Referandum döneminde gerilen Türkiye Almanya ilişkileri ile ilgili Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi çeşitli açıklamalarda bulundu. Gerici AKP iktidarının referandum öncesinde siyasi bir malzeme olarak kullandığı “yabancı düşmanlığı ve Almanya/Avrupa karşıtlığı”nın ise bu açıklamalar ile birlikte sona erdiği görüldü.
Almanya ile Türkiye arasında tırmanan gerginliğin ardından Berlin’e ilk üst düzey ziyareti yapan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Deutsche Welle Türkçe’nin sorularını yanıtladı. Berlin’de Alman Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, Alman mevkidaşı Brigitte Zypries ile görüşmeler yapan Zeybekci, önemli konularda mutabakatlara vardıklarını açıkladı.
Bakan Zeybekci, Almanya ile yaşanan gerilimin her iki tarafa da kaybettirdiğini, bu gerilimin çok hızlı bir şekilde geride bırakılması gerektiğini vurguladı. Türkiye’de olağanüstü hal döneminin bir an önce bitmesinin kendilerinin de arzusu olduğunu ifade eden Ekonomi Bakanı, Türkiye’nin AB’ye tam üyelik hedefini koruduğunun altını çizdi.
DW Türkçe’de yayınlanan röportajdan bazı bölümler şu şekilde:
DW Türkçe: Ziyaretiniz, gerginliklerin aşılmasına katkı sağladı mı?
Nihat Zeybekci: Evet. Karşılıklı olarak diyalogun farklı noktaya gitmesi, diyalog kurulamaması, Türkiye’nin yaşadığı travmanın, olumsuzlukların dostlarımız tarafından tam olarak anlaşılamamasını maalesef gördük. Artı, Türkiye ile Almanya’nın kötü olmasını isteyenlerin de olduğuna inanıyorum -ki öyle. Bu olumsuz ortamda kazanan var mı? Bu olumsuz ortamda… “Almanya kazandı, Türkiye kaybetti” diye bir şey mi oldu? “Ya da Türkiye kazandı, Almanya kaybetti” diye bir şey mi oldu. Hayır. İkisi de kaybetti. Birisi belki az, birisi belki çok kaybetti, ama kazanan terör örgütleriydi diye düşünüyorum. Bizim bu süreci artık çok hızlı bir şekilde geride bırakmamız gerekiyor. Son derece olumlu bir görüşme oldu. En azından tereddütler geride bırakıldı. Dostlar birbirine karşıdan bağırarak konuşmazlar. Dostlar bir araya gelirler ve konuşurlar.
DW Türkçe: Türkiye’de demokrasi ve hukuk devleti ilkelerine uyulması konusunda Alman hükümeti, Alman ekonomi ve maliye bakanlarının açıklamaları oldu. İşbirliğinin geliştirilmesi için bunların şart olduğu ifade edildi. Alman hükümetine sizin mesajlarınız neler oldu?
Nihat Zeybekci: Hukukun üstünlüğü anlamında Türkiye’nin hiçbir tereddüttü yok. Şu anda içinden geçmekte olduğumuz dönem olağanüstü hal dönemi. Şahsi olarak bunun bir an önce bitmesinin Türkiye’nin menfaatine olduğuna inanıyorum. Olağanüstü hali gerektiren şartların ortadan kalkması lazım, ki bunları bir an önce hükümet olarak bizim ortadan kaldırmamız lazım. Evet ekonomi belirsizliği sevmez, ekonomi şeffaf olmamayı sevmez, ekonomi hukukla kendini garanti altında hissetmediği ortamı sevmez. Bunları biliyoruz. Bir an önce de biz bu ortamdan, olağanüstü hal ortamından çıkmak gerektiğini görüyoruz. Ama dostlarımızın da anlayışlı olmalarını, bize destek olmasını istiyoruz.
DW Türkçe: Görüşmelerinizde Deniz Yücel ve diğer gazetecilerin serbest bırakılması, adil yargılama konusu gündeminize getirildi mi?
Nihat Zeybekci: Zypries, bana Deniz Yücel ile ilgili konuyu dile getirdi. Bir an önce yargılanması, yargılamanın bitmesi lazım. Yargılama sürecinde olan bir konuda görüş beyan etmek istemiyorum. Ama Nihat Zeybekci olarak gönlümden geçen, hiç kimsenin görüşlerinden dolayı, düşüncelerinden dolayı yargılanmaması. Ama diğer taraftan da şunu da gözardı etmemek lazım: İnanılmaz bir ortamdan geçtik. İnsanın bir yeri yaralanmıştır. O yaralanan yere gidip oraya pres uygulamak kanatmak, hassasiyetlerimi bile bile, üstüne kanırta kanırta terör örgütünü desteklemek ve ondan sonra kamuoyunun bundan rahatsız olmamasını beklemek… Çünkü hukuk bir kamu vicdanıdır aynı zamanda. Böyle bir şey keşke olmasaydı. Orada Türkiye’nin gösterdiği hassasiyeti de anlayışla karşılamak lazım. Bir an önce yargılamanın bitmesi lazım. Bunun hiç yaşanmamış olması lazım. Gazetecinin tutuklanmamış olması, mümkünse serbest yargılanması lazım. Ama Türkiye’nin de olağanüstü durumunun anlaşılması lazım. Türkiye’yi bununla ilgili suçlarken diğer taraftan Türkiye’nin hassasiyetlerinin de anlaşıldığının da beyan edilmesi lazım.
DW Türkçe: AB ile ilişkilerde bir anlamda kopma noktasına gelindi. AB bundan sonra Türkiye için sadece bir ekonomik partner mi olacak? Yoksa Türkiye yeniden reformlar gerçekleştirip daha çoğulcu, katılımcı bir Türkiye’ye dönüşebilir mi? Böyle bir umut var mı?
Nihat Zeybekci: Türkiye’nin hedefi AB ile tam bir entegrasyon. Çok net bir şekilde şunu söylemek istiyorum: Bizim hedefimiz, yönümüz bellidir. AB standartlarını tutturmak. Gerek insanlarımızın refahı, gerek demokrasimiz, insan haklarımız, özgürlüklerimiz her anlamda altyapıyla birlikte AB standartlarını tutturmak. Bu standartları tutturmak AB üyeliğinden daha önde mi? Evet. Tüm üyelik bu standartları tutturduktan sonra o gün geldiğinde AB ve Türkiye’nin vereceği bir karar. Türkiye olarak biz asla ve asla tam üyelik perspektifinden, yaklaşımımızdan, hedefimizden asla vazgeçmeyeceğiz. Çünkü biz bunu siyasi bir evrim olarak görüyoruz.
Bu haber en son değiştirildi 10 Mayıs 2017 01:51 01:51
Yenidoğan davası, duruşmanın altıncı gününde devam ediyor. Örgüt lideri olmakla suçlanan Dr. Fırat Sarı savunma…
NNA’daki habere göre “Kurtarma ekipleri, düşman savaş uçaklarının bir konut binasını hedef aldığı ve çok…
Türkiye Komünist Hareketi Tunceli İl Örgütü ,Tunceli ve Ovacık belediyelerine kayyum atanması üzerine bir açıklama…
İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre Tunceli Belediye Başkanı Cevdet Konak ve Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül…
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya'nın nükleer olmayan hipersonik ekipmanlarla donatılmış bir balistik füzeyi fırlatarak, Batı'ya…
Beyaz Saray Basın Sözcüsü Jean-Pierre yaptığı açıklamada ne ABD'nin ne de Ukrayna'nın bölgedeki gerilimi arttırmada…