Tarih bugün, yer Sabah gazetesi: Gülen'in ektiği fidanlar ağaç olmasa bu devrim yapılamazdı
Sabah yazarı Rasim Ozan Kütahyalı, Fethullah Gülen ve Gülen cemaatinin AKP saflarında iken yaptığı 'hizmet'lerine övgüler yağdırdı.
AKP’nin yayın organlarından Sabah gazetesinin yazarı Rasim Ozan Kütahyalı, bugünkü köşesinde Fethullah Gülen ve Gülen cemaatinin AKP saflarında iken yaptığı ‘hizmet’lerine övgüler yağdırdı.
“Devrim içinde devrim (2013- 17)” başlığı dikkat çeken yazısında, Ergenekon’la başlayıp bugün ‘kumpas’ olarak nitelenen Balyoz, Odatv ve benzeri bir çok dava için “2007-13 döneminde eski rejim aktörlerine yönelik tasfiyelerin de baş aktörü Fetullah Gülen ve örgütüydü… Elbette bu tasfiyelerin arkasında hem siyasi irade hem de çok büyük toplumsal destek vardı..” ifadelerini kullanan Kütahyalı, “Elbette bu tasfiyelerin arkasında hem siyasi irade hem de çok büyük toplumsal destek vardı…” diyerek davalardaki asıl ‘kumanda’nın AKP olduğunu da ortaya koydu.
Anılan davaların tüm sıcaklığıyla Türkiye gündemini sarstığı dönemde tv ekranları ve Taraf gazetesindeki köşesinde yapılan tutuklamaları ateşli şekilde savunmasıyla bilinen Kütahyalı, o dönem yapılan tasfiyelerin “devrim” olduğunu öne sürerek dönemin AKP-Cemaat yargısına olan vefa borcunu göstermekten çekinmezken, yapılanların Cumhuriyet’in yıkılışı yolundaki rolünün önemini de “Fakat Gülen’in 1970’lerin sonundan itibaren devletin ve yargının içine ektiği fidanlar ağaç olmasa bu devrim yapılamazdı ve askeri vesayet rejimini hiçbir güç yıkamazdı…” ifadeleriyle açıkladı.
“AK Parti ile Gülenciler arasında işbirliği bir tercih değil mecburiyetti…” diyerek o dönemin işbirliğini bugünkü AKP yönetiminin tezleriyle açıklayan Kütahyalı, daha sonrasında Gülen’in ise yapılan devrimi “halktan çaldığını” ve 17-25 Aralık operasyonları ile 15 Temmuz darbe girişimiyle birlikte ‘terör örgütü’ne dönüştüğünü söyledi.
Kütahyalı’nın bugünkü köşesinden ilgili bölümler şöyle:
“2007-13 döneminde eski rejim aktörlerine yönelik tasfiyelerin de baş aktörü Fetullah Gülen ve örgütüydü…
***
Elbette bu tasfiyelerin arkasında hem siyasi irade hem de çok büyük toplumsal destek vardı…
***
Fakat Gülen’in 1970’lerin sonundan itibaren devletin ve yargının içine ektiği fidanlar ağaç olmasa bu devrim yapılamazdı ve askeri vesayet rejimini hiçbir güç yıkamazdı…
***
Dolayısıyla AK Parti ile Gülenciler arasında işbirliği bir tercih değil mecburiyetti…
***
Fakat sonrasında Gülen örgütü yapılan bu toplumsal ve siyasal devrimi halkın elinden çalmaya kalktı ve işte o noktada devrim içinde devrim süreci başladı…
***
Türkiye tarihinde görülmedik bir terör örgütüne dönüşen Gülenciler yıkılan Kemalist vesayet rejiminin yerine yeni bir vesayet rejimi inşa etmek istemiş ve bu halk ihtilalinin ikinci aşaması da bu noktada başlamıştır…
***
Hem 17-25 Aralık hem de korkunç 15 Temmuz ihaneti demokrasiyi hedefleyen karşı-ihtilal teşebbüsleridir…
***
Geçmişte de 27 Nisan 2007 ve 14 Mart 2008 kapatma davası olayları demokrasi düşmanı karşı-ihtilal teşebbüsleriydi…
***
Milletin çoğunluğu Erdoğan’ın liderliğinde hem ihtilalin birinci aşamasında hem de ikinci aşamasında bu vesayetçi karşı-ihtilal teşebbüslerini bertaraf etmesini bilmiştir…
***
Anadolu ihtilalini yok ederek yeni bir vesayet rejimi kurmak isteyen hain örgüt FETÖ bugün yerle yeksan olmuş ve yüzde 95 oranında devletten temizlenmiştir…
***
Türk devriminin ilk aşamasından sonra başlayan “Devrim içinde Devrim” (2013- 17) süreci de gayet başarıyla tamamlanmıştır….”