Meclis'te yeni dönem: Erdoğan krize karşı halktan 'sabır' istedi

AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Meclis'in yeni yasama dönemi açılışında konuştu. ABD ile ilişkiler ve AB üyeliği konusunda "müjde"ler vaadeden Erdoğan, ekonomik kriz için de halktan "sabır" istedi.

Meclis'te yeni dönem: Erdoğan krize karşı halktan 'sabır' istedi

TBMM Genel Kurulu bugün saat 14.00’de TBMM Başkanı Binali Yıldırım başkanlığında toplandı. Yıldırım’ın sunuş konuşmasının ardından AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı Genel Kurula davet etti. Erdoğan, yasama yılının açış konuşmasını yaptı.

Erdoğan, Meclis Genel Kurulu’na seslenişinde AB’yle ilişkiler konusunda yakın gelecekte atılacak adımlardan bahsederken “AB ülkelerinden Türkiye ile ilişkiler konusunda yükselen olumlu sesler, önümüzdeki günlerin müjdecisidir. ” ifadelerini kullandı. AKP’li Cumhurbaşkanı, ABD ile ilişkilerde de Trump yönetimiyle son dönemde yaşanan gerilimler dolayısıyla “üzüldüğünü” ifade ederken “En kısa sürede aramızdaki meseleleri çözüp ABD ile stratejik ortaklık ruhuna uygun ilişkiler geliştirmeyi hedefliyoruz” diyerek ABD emperyalizmiyle ilişkilerin devamından yana olduklarını ilan etti.

AKP lideri, son dönemde yaşanan ekonomik gelişmeler ve beraberindeki sürekli artan hayat pahalılığına ilişkin ise “Faizlerden, enflasyondan, döviz kurundan bunalan herkesin yaşadıklarını takip ediyoruz. Milletimizden biraz daha sabırlı olmasını diliyoruz. İnşallah bugünleri de geride bırakacağız.” dedi.

‘Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi’ adı verilen yeni rejimden memnuniyetini de dile getiren Erdoğan, “16 Nisan halk oylaması yönetim sistemimizi değiştirdiğimiz bir büyük reformun, devrimin adıdır. Siyaset mühendisliği hesaplarının ürünü olarak değil, tamamen tarihimizin akışı içinde halkımızın rızasıyla gelişen sürecin aşamalarını hep birlikte yaşadık Önce tek partili, ardından çok partili rejimleri denedik. Maalesef ne yaparsak yapalım darbelere, vesayetlere, krizlere engel olamadık. Bu arayışlar son dönemde de sürmüştür. Özellikle 2007 yılında yaşanan Cumhurbaşkanlığı seçimi krizi, artık yeni bir reformu kaçınılmaz hale getirmiştir. Milletimiz 2007 yılından beri adım adım ilerleyen bu sürecin her aşamasında, sağduyu ile ve ferasetle hareket etmiştir” ifadelerini kullandı.

Erdoğan’ın konuşmasından başlıklar şöyle:

‘HEP BİRLİKTE BAŞINI EZDİK’

“Her hal ve şart altında çareyi milletimizde, milli iradenin üstünlüğünde aradık. Ülkemizi vesayet bataklığına itmek istediler. Çözümü milletimize gitmekte bulduk. Sokakları karıştırarak halkımızı birbirine düşürmeye çalıştılar. Fitneye fırsat vermedik. Terör örgütlerini kullanarak ülkemize diz çöktürmeye çalıştılar. Buna da eyvallah etmedik. PKK’sından FETÖ’süne hep birlikte başını ezdik. Darbe yapmaya teşebbüs ettiler. Sınırlarımız içinde terör koridoru oluşturmaya kalktılar. Ardı ardına yaptığımız harekatlarla bu planı da paramparça ettik. Gece yarısı operasyonuyla ekonomimizi çökertmeye çalıştılar.

YENİ REJİM: TEK MUHATTAP BENİM

Yürütmenin tek muhatabı Cumhurbaşkanıdır. Milli iradenin önünde engel oluşturan sistem içindeki tüm vesayet mekanizmaları artık ortadan kalkmıştır. Milletimiz gerektiğinde kimden hesap soracağını bilmektedir. Elbette her geçiş dönemi gibi bu süreçte de bir takım sıkıntılar yaşanıyor olabilir. Her sıkıntıya anında müdahale ediyor ve hemen hal yoluna koyuyoruz.Ancak ekonomide asla hak etmediğimiz dalgalanma bu tür sıkıntıların daha çok göze batmasına yol açıyor. Aldığımız tedbirler, geliştirdiğimiz programlarla ekonomimizi yeniden dengeye kavuşturmaya başladık. Gerek milletimizden, gerek kurumlarımızdan aldığımız geri bildirimlere göre hem yaptığımız çalışmaları gözden geçiriyor hem de kendimize yeni hedefler belirliyoruz.

OPERASYON SİNYALİ: HEDEFİMİZ KANDİL VE SİNCAR’I TEMİZLEMEK

Irak’ta ve Suriye’de ciddi etkinlik kazanan terör örgütleri her geçen gün ciddi mevzi kaybetmiştir. Kuzey Irak’taki bölgesel yönetimin girişimleri boşa çıkarılmıştır. Irak’ta yeniden merkezi yönetimin merkeze alınmasıyla Irak büyük bir sıkıntıdan kurtulmuştur. Türkiye olarak PKK’nın Irak’ta faaliyet gösterdiği yerleri kontrol altına aldık. Hedefimiz Kandil’i ve yeni Kandil olma yolunda ilerleyen Sincar’ı terörden