Reklam

Bir 10 Ekim yazısı

Reklam

10 Ekim katliamının üzerinden iki yıl geçti. Ülkede, solculara, devrimcilere ve en nihayetinde halka dönük en büyük katliamın adı oldu 10 Ekim. 102 değerli bedeni toprağa verirken, katliamın ortasında kalmak, düpedüz ölmemiş olmanın bende yarattığı tek duygu, bu düzenin lanet olası yüzünü bilip, onu değiştirmeye çalışıp ama onun en kirli yüzü ile ilk defa bu kadar burun buruna gelişimdi. O yüz çirkin ve korkaktı. Her zamankinden daha fazla hem de. Acizdi, hastalıklıydı ve benim gibi binlerce ölmemiş insanın yüzüne bakarken içtiği kan ile biraz daha hayatta kalmanın sevincini saklayamıyordu. Sırtını dönüp kaçarken arkasına bakıp midesine alamadığı her kanda gözü kalmışçasına sendeliyordu.

Bu tür büyük katliamların ve ödenen bu bedellerin iki anlamı olmalı diye düşünürüm.

İlki, o bedelin ne için ödendiğini bilmek ve bir bedel ödenecekse ne için ödeneceğini iyi bilmek. Ülkemizin katliamlar tarihine ilk defa geçmeyen ve son da olmayacak olduğu anlaşılan bu katliamın bu iki soru üzerinden ele alınması meseleyi darlaştırma anlamına gelmeyeceği verilen cevaplarla ilintili olsa gerek.

Denilebilir ki, bugün en asgarisinden muhalif olmak bile bir bedel ödemeye yetiyor da artıyor bile. Doğrudur.

Denilebilir ki, bugün, ödenen en ağır bedel insanın canı ile ödenen bedeldir. Doğrudur.

Denilebilir ki bugün, “gene olsa gene yaparım, yine olsa yine giderim, bir bedeli varsa öderim” denilerek ödenen her bedel başka bir çok şeye bedeldir. Doğrudur.

Peki bizler 10 Ekim katliamı ile neyin bedelini ödemiş olduk? En asgari anlamda AKP’ ye karşı çıkmanın, karşı çıkmakla kalmayıp, meydanlara inmenin ancak bunların da üstünde o katliam tarihine kadar AKP’yi devirememiş, bu düzenin sonuna getirememiş olmamızın bedelini…

Peki bir bedel ödeyeceksek ne için ödemeliyiz?

10 Ekim katliamını düşünürken Büyük Ekim Devrimini düşünüyorsak, Maraş, Çorum, Sivas, Gazi, Beyazıt, Suruç, Soma ve Ankara’yı her düşündüğümüzde devrimi de düşünüyorsak, gereğini yerine getirmeye çalışken ödediğimiz her bedel devrime feda olur…

Artık o saatten sonra onun adı bedel değil, o korkak, çirkin ve kanlı yüzün arkasına bile bakmadan kaçışı ve en büyük bedeli bu defa onun ödeyişi olur.

Başta arkadaşım Erol Ekici olmak üzere Ankara katliamında hayatını kaybedenlerin önünde saygıyla eğiliyorum…

Bu haber en son değiştirildi 12 Ekim 2017 20:39 20:39

Reklam

Önceki Haberler

Yeni Ülke’nin 31. Sayısı “Solun “Cumhuriyet ile sınavı” manşetiyle yayımlandı.

İki aylık fikir dergisi Yeni Ülke 31. sayısında "Solun Cumhuriyet ile sınavı" dosyası ve dolu…

3 Ekim 2025 19:42

Şirketlerine kayyum atanan Aziz İhsan Aktaş’ın Cengiz’le ortak olduğu şirkete dokunulmamış

Aziz İhsan Aktaş'ın 16 şirketine kayyum atanırken sevgilisi ve akrabaları üzerine kurulu şirketleri ile Cengiz…

3 Ekim 2025 17:33

Çorlu Tren Faciası ile gündeme gelmişti: Tartışmalı yöneticiye bir ihale daha

Çorlu Tren Katliamı’nda adı gündeme gelen dönemin TCDD Genel Müdürü İsa Apaydın’ın yöneticisi olduğu Deha…

3 Ekim 2025 15:58

Mabel Matiz’e istenen ceza belli oldu

Ünlü şarkıcı Mabel Matiz hakkında hazırlanan iddianamede, erişime engellenen 'Perperişan' şarkısının sözlerinin 'çocuklar için tehlike…

3 Ekim 2025 15:07

Maraş Katliamı sanığı Ökkeş Şendiller’in ölümü Türkiye sağını buluşturdu

Maraş Katliamı Davası'nda yargılanan ve katliamın sembol ismi olarak bilinen eski Milletvekili Ökkeş Şendiller için…

3 Ekim 2025 15:02

Ayşe Barım hakkında yeniden tutuklama kararı verildi

247 günlük tutukluluğunun ardından tahliye edilen Barım, 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nin itirazı sonucu yeniden tutuklanacak.

3 Ekim 2025 12:17
Reklam