Türkiye’de 1923 Cumhuriyeti’nin tam yol gerici ve piyasacı dönüşümü için adım adım yıkımını Fethullahçı kadrolarıyla birlikte gerçekleştiren AKP’nin ‘FETÖ’deki doğrudan sorumluluğu yargı konusu edilmeyi beklerken, yandaş medyada konu parti içi hesaplaşmanın aracısı haline getirildi.
Sabah yazarı Melih Altınok, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda adı geçen 4 eski bakana “Yüce Divan’da yargılanmak istediğinizi söyleyin” dediği iddia edilen dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu ve yine benzer şekilde telkinde bulunduğu öne sürülen önceki cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü işaret etti.
Altınok, “Evet, çoğu siyaseten tasfiye edildi ama ne zaman adalet yerini tam olarak bulacak? Yoksa hâlâ dokunan yanıyor mu?” diye sordu.
Sabah yazarının “15 Temmuz bir gün 17-25 Aralık aylarca sürdü” başlıklı yazısında o bölüm şöyle:
“Cemaati ilk biz tehdit olarak gördük” dedikleri halde 17-25 Aralık’ta FETÖ’nün sözcülüğüne soyunanlardan hesap soruluyor…
Kendini yerli malı diye pazarlayan Washington portakallarının o gece sularını akıtarak ekranlarını FETÖ’cülere açmalarını da… Hürriyet’in dansözlerinin birer şakirte dönüşmelerini de unutmadık elbette.
Ancak o günlerde işin bir ucundan tutan siyasi kanadın nedense üzerine gidilmiyor.
Sadece o günlerde FETÖ’nün düzmece kayıtlarını Yüce Meclis’in kürsüsüne taşıyan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan bahsetmiyorum.
Zira bizzat hükümet cephesinden bu işe bir şekilde destek verenler olduğu kamuoyunun malumu.
***
Peki, kim bu AKP’liler?
Cevap, yolsuzluk susturucusu takılmış hukuksuz yargı silahı patladıktan sonra, yankısı işitilirken Meclis’te yapılan bir oylamanın ayrıntılarında gizli.
Hani şu kimi AKP’lilerin kumpasa ortak olduğu… 17-25 Aralık’ı siyaseten kabul ettiği… FETÖ’nün kellesini istediği kimi bakanlarının Yüce Divan’a gitmesi yönünde oy kullandığı oturumdan söz ediyorum.
Evet, evet FETÖ’ye sarılacak kadar iktidar hırsına kapılmış bu vekillerin başını çeken dönemin Başbakanının oylama günü ABD’ye uçtuğu… Ve yine dönemin Cumhurbaşkanının, hedefteki isimlere “N’olacak canım gidin ifade veriverin” diye nasihat ederek FETÖ savcılarını işaret ettiği günlerden.
Aynı soruları bir avuç demokrat meslektaşımla birlikte 17-25 Aralık sürecinde sormuştum. Sormaya da devam edeceğim.
Evet, çoğu siyaseten tasfiye edildi ama ne zaman adalet yerini tam olarak bulacak?
Yoksa hâlâ dokunan yanıyor mu?”
Bu haber en son değiştirildi 19 Aralık 2018 13:12 13:12
2025 yılı için 22 bin 104 lira olarak belirlenen net asgari ücret, açlık sınırının yüzde…
DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, "Bu hafta içinde İmralı heyetimizin Ada’ya gitme olasılığı çok…
Suriye, İsrail’in Beyt Cinn bölgesinde düzenlediği askeri operasyonu 'tehlikeli bir tırmanış' olarak nitelendirerek şiddetle kınadı.…
Kanal İstanbul projesi hız kazanırken, Arnavutköy’deki tarım arazileri bir bir satışa çıkarılıyor. Şeyha Moza’nın aldığı…
BM’nin “terörist” listesinde yer alan HTŞ lideri Ebu Muhammed Colani’nin eylülde Genel Kurul’da konuşacağı yapacağı…
Filistin Gazeteciler Sendikası, İsrail'in Filistin basınını ortadan kaldırılması gereken stratejik bir tehlike olarak gördüğünü belirtti.