Bu haftaki Pusula’da İstanbul’daki kentleşme politikalarını masaya yatırdık. Bugün İstanbul’da yaşanan kaos ve kentleşme sorunu ülke sorunu olarak ele alınmalı. Özellikle büyük İstanbul depreminin olası sonuçları düşünüldüğünd,e İstanbul’un bu hale getirilmesinin nedenlerini araştırdık. Bu konuda AKP sabah akşam CHP’yi suçlarken, tarihi gerçekler daha farklı. CHP’nin de bu tabloda sorumluluğu olmakla birlikte özellikle Menderes, Demirel ve Özal iktidarlarının İstanbul’a en büyük kötülüğü yaptığı tarihi gerçekleriyle karşımızda. Bu siyasal çizginin devamcısı olan AKP iktidarı da Menderes, Demirel ve Özal’ı aratmıyor. Menderes’in büyük İstanbul yıkımı, Demirel’in köprüsü ve Özal’ın İmar Affı bugün İstanbul’un yaşadığı sorunun ana sebepleri. İlk yazı Derin Demir imzalı “Bana oy verin, ben de sizlere tapu dağıtayım” başlığını taşıyor. “Cami yıkmanın felsefesi ya da cehaletin iktidarı” başlığı ile Mete Hisarlıoğlu tarafından yazılan ikinci yazı, Menderes ve Erdoğan dönemlerini karşılaştırarak, İnönü’nün değil Menderes’in camileri nasıl yıktığı anlatılıyor. Son yazı ise Orhan Deniz imzasını taşıyor. “Kapitalizmin köprüleri sorun çözmez, sorun yaratır” başlıklı yazı Boğaz’a yapılan köprülerin aslında İstanbul’un kentleşmesine verdiği zararları ortaya koyuyor.
İyi okumalar