Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, ABD ile Türkiye arasındaki krize ilişkin açıklamada bulundu. Kalın, “ABD, Türkiye’yi tamamen kaybetme riskiyle karşı karşıyadır.” ifadelerini kullandı.
Daily Sabah gazetesine değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Türkiye’nin kararlılığınının ABD’yi hem Türkiye’de hem de uluslararası camiada yalnızlaştıracağını ifade ederek “Trump yönetimi şimdiye kadar Kanada, Meksika, Küba, Çin, Rusya, NATO, Almanya ve birçok başka ülkeyle özellikle iç gündem sebebiyle kavgaya girişti. Bu durum ABD’nin güvenilir bir dost ve müttefik olarak itibarına zarar verdi.” dedi.
Kalın, Türkiye’nin başkalarının güvenlik endişelerini kendi güvenlik endişelerinin önüne koymayacağını belirterek “bir NATO müttefiki olarak herkesin güvenliği için üzerimize düşenin fazlasını yaptık.” ifadelerine yer verdi.
İbrahim Kalın açıklamasında Türk tarafının meseleyi diplomatik kanallardan çözme girişimlerinin ABD tarafından reddedildiğini söyleyerek “Türkiye’nin iyi niyeti ve sonuç almaya yönelik yaklaşımı, Trump yönetiminin ideolojik tutumu ve uzlaşmaz tavrı nedeniyle bir kenara itildi.” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü ibrahim Kalın tarafından yapılan açıklamanın tam metni şöyle;
“50 milyondan fazla vatandaşımızın oy kullandığı 24 Haziran seçimlerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, beş yıl daha görevde kalma hakkını elde etti. Seçim sonuçları, aynı zamanda bürokrasiyi azaltacak ve etkin yönetimi sağlayacak olan başkanlık sisteminin bir teyidi anlamına geliyordu. Geçtiğimiz hafta, Cumhurbaşkanı Erdoğan cari ve yeni projelerden oluşan 100 günlük çalışma planını açıkladı. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ise Türk ekonomisinin yeni hedeflerini ve OVP’yi açıklayacak. 29 Ekim’de İstanbul’un yeni havalimanı faaliyete geçecek. Bu yıl Türkiye’yi yaklaşık 40 milyon turistin ziyaret etmesi bekleniyor. Büyük kamu projeleri planlandığı gibi devam ediyor. Tüm bunlar, Türkiye’nin kamu kurumlarının ve ekonomisinin ne kadar dayanıklı olduğunu ortaya koyuyor.”
“Elbette Türk Lirası’nın Amerikan Doları’na karşı değer kaybetmesi bir sınama olarak karşımızda bulunuyor. Ancak Türkiye bu zorluklarla mücadele etmeye hazırdır. Esasen bu konu, bir kur savaşının ötesindedir. Trump yönetiminin terör suçundan ev hapsinde bulunan Papaz Brunson meselesi sebebiyle iki bakanımıza yaptırım uygulama kararı, Türk-Amerikan ilişkilerinin dip yapmasına neden oldu. Türk tarafının meseleyi diplomatik kanallardan çözme girişimleri ABD tarafından reddedildi. Türkiye’nin iyi niyeti ve sonuç almaya yönelik yaklaşımı, Trump yönetiminin ideolojik tutumu ve uzlaşmaz tavrı nedeniyle bir kenara itildi.”
Türkiye, güvenlik endişelerinin NATO müttefiki tarafından ciddiye alınması isteğinde sonuna kadar haklıdır. Ancak ABD, hem Obama hem de Trump döneminde terör örgütü PKK’nın Suriye kolu olan PYG/YPG ile işbirliği konusunda Türkiye’nin itirazlarını dikkate almadı. ABD’deki FETÖ yapılanması konusunda adım atmadı. Ne DEAŞ ile mücadele ne de Amerikan sistemi, Türkiye’nin milli çıkarlarına ve Türk-Amerikan ilişkilerine zarar veren politika ve tavırları meşrulaştırmaz.”
“Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye’yi tamamen kaybetme riskiyle karşı karşıyadır. Türkiye kamuoyunun tamamı, meşru güvenlik endişelerimizi yok sayan Amerikan politikalarına karşıdır. Türkiye’ye yönelik tehditler, yaptırımlar veya kabadayılıklar hiçbir işe yaramaz. Ancak Türkiye’nin kararlılığını artırır ve ABD’yi hem Türkiye’de hem de uluslararası camiada yalnızlaştırır. Trump yönetimi şimdiye kadar Kanada, Meksina, Küba, Çin, Rusya, NATO, Almanya ve birçok başka ülkeyle özellikle iç gündem sebebiyle kavgaya girişti. Bu durum ABD’nin güvenilir bir dost ve müttefik olarak itibarına zarar verdi. Türkiye’deki algı da bundan farklı değildir.
Türkiye tehditlere, baskılara, yaptırımlara veya finansal operasyonlara boyun eğmeyecek. Başkalarının taleplerini kendi güvenlik endişelerinin önüne koymayacak. Bir NATO müttefiki olarak herkesin güvenliği için üzerimize düşenin fazlasını yaptık. Terörün her türlüsüne karşı müttefiklerimizin yanında olduk. Başka ülkelere yönelik terör tehditlerine karşı onlarla işbirliği yaptık. Şimdi müttefiklerimizin bize aynı şekilde davranmasını beklemek en doğal hakkımızdır. Ancak müttefiklerimiz, Türkiye’ye ne PKK ne de FETÖ terörüyle mücadelesinde hiçbir destek sunmamıştır.”
“Türkiye dış politika ufkunu genişletirken, bağımsızlığından ve egemenliğinden vazgeçmeyecektir. Eşitlik, ortak çıkarlar ve ortaklık temelinde tüm ülkelerle ilişkilerini geliştirmeye devam edecektir. Aynı zamanda enerji kaynaklarını ve finansal alternatiflerini çeşitlendirmeye devam edecektir. Türkiye’nin jeopolitik konumu ve 21.yüzyıl diplomasisinin gerçekleri göz önünde bulundurulursa bu doğaldır.
Askeri darbeler, terör saldırıları ve finansal operasyonlar atlatmış bir ülke olan Türkiye, bugün daha kararlı ve dayanıklıdır. Hiçbir tehdit veya saldırı bu durumu değiştiremez.”
Bu haber en son değiştirildi 11 Ağustos 2018 13:19 13:19
ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Ortadoğu Özel Temsilcisi Tom Barrack, basın toplantısında kürsüye çıkarken gazetecilere, ’’Toplantı…
SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi ve Dış İlişkiler Dairesi Eş Başkanı İlham Ahmed; ABD heyetiyle…
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, süreç ile ilgili, "Önümüzdeki altın fırsat heba edilmemeli, coğrafyayı vatan…
Beşiktaş Belediyesi hakkında ihbar üzerine 2019 yılında 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarıyla ilgili başlatılan soruşturmada,…
Emniyet Genel Müdürlüğü, bu sabah paylaştığı 'Büyük taarruz' mesajında Atatürk'ün yer aldığı fotoğraftan Atatürk'ü kaldırdı.…
Eğitimde gerici uygulamalara bir yenisi daha eklendi. Düzce’de okul servisindeki harem-selamlık uygulamasının ardından, “Ankara’nın tek…