Cumartesi gecesi yayımlanan 695 ve 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameler beraberinde bir çok tartışma getirirken, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi ve sonrasındaki eylemlere müdahale eden sivillerin cezai sorumluluğunu kaldırılmasını sağlayan 121. madde ile o gece öldürülen askeri öğrencilerin katillerinin yargılanmasının da önü kapanmış oldu.
O gece Boğaziçi Köprüsü’nde boğazı kesilerek hunharca katledilenlerden biri de Hava Harp Okulu öğrencisi Murat Tekin’di. Manifesto olarak, 21 yaşında öldürülen Tekin’in babası Sedat Tekin ile görüşerek, o gece yaşananları, verdikleri hukuk mücadelesini ve son KHK’ları konuştuk.
Baba Tekin, son çıkarılan KHK’ya ilişkin, “Bizi 18 ay oyaladılar araştırıyoruz diye. Bunun yalan olduğu bu kanunun çıkmasıyla belli oldu. Meğerse katilleri korumak için bizi bekletmişler.” ifadelerini kullandı.
Sedat Tekin’in sorularımıza yanıtları şöyle:
Oğlunuz Murat nasıl bir çocuktu?
Vatansever, saygılı, vatanına ihanet etmeyecek çocuktu Murat…
Asker olmaya nasıl karar verdi peki, kendi tercihi miydi, yoksa ailesi, sizler yönlendirmiş miydiniz?
Kendi düşüncesi. Anadolu Lisesini kazandıktan sonra özellikle Askeri Okulu istedi, havacı olmak istiyordu. 7 sene okudu. Pilot olmasına 2 senesi kalmıştı. O gece tatbikat var diyerek, yalan söyleyerek çocukları köprüye götürdüler. Komutanları çocukları yaktılar. Hükümetin çağırdığı o katiller, erlerimizi sopayla katleden katiller özellikle çağrıldı. Kendileri çağırdığı için yakalanmasın diye katillere özel kanun çıkartılıyor. Bu kanun kabul edilemez. Benim oğlumun hesabını kim verecek? Katil affedilmez. Bu yasayı çekmezlerse katiller ve sorumluları OHAL kalktığı zaman Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne vereceğim. Katilleri koruyan, sorumlu komutan kim varsa aşağıdan yukarıya hepsini mahkemeye vereceğim. Çocukları oraya öldürtmek için götürdüler. Katilleri savunan bu yasayı kim savunuyorsa savunanlar da o katillerin değerindedir.
15 Temmuz gecesinde siz nasıl bir durumdaydınız?
Gece düğün servisinde çalışıyordum. Gece 1’de döndüğümde eşim bana bir şeyler olduğunu söyledi. Ben o esnada pek aldırış etmedim. Dedim ki bu çocuklar TSK güvencesinde sağlam yerde. Bu öğrencileri bir şerlere karıştırmazlar. Eşim seyretmiş haberlerde “Biz dört taneyi öldürdük beşinciye gidiyoruz” diye nefret söylemleri mevcut. Sırf biz değil diğer veliler de aynı şekilde bizim çocuklarımız sağlam yerde diye düşünüyor. Ama biz hainlere teslim etmişiz. Abidin Ünal’dan Hulusi Akar’a kadar herkes yargılanmalı. Yüzbaşından itibaren herkesi dava edeceğim. Sivil, siyasi, polis… Çocuklar linç edilirken seyreden polisler var, bizde plakalar mevcut.
Peki sonrasında?
Oğlum Hava Harp Okulu’da 2. Sınıf öğrencisiydi. 13 Temmuz’da Yalova Hava Eğitim kampına götürülüyor çocuklar. O gece saat 21.30 sıralarında Albay Hüseyin Ergezen tatbikata gideceklerini söyleyerek otobüse bindiriyorlar. Yarı yolda sivil giyimli bir binbaşı daha biniyor, yüzbaşı Ali Akçay da otobüste. Çocuklara mühimmat veriyorlar. Sonra Boğaziçi Köprüsü’ne gediklerinde halk otobüse saldırıyor. Komutanlar o ateşin içinde bırakıyor çocukları. Otobüse molotof atılıyor, otobüs yanınca çocuklar canhıraş aşağıya iniyor. Orada elinde sopalarla bekleyen insanlar inenleri dövmeye başlıyor. Şoförü öldürüyorlar. Oğlumun arkadaşları kaçmayı başarıyor. Bizim oğlanı ve bir arkadaşını linç ediyorlar. Döve döve öldürüyorlar oğlumu.
Üç gün bekledik evde, çünkü komutanların öğrencileri bu olaya katacakları aklımızın ucundan geçmedi. Sonra okula gittim, oğlumu sordum ‘yok’ dediler. Yalova’ya eğitim kampına gittim ‘yok’ dediler. Bütün hastaneleri aradım ‘ yok’ dediler. En son 9.gün, ayaklarım gitmedi ama Adli Tıp’a gittim. Cesetlerin fotoğraflarını gösterdiler, kapkara olmuş çocuklar… Tanımadım oğlumu. Açtırdım ceset torbasını, vücuduna baktım. İyice baktım, insan oğlunu tanımaz mı?
