Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın sözleşmeli öğretmen alımı için yapılan mülakatlarda “Reis hakkında ne düşünüyorsun?” gibi sorulmasına “Bunun ne zararı var? Kesinlikle mülakata halel gelmez” diyerek cevap vermesi tepki çekiyor.
Konuyu köşesine taşıyan Hürriyet yazarı Mehmet Yılmaz, “Onlar için mülakat heyetlerinin gözünü boyamak, herkesten daha kolay oysa. Bugüne kadar yaşadıklarımız, gördüklerimiz bunu düşündürüyor. Reisi sever görün, yandaş cerideleri okuduğunu söyle, araya ‘Bakara-makara’ bir-iki dua da sıkıştırma fırsatı bulursan iş tamamdır” dedi.
Mehmet Yakup Yılmaz’ın “Fabrika ayarlarına döndüler” başlığıyla yayımlanan yazısının o bölümü şöyle:
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, sözleşmeli öğretmen alımı ile ilgili mülakatlarda, öğretmen adaylarının bilgi düzeyini ölçmeye yönelik olmayan sorular sorulmuş olmasını normal buluyormuş.
Soruları hatırlayalım önce isterseniz…
“Reis kimdir, hakkında ne düşünüyorsunuz. Hangi gazeteleri ve köşe yazarlarını takip ediyorsunuz. Reis denilince aklına kim geliyor, hangi dershaneye gittin” gibi sorular bunlar.
Bu mülakatların nedeni görünürde Fetullahçıları ayıklamak ama asıl amaç partizanlıktan başka bir şey de değil.
Tabii Fetullahçıların “salak” olduklarını da varsayıyor olmalılar.
Onlar için mülakat heyetlerinin gözünü boyamak, herkesten daha kolay oysa. Bugüne kadar yaşadıklarımız, gördüklerimiz bunu düşündürüyor.
Reisi sever görün, yandaş cerideleri okuduğunu söyle, araya “Bakara-makara” bir-iki dua da sıkıştırma fırsatı bulursan iş tamamdır.
Milli Eğitim Bakanı, bu tür soruların “soru havuzunda” yer almadığını söylüyor.
Ve şöyle diyor: “Bizim soru havuzumuzda böyle sorular yok. Oldu birisi ‘Reis hakkında ne düşünüyorsunuz’ dedi, bunun ne zararı var? Kesinlikle mülakata halel gelmez. Bu söylenenler adaletten ayrıldığı imajı verilmek için yapılıyor.”
Abuk sabuk soruların sorulmuş olması mülakata nasıl halel getirmiyor, bunu herhalde bakanın sadece kendisi biliyor olmalı.
Ona hatırlatmak isterim ki bu kafayı değiştirmedikleri sürece devleti dün nasıl Fetullahçılara teslim ettilerse, yarın da başkalarına teslim ederler.
Fetullahçı diye devletten on binlerce insan atıldı, her gün de bu sayı büyüyor.
Buna yol açan şey, geçmişte AKP iktidarının cemaatlere bakışı değilse nedir?
Darbe girişiminin ardından bundan böyle devlette yükselmenin “liyakat” ile ilgili olacağı söyleniyordu.
O sözler belli ki o günün korkusu ve paniği içinde söylenmiş.
Hükümet fabrika ayarlarına dönüyor. Geçmişte partizanlık yapacağız derken Türkiye Cumhuriyeti’ni bir cemaate tapulamışlardı.
Şimdi bakalım kimin düdüğünü öttürecekler?”
Bu haber en son değiştirildi 8 Ekim 2016 03:00 03:00
Türkiye ve İsrail arasındaki sert söylemlerin ilişkilerin geleceğini belirlemeyeceğini belirten ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack,…
Yeni Ülke Dergisi'nin 32. sayısı "Türkiye'de Burjuva Sınıfı" dosya konusuyla çıktı. Dosyada, bir yanda kurumsal-liberal…
"ABD emperyalizmi ne kadar “tarihi tekerrür” etmeye yeltenirse yeltensin, son sözü her daim komünistler, yurtseverler…
Ferdi Zeyrek’in havuzda elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetmesine ilişkin ikisi tutuklu 10 sanığın yargılandığı dava…
İBB iddianamesine ilişkin ilk değerlendirmesini yapan mahkeme dosyadaki kimse hakkında tahliye kararı vermedi.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, ‘Casperlar ve Çirkinler’ adlı silahlı suç örgütüne yönelik…