Saadet Partisi'ne FETÖ tutuklaması
Saadet Partisi'nin il yönetim kurulu üyesi FETÖ'den tutuklandı.
Saadet Partisi İstanbul İl Yönetim Kurulu üyesi Mustafa Yaman, FETÖ suçlamasıyla tutuklandı. Milli Görüşçüler duruma tepki gösteriyor.
Konuyla ilgili açıklama yapan Saadet Partisi il Başkanı Birol Aydın, “Adaletin hava gibi, su gibi bir ihtiyaç olduğunu, geç gelen adaletin de adalete en büyük darbe olacağının da bilinmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.
Saadet Partisi İstanbul İl Başkanı Birol Aydın’ın yaptığı basın açıklaması şöyle;
“Geçtiğimiz Perşembe günü haftalık olağan il yönetim kurulu toplantımız sonrası, il binamızın önünde yönetim kurulu üyemiz Av. Mustafa Yaman emniyet yetkilileri tarafından gözaltına alınmıştı. Bu işlem söylenildiğine göre FETÖ soruşturması kapsamında gerçekleştirilmişti. Gerekli makamlarla yapılan görüşmeler, bilgilendirmeler ve sunulan belgeler doğrultusunda iddia edilen suçun asla yerinde olmadığını, mutlaka bir yanlışlık olduğunu ve bu mağduriyetin bir an önce sonlandırılması gerektiğini ifade ettik. Olayın açıklığa kavuşturulması adına muhataplarımıza her konuda gerekli desteği verdik. Ancak ikna olunmasına rağmen hala olması gereken adımların atılmadığını üzülerek müşahede ediyoruz.
Bu durumda aşağıdaki soruları sormak ve bunların takipçisi olmak bizim olduğu kadar bütün kamuoyunun da üzerine düşen sorumluluktur.
1- Mustafa Yaman Bey bir avukattır ve her gün bir şekilde adliyelere girip çıkmaktadır. Evi, barkı, ofisi bellidir. Buna rağmen haftada bir katıldığı yönetim kurulu toplantısından sonra gözaltı işleminin yapılması bir mesaj mıdır? Mesaj ise bunun muhatabı kimdir? Şayet bu işlemde Mustafa Bey’in şahsında Saadet Partisi’ni zan altında bırakmak gibi bir niyet varsa herkes bilmelidir ki, bu çamur bu camiaya asla tutmaz. Böyle bir art niyeti taşıyanlar da mutlaka bu yaptıklarının altında en kısa zamanda kalırlar. En sağından, en soluna kadar herkesin malum yapıyla hiçbir zaman iş tutmayan tek partinin biz olduğumuzu dile getirdiği bir ortamda, bu niyetle yapılan girişim ancak hadsizlik olur.
2- Devletlerin görevi vatandaşlarını kirletmemektir. Suçu, suçluyu, masumu ayırmak için azami gayret göstermek ve adalete olması gereken güveni maksimum derecede sağlamaktır. Cezayı verirken de kişinin kimliğine, rütbesine, makamına, mevkisine, ırkına mezhebine bakmamaktır. Herkes biliyor ki, bağlantısı olmadığı halde salt kişisel hesaplaşmalar üzerinden bazılarına özellikle suçlamalar yapılıyor. İktidar sahipleri bile zaman zaman ‘cadı avı’ diye bu süreci tarif ediyor. Herkes şunu çok iyi idrak etsin ki, bu mantıkla Mustafa Yaman Bey gibi mağdurlara yapılanlar ancak darbe girişiminin arkasında olanların ekmeğine yağ sürer.
3- ‘15 Temmuz Darbe İhaneti’ ile mücadelede başarı net bilgi, doğru belge ve şüpheye yer bırakmayacak yaklaşım ve uygulamayla sağlanır. “Çamur at izi kalsın” mantığı devletlerin değil, kişisel ihtiraslarının esiri olmuş ‘kraldan çok kralcı’ tabirinin üzerlerine tam uyduğu yetkileri boylarına büyük gelen zavallıların işidir.
4- Her şeye ve bütün yanlışlıklara rağmen ülkemizin bir hukuk devleti olduğunu, hukuk ve vicdanlarının sesine göre hareket eden, karar veren hâkim ve savcılarımızın varlığını gayet iyi biliyoruz. Adaletin hava gibi, su gibi bir ihtiyaç olduğunu, geç gelen adaletin de adalete en büyük darbe olacağının da bilinmesini istiyoruz.
Sonuçta biz Saadet Partisi İl Başkanlığı olarak, lise eğitimi aldığı dönemden bugüne partimize gönül vermiş, resmi vazifeler üstlenmiş, adaylıklarımızı yapmış, büyük kongrelerimizde delegelik vazifelerinde bulunmuş, STK’larda aktif olarak çalışmış, hatta iktidar partisi içinde bulunan birçok isim tarafından bu özellikleriyle bilinen ve adı geçen malum yapıyla adı yakından uzaktan bir arada bulunması bile abesle iştigal sayılacağı onlar tarafından da kabul edilecek olan arkadaşımızın daha fazla mağdur edilmeden serbest bırakılması gerektiğini buradan ifade etmek istiyoruz. Sürecin takipçisi olmaya devam edeceğiz.
Kamuoyunun bilgilerine sunarız…”