AKP'nin açlık grevinden anladığı: Allah'ın hoşuna gitmez, kadere teslim olmak lazım

Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça ile ilgili hiç bir adım atmayan AKP'den 'dini öğütler' geldi.

AKP'nin açlık grevinden anladığı: Allah'ın hoşuna gitmez, kadere teslim olmak lazım

KHK ile mesleklerinden ihraç edilen ve 72 gündür işlerine geri dönmek için açlık grevi direnişlerini sürdüren akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça ile ilgili hiç bir adım atmayan AKP’den ‘dini öğüt’le eylemin bitirilmesi çağrısı geldi.

Durumları her geçen gün daha da kötüleşen ve Vernicke-Korsakoff hastalığının ilk belirtileri görülmeye başlayan Gülmen ve Özakça’nın açlık grevleri eylemlerine ilişkin, AKP’nin ‘İnsan Hakları’ndan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Aydemir, “Grupta alınan ortak karara göre, bu konuda beyanat vermeyeceğiz” derken, AKP Milletvekili ve TBMM ‘İnsan Hakları’ Komisyonu Üyesi Said Yüce ise “Kadere teslim olmak ve tevekkül etmek lazım. Hayatlarını kaybederlerse bu Allah’ın da hoşuna gitmeyen bir şeydir.” dedi.

BBC Türkçe‘nin aktardığına göre Yüce, “Açlık grevi gibi eylemler hem bizim inançlarımıza hem değerlerimize uygun şeyler değildir. Başka şeyler yapabilirler. Allah’ın verdiği canı ancak Allah alır. Rızkı da veren Allah’tır. Allah’ın verdiği rızık, bazen orada olmaz burada olur. Kadere teslim olmak ve tevekkül etmek lazım. Allah muhafaza o insanlar hayatlarıyla bunu ödeseler, bu Allah’ın da hoşuna gitmeyen bir şeydir.” ifadelerini kullanırken, 120 günlük oturma eylemi sürecinde 34 kez gözaltına alınan ve fiziksel saldırılara uğrayan Özakça ve Gülmen’i “haklarını hayatta kalarak” aramaya çağırdı.

Vazgeçmeye çağırdı

Gülmen ve Özakça’nın açlık grevinde sağlıkları açısından kritik aşamayı geçmelerine rağmen henüz hükümet kanadından bir açıklama gelmediği hatırlatılan Yüce, konunun yetkililer tarafından tartışıldığına şahit olduğunu söyleyip yine eylemden vazgeçmeye çağırdı:

“Durumları mutlaka fark edildi ve konuşuluyor, bundan emin olsunlar. İlgili bakanlar ve bürokratlar onların ismi üzerinde konuyu mütaala ettiler, ‘Nasıl çözebiliriz, doğrusunu kamuoyuna nasıl anlatabiliriz’ diye tartıştılar. Biz de geçen hafta hem Sayın Canikli ile, hem ilgili bakanımızla, hem de İnsan Hakları Komisyonu Başkanıyla konuyu uzun uzun konuştuk. Fakat şunu tekrar tekrar tavsiye ederim, devletimize güvensinler ve açlık grevinden vazgeçsinler. Emin olsunlar ki, biz de onlar mutlaka kurtulsun istiyoruz. Ama başka şeylere alet olmamak lazım. Onlar ve onları destekleyenlerin de grevden vazgeçip dialog yöntemini seçmesi çözümü hızlandırmaya sebep olur.”