AKP, kıdem tazminatını kaldırmaya hazırlanıyor. Kıdem tazminatının fona devredilmesi ile ilgili yasa taslağı kulislerde konuşulmaya başlandı. Yasa taslağına göre, işçiler yarı yarıya hak kaybına uğrama olasılığı ile karşı karşıya.
Kıdem tazminatının kaldırılması uzun süredir gündemde. AKP iktidarı konuyu daha önce iki kez getirirken, bu sefer konuya daha hızlı girmiş durumda. 2019 yılı çalışma programına alınan kıdem tazminatının fona devri için yasa taslağının hazırlandığı iddiaları geçtiğimiz günlerde gündeme geldi. CHP’den yapılan açıklamaya göre, yasa taslağında fon uygulaması olacağı belirtildi.
Yeni yasa taslağına göre kıdem ödemesi işçinin brüt ücreti bakımından aylık yüzde 3’e denk gelen bir kesimin fona yatırılması öngörülüyor. Bu fonun, işleyiş biçimine ilişkin bir ifade taslakta bulunmuyor. Öte yandan, her yıl için bir aylık brüt ücrete denk gelen kıdem ödemesi, enflasyon farkı da göz önünde bulundurulduğunda yarı yarıya azalacak. Böylece patronlar kâr elde ederken, kıdem hakkının fona geçirilmesi de yeni bir finansal kaynak yaratacak.
Fonun işletilme tazının zorunlu bireysel emeklilik fonuna benzer olması düşünülüyor. Geçtiğimiz ay, bazı basın organlarında çıkan iddialara göre bireysel emeklilik fonu ve kıdem tazminatı fonunun tek bir fon çatısı altında toplanarak “mega fon” oluşturulmasının planlandığı da yazılmıştı.
Buradaki en büyük açmaz ise “fonun finansal piyasalara aktarılması”. Geçmişte, İşsizlik Fonunun kanunda “amaçları dışında kullanılamaz” ifadesi geçmesine karşın, bu fonunun teşvik ve diğer amaçlarla yüzde 60’nın amaç dışı kullanıldığı biliniyor. Öte yandan, gene finansal işlemler aracılığı ile aynı fonun yüzde 20 değer kaybettiği, fonun zorunlu karşılığının yüzde 10’lar civarında olduğu da iddia edilmişti.
Kıdem tazminatı uygulaması ile benzer bir durum hazırlanmaya çalışılırken, özellikle AB ülkelerindeki bazı uygulamalar Türkiye’ye getiriliyor. Zorunlu kıdem uygulaması pek çok ülkede bulunurken, ABD’de özel sektörde, Hollanda ve İsviçre’de ise diğer düzenlemelerle bu uygulama bulunmuyor. Türkiye’nin şu andaki uygulaması Güney Kore ve Arjantin’in uygulamalarına benziyor. Öte yandan, getirilmek istenen sistem Brezilya ve Avusturya’da uygulanan fon uygulamalarına benziyor.
Sendikaların konu ile sessizliği devam ederken, özellikle iş güvencesinin yasalarla sınırlandırıldığı iyi biliniyor. Dolayısıyla, “kıdem hakkı zaten alınamıyor” tezinin hiçbir geçerliliği bulunmazken, işçiler açısından iş güvencesi hem kazanılmış bir hak, hem de bir zorunluluk. Bu zorunluluğun ortadan kalktığı noktada, sınırsız sömürünün yeni uygulamaları ile karşı karşıya kalacağız.
Bu haber en son değiştirildi 10 Nisan 2019 16:04 16:04
Boran’ın önce Yön Dergisiyle sonra, Milli Demokratik Devrim (MDD) tezleriyle ve yine TİP içindeki Doğu…
Onun “demokrasi şampiyonu” imajı, kulağa hoş bir melodi gibi gelse de gerçek başka. Demokrasi, sadece…
2025 Nobel Barış Ödülü’nü kazanan Venezuelalı Maria Corina Machado, "davamıza destek verdi" diyerek ödülünü ABD…
AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Meclis açılışındaki yerel yönetimlerle açıklama sonrası belediyelerin konser ve tanıtım gibi hizmetlerinin…
Beyaz Saray, Nobel Barış Ödülü’nün Trump yerine Venezuela muhalefet liderine verilmesine tepki gösterdi. Trump’ın “7…
İstanbul 8. İdare Mahkemesi, Bayrampaşa Başkanvekili seçimlerine dair AKP'nin başvurusu hakkında olumlu karar verdi. CHP'nin…