Mülteci ölümlerinde esnafın hiç mi rolü yok?
Avrupa Birliği ile Türkiye arasında sığınmacı ve mülteciler üzerinden yürütülen can pazarlığının 5 milyar Euro ile sonuçlanmasına rağmen Avrupa’ya gitmeye çalışan mülteciler ölmeye devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Balıkesir ve İzmir’de kıyıya vuran 31 cansız bedenin çoğu kadın ve çocuklardı. Öte yandan kıyıya vuranların tamamında can yeleği olmasına rağmen işe yaramadığı da ortaya çıkarken can yeleklerinin... View Article
Avrupa Birliği ile Türkiye arasında sığınmacı ve mülteciler üzerinden yürütülen can pazarlığının 5 milyar Euro ile sonuçlanmasına rağmen Avrupa’ya gitmeye çalışan mülteciler ölmeye devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Balıkesir ve İzmir’de kıyıya vuran 31 cansız bedenin çoğu kadın ve çocuklardı.
Öte yandan kıyıya vuranların tamamında can yeleği olmasına rağmen işe yaramadığı da ortaya çıkarken can yeleklerinin içini açan yetkililer, atık malzemelerle doldurulmuş olduğunu gördü.
Dikili ve Ayvalık’ta üzerlerinde can yelekleriyle onlarca insan kıyıya vururken, İzmir’de polis, can yeleklerinin üretildiği atölyelerden birine baskın yaptı. Mültecilerin ucuz olduğu için tercih etmek zorunda kaldığı ancak standart dışı üretim olan, ıslandığında ağırlaşan ve üzerine tanınmış markaların isimlerinin yazılı olduğu toplam 1263 sahte can yeleği ele geçirildi. Yeleklerin içine konan malzemenin daha çok yalıtım, ambalajlama, dolgu malzemesi olarak kullanılan petro kimya ürünü olduğu ortaya çıktı.
Karşılaşılan bir diğer manzara ise sahte can yeleklerinin ele geçirildiği merdiven altı imalathanede Suriyeli mülteci çocukların çalıştırılıyor olması… 4 kişinin çalıştığı atölyedeki can yeleği üretiminde, iki Suriyeli kız çocuğunun çalıştırıldığı görüldü.
Türkiye’deki çocuk işçi sayısının resmi rakamlara göre 1 milyon olduğu belirtilirken, 400 bin Suriyeli sığınmacı ve mülteci çocuk da çalışmaya zorlanıyor.
Merdiven altı imalathanelerde üretilen can yelekleri, küçük bir çocuğu bile su üzerinde tutamıyor. İçinin kalın ve dolgulu görünmesi için çanta kumaşı ve kıymık denen süngerlerle yapılan bu ucuz ve sahte can yelekleri, suyu emdiği için kişiyi aşağıya çekip boğulmasına neden oluyor. Piyasada standartlara uygun can yelekleri 75 TL’den başlayan fiyatlarla satılırken, merdiven altında üretilenler, 20-30 TL arasında satışa sunuluyor.
Esnaf, talebi değerlendiriyormuş
Ancak, sahte can yeleği üretimi dışında, insanların çaresizliğini kar kapısı olarak gören esnafın sayısı azımsanamayacak kadar çok. İzmir’de yıllardır yasa dışı yollarla, Yunan adaları üzerinden Avrupa’ya gitme umudu taşıyan Afganistan, Irak, Somali ve Suriye başta olmak üzere çeşitli ülkelerden binlerce mülteci ve sığınmacı ağırlıklı olarak Basmane semtinde yaşıyor. Buradaki mahallelerde dikkat çeken şey ise spot eşya dükkânı ve hırdavatçılarda satışa sunulan ürünlerin başında, can yelekleri ile şambrellerin gelmesi. Bu ürünlere yoğun ilgi gösteren “müşteriler” de buralarda yaşayan mülteci ve sığınmacılar. Şambrel ve can simitlerinin bu dükkânlara kamyonetlerle getirilecek kadar rayici yüksek.
Ülkelerindeki savaşlardan kaçarak Türkiye’ye gelen ve Avrupa ülkelerine gitmek isteyen sığınmacı ve mülteciler ellerinde kalan parayı can yeleği, şambrel ve şişme botlar için harcıyor. İnsan tacirleriyle anlaşarak her türlü tehlikeyi göze alan mülteciler, özellikle İzmir’in Konak ilçesi Basmane semtindeki konfeksiyon dükkanlarında satılan ucuz can yeleği ve şişme lastikleri alarak, ölüm yolculuğuna hazırlanıyor.
Son dönemde şambrel ve can yeleği satışlarının zirve yapması sebebiyle asıl işi konfeksiyon olan birçok mağaza bu “pazara” yönelmiş. Birçok işyerinin önündeki yüzlerce can yeleği ve şambrel cansız mankenler üzerinde sergileniyor. Kaçak geçişlerde kullanılan ahşap ya da alüminyum tabanlı, dört kişilik şişme bot fiyatları ise bin-bin 500 TL’den başlıyor, kalitesi ve büyüklüğüne göre 5–6 bin TL’ye çıkıyor. Deniz malzemesi satıcıları, ortalama kalitede bir botun fiyatının 2 bin 500 TL olduğunu belirtiyor. Konfeksiyon mağazalarında satılan şambrel fiyatı 20-25 TL, çocuklar için satılan küçük lastikler ise 15-20 TL arasında değişiyor. Mülteciler, standartlara uygun olmayan ve ambalaj köpüğü, çanta kumaşı ve kıymık denen süngerlerle yapılmış bu can yeleklerini ucuz olduğu için tercih etmek zorunda kalıyor.
“Talebi değerlendirmek için” bu can yeleklerini, şambrelleri ve botları satan esnaf da, ne sattığını biliyor olsa gerek, bunun herkes tarafından duyulmasını istemiyor.
Tayyip Erdoğan’ın 2014 yılında “Bizim medeniyetimizde, milli ve medeniyet ruhumuzda esnaf ve sanatkâr gerektiğinde askerdir, alperendir, gerektiğinde vatanını savunan şehittir, gazidir, kahramandır. Gerektiğinde asayişi tesis eden polistir, gerektiğinde adaleti sağlayan hâkimdir hakemdir” sözleriyle tarif ettiği bir esnaf tipolojisinin niteliğine böylece bir yenisi eklenmiş oluyor.