Nuriye ve Semih’in tutukluğuna devam kararı!

Açlık grevinin 190. günündeki tutuklu akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın ilk duruşması başladı.

Gülmen ve Özakça’nın “kaçırılabilir”, “provokasyon olabilir” gibi tuhaf gerekçelerle getirilmediği davada, duruşmaların yapılacağı Ankara Adliyesi önünde polis saldırısı devam ederken, öncelik olarak dava dosyasında bulunan ve tutuksuz yargılanan eğitim emekçisi Acun Karadağ’ın kimlik tespiti yapıldı.

Acun Karadağ duruşma öncesinde avukatlarının gözaltına alındığını belirterek savunması için ek süre talep etti.

Duruşmadan gelişmeler

Savcı, savunmaları alınamadığı gerekçesiyle Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini mütalaa etti.

Avukat Murat Yılmaz “Davaya 1130 avukat yetki verdi ve 100 ün üzerinde avukatla basına 3 dakikalık açıklama yapacaktık. 3 dakika 18 meslektaşımızın gözaltına alınmasını anlatacaktık. Ben ve pek çok avukat tekme yedi. Dduruşma salonu önünde adliye önünde saldırıya uğradık. Bu yüzden sinirliyiz. sert olacağız!” diyerek savunmaya başladı. Yılmaz, Nuriye ve Semih’in tutuklanmadan önce soruşturmada yaşanan usulsüzlükleri ve Yüksel Caddesi’ndeki eylemler hakkında verilen takipsizlik kararlarını anlattı. Yılmaz “Nuriye ve Semih için derhal beraat kararı talep ediyoruz” dedi.

Yılmaz’ın ardından Avukat Betül Kozağaçlı ise “Benim bürom 12 eylülde yani 12 eylülün yıldönümünde saldırıya uğradı. Büromuzda baskında Nuriye ve Semihle ilgili savunma metinlerimize el konuldu. Nuriye ve semih tutuklu. Neden tutuklu? Çünkü açlık grevi yapma kararı aldılar. Onların sesleri sınırları aştı. Bugün dünya seslerini duyuyor ve konuşuyor. Bu sebeple tutukladılar onları.” ifadelerini kullandı.

Betül Kozağaçlı “Açlık grevi bir örgüt eylemi değildir, örgütlerden çok önce de vardır. İçişleri Bakanı onlar eve gidince gizli gizli yemek yiyorlar diyor. Yalan söylüyorlar. Bugün Nuriye ve Semih’in buraya getirilmemesinin nedeni “yiyorlar” yalanlarının ortaya çıkacak olmasıdır” şeklinde konuştu.

Baro Başkanlarının mesajları

Ankara Baro Başkanı Av. Hakan Canduran:

“Nuriye ve Semih’in tutuklama gerekçesini “tutuklanmazlar ise adaletin tecellisine zarar verirler” şeklinde tarihe utanç olarak düşecek bir gerekçe yazıldı. Benim de içinde olduğum 111 aydın Nuriye ve Semih ile ilgili insanı bir gazete ilanı verdik. İçişleri Bakanı Nuriye ve Semih’i terörist bizi teröre destek verenler olarak hükme bağladı. Mahkeme olarak hüküm kurma yetkisini bakanlığın elinden alın ve bu iki masumu bırakın. Bizim sizden istediğimiz lütfen İçişleri Bakanından yargılama yetkisini alın, Nuriye ve Semih’in işlerine iade edilmelerini sağlayın. İçişleri Bakanı mahkemenizin yerine geçerek hüküm kurmuş ve Nuriye ile Semihi terörist ilan etmiştir. Sizden ricamız yargılama yetkisini İçişleri Bakanı’nın elinden alarak bağımsız bir mahkeme olduğunuzu göstermenizdir.”

Van Baro Başkanı Av. Murat Timur:

“İki nedenle katılıyorum bu duruşmaya. Biri avunmayı temsil eden 18 avukat arkadaşımızın burada olamaması, diğeri Türkiye’nin her yerinde işi elinden alınan, haksızlığa uğrayanlara Nuriye ve Semih’in umut olması. Bu siyasi bir tiyatro. Bu tiyatroda olmakta utanıyorum. Vicdanınıza sesleniyorum! Her şeyi kaybedebiliriz ama vicdanımızı kaybetmemeliyiz.Tutukluluk hakkında karar verirken bunu unutmayın.”

Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük:

“Ülkemizde hukuk devleti ve demokrasi askıya alınmıştır. 15 Temmuz’da darbe engellendi derken 20 Temmuz’da sivil dikta ilan edildi. Nuriye ve Semih uluslararası ve anayasadan kaynaklanan haklarını talep etme haklarını kullanmıştır. Haksızlığa uğradıkları için biat etmemiş ve bu sebeple hedef seçilmişlerdir. Sayın heyetinizin tarihsel sorumluluğu vardır.”

Antalya Baro Başkanı Av. Polat Balkan:

“Ben de 111 imzacıdan biriyim ve Sincan’da Semih’i ziyaret edenlerdenim. Darbe engellendi bu iyi ancak 20 Temmuz’dan sonra yapılanlar sebebi ile yine biz zarar görüyoruz. Bir cenaze defnedildikten sonra mezardan çıkarılıyor bunu yapanlar ile masum insanlar ancak adalet sağlanır ise bir arada yaşayabilir.”

Sakarya Baro Başkanı Av. Zafer Kazan:

“Burada önemli olan artık duruşma tutanağına yazılanlar değil sizin vicdanınızdır, tarih bunu yazacak. Hak arama mücadelesi kişinin kendisine ilişkindir saygı gösterilmelidir. Bugün de bir hak aranıyor; işini geri istiyorlar. Ben Nuriye ve Semih yaşasın istiyorum. Kişisel düşüncem açlık grevini bırakmaları; ancak bu mesele böyle çözülmez. Ekmeklerini istiyorlar. Bu iddianameyi iade etmeliydiniz. Bu iddianame kıyas yapıyor. Ceza hukukunda kıyas yasaktır. Kıyasla delil yaratılmıştır. Hiç istemeyiz, düşünmek bile istemiyoruz; ancak Nuriye ve Semih ölecekler ise bırakın özgür ölsünler. 40 kiloya düşmüş insan nasıl kaçsın? Ölmeyi göze alan insan neden kaçsın? Tutukluluğun gereği ne?”

Tutukluluğa devam kararı

Mahkeme avukatların taleplerini dinledikten sonra, savcılığın talebine uyarak Nuriye  Gülmn ve Semih Özakça’nın  tutukluluğunun devamına karar verdi.

Bir dahaki duruşma 28 Eylül’de Sincan Hapishanesi Kampüsü’nde görülecek.