Murat kaygılandığında, başparmağının ortasını kemiriyordu, oyuk kalmıştı. “Parmağına bakın’ dedi eşim, Öyle teşhis ettik. Tırnağını yememesini söylerdi annesi. O da ‘Belki şehit gelirim, oradan tanırsın beni’ derdi. Öyle de oldu.
Ayrıca yüzünde üç ben vardı. Oradan çıkardım o olduğunu. Sonra saçları, ayakları tanıdık gelmeye başladı. Dayanılacak gibi değildi. Kesici aletlerle, sopalarla parça parça edilmiş çocuğum.
Bildiğiniz gibi son KHK ile, 15 Temmuz ve sonrasında yaşanan gelişmelerde şiddet eyleminde bulunan sivillere yargı muafiyeti getirildi, siz ne düşünüyorsunuz bu konu ile ilgili?
O yasayı hemen geri çekmeliler. Sırf Murat değil yanında bir sürü arkadaşı var. Çok fazla mağdur var. Bu katiller bize açık tehditte bulunuyorlar. Bu katiller yargılanmalı. Hiçbir sivilin linç etmeye hakkı yoktur. Güvenliği sağlamak o katil sivillere mi kaldı? Benim ülkemde güvenlik güçleri yok mu? Yeri geldiğinde beş otobüs polis döküyorlar siyasi bir olayda. Madem bu kadar polis var güvenlik o katillere mi kaldı. Çocukları harcadılar orda. Sabaha kadar uyumuyoruz. Katilleri biliyoruz. Herhalde Avrupa’da kendilerine özel kanun çıkartamazlar. Bizi 18 ay oyaladılar araştırıyoruz diye. Bunun yalan olduğu bu kanunun çıkmasıyla belli oldu. Meğerse katilleri korumak için bizi bekletmişler. Ben bu ülkede 57 senedir vergi veriyorum devlet bize o katillerin hesabını verecek.
Benim oğlumun selasını verdirmediler. Camiye sokmadılar. O hocadan emri verene kadar herkesi mahkemeye vereceğim. Bir cami hocası bir öğrencinin selasını vermiyorsa o hocanın Müslümanlığından şüphe duyarım. Öğrenci orada hainlik mi yaptı da selası verilmiyor? Bu kalkışmayı bir öğrenci mi yaptı? Madem oğlum suçlu suçunu neden söylemiyorlar? Abidin Ünal şu an serbest halbu ki o sorumlu. Bu dava küçük bir dava değil. Bir öğrencinin linç edilerek öldürülmesi küçük bir dava değil. Bu yasayla katilleri koruyorsanız sizler de onlardansınız. Birileri dışarı çıkın dediği zaman çivili sopalarla, hançerlerle, bıçaklarla servisle adam geliyor. Bu bir gecelik bir iş değil.
Terörün her türlüsüne lanet olsun. Biz kiminle savaştık da benim oğlum linç ediliyor? Biz yargıya güvendik. Bu durum bizi şok etti.
Ali İsmail Korkmaz’ın öldürülmesi, orada da sivil halkın kışkırtılmasıyla bir linç söz konusuydu. Bu benzer olaylar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Kim olursa olsun eğer suçu varsa kanıtlarsın cezaevine yollarsın. Masumları katletmeye kimsenin hakkı yok. Suçlu dahi olsa dışarıdan sivil halkın elini bile sürmeye hakkı yok. Türkiye Cumhuriyeti’nde güvenlik güçleri yok mu?
Cezaevinde yatan çocuklar var, masum. Diyemiyorlar ki bunların şu suçu var. Uçan bir sinek dahi geçse herkes FETÖ’cü. Bu kanun ile kendi kanunu arayan insanlara yol açıyorsunuz. Bu ülkede adalet yok. Adalet olsa bu ülkede böyle bir kanun çıkmaz. Katil her yerde katildir. Bu kanun kendileri haricinde kimse kabul edemez.
Ülkenin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Ülkenin geleceği parlak değil. Güllük gülistanlık göstermeye çalışıyorsunuz, yapmayın. Böyle bir kanunla ülkenin geleceğini hiç iyi görmüyorum. Gençlerin durumunu hiç iyi görmüyorum. İnsanları bu ülkede ikiye böldünüz, ayrıştırdınız. Katiller elini kolunu sallaya sallaya geziyor. Adalet bu ülkede kendilerine. Adaleti masumlara uygulasınlar.
Bu haber en son değiştirildi 28 Aralık 2017 12:54 12:54
Hamas yöneticilerinden Sami Ebu Zuhri yaptığı açıklamada en önemli önceliklerinin İsral saldırılarının durdurulması olduğunu ifade…
Erzincan'ın İliç ilçesindeki altın madeni sahasında 13 Şubat'ta meydana gelen heyelanda 9 işçinin hayatını kaybettiği…
İçişleri Bakanlığı’nca kayyum atanan Tunceli Belediyesi Eş Başkanı Birsen Orhan, savcılık sorgusunun ardından tutuklama talebiyle…
Narin Güran cinayetinde amca Salim Güran ve baba Arif Güran'ın araçlarının içinde bulunduğu 5 araç…
Şahin, " Bilinmelidir ki RTÜK sansür kurumu değildir. Anayasamız net bir hükümle sansürü yasaklar" ifadelerini…
Dokuzuncu olağan kongresini gerçekleştiren Saadet Partisi'nde genel başkanlık için Kayseri milletvekili Mahmut Arıkan ile İstanbul…