Süleymancıların düzen yolculuğu: AP-ANAP-RP-AKP zinciri
Süleymancılar cemaatinin tarih içindeki yolculuğunun özeti.
Süleyman Hilmi Tunahan tarafından kurulan ve Nakşibendiliğin bir kolu olarak kendini tanımlayan Süleymancılar Cemaati, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde düzenle uyumlu bir şekilde ve sağ partilerin gölgesi altında bugünlere kadar geldi.
1970’e kadar faaliyetlerini gizli sürdürdüğü söylenen cemaat, dönemin hükümetleri tarafından çıkartılan yasalarla legalleşme ve faaliyetlerini açıktan sürdürme fırsatı yakalamıştı. 1970’li yıllardan itibaren Süleymancılar’ın öğrencilerinin oluşturduğu grupların çalışmaları serbest bırakılarak okulları resmen tanındı.
AP-ANAP-AKP zinciri
15 Temmuz darbe girişimi sonrasında devlet içerisindeki gücü tasfiye edilen Gülen Cemaati’nden sonra, AKP’nin ‘makbul’ cemaatleri arasında ilk sıralara yerleşen Süleymancıların kurucu ismi Süleyman Hilmi Tunahan ise, Fethullah Gülen gibi vaizlikten geliyor. ‘Kaçak’ kuran kurslarıyla cemaatini giderek büyüten Tunahan’ın ölümünden sonra ‘taht’a damat Kemal Kaçar giriyor. Adalet Partisi’yle siyasete ‘sağ’dan giriş yapan Kaçar 1995 seçimlerinde Refah Partisi’ni destekleme kararı alıyor. 2000 yılında ise, cemaatin liderlik bayrağı Kaçar’dan sonra geçtiğimiz Eylül ayında hayatını kaybeden Arif Ahmet Denizolgun’a geçiyor.
Refah Partisi’nden ANAP’a tescilli bir NATO’cu
Refah Partisi’nden milletvekili seçilen cemaat lideri Denizolgun, ANAP hükümetinde Ulaştırma Bakanlığı görevini üstleniyor. 4 Ağustos 1998 – 11 Ocak 1999 tarihleri arasında milletvekilliği ve bakanlık yapan Denizolgun aynı zamanda tescilli bir NATO’cu olarak göze çarpıyor. Kendi camialarında, Denizolgun’un emperyalist terör örgütü NATO’nun Komisyon Başkanlığı ile Teknoloji ve Bilim Komisyon üyeliği görevlerini “başarılı bir şekilde hayata geçirdiği” övünülerek anlatılıyor.
Süleymancılar aynı zamanda AKP kurucusu
Denizolgun’un kardeşi Mehmet Beyazıt Denizolgun ise 2002 yılında kurulan AKP’nin kurucu üyeleri arasında yer alıyor. Ağabey Denizolgun ise AKP’yi ‘dine siyaset bulaştırdığı’ iddiasıyla eleştirip, geleneksel sağ siyasetin temsilcisi Demokrat Parti’yi desteklemeye başlıyor.
Ölümünden sonra cemaatin liderliğine Ahmet Denizolgun’un yeğeni Alihan Kuriş geçerken, Kuriş’in cemaatin okul ve yurtlarının mimarı olduğu biliniyor.