yapılmalıdır. Cihatçı teröre verilen bütün destek kesilmelidir.

3. Avrupa Birliği’ne üyelik başvurusu geri çekilmelidir. Emperyalist bir birlik olan Avrupa Birliği’ne siyasi üyelik başvurusu kadar AB ile yapılan ekonomik Gümrük Birliği anlaşması da iptal edilmelidir.

4. Devlet idaresinde ve yaşamın her alanında laiklik tam anlamıyla egemen kılınmalıdır. Tarikatlar, cemaatler gibi din kisvesi altında faaliyet yürüten bütün siyasi örgütlenmeler yasaklanmalıdır. Zorunlu din dersleri kaldırılmalı, medreseler kapatılmalı, eğitimin gericileştirilmesi son bulmalıdır.

5. Eğitimin her alanında tarikat ve cemaat yurtları, vakıfları, özel okulları, dershaneler devletleştirilmelidir. Devlet bütün yurttaşlara eşit, bilimsel ve ücretsiz eğitim sağlamalıdır. Bütün öğrencilerin barınma ve eğitim ihtiyaçları devlet tarafından sağlanmalıdır.

6. Yeni anayasa adıyla AKP eliyle kurulan bu rejimin onaylanmasına hayır denmeli, başkanlık rejimine geçit verilmemelidir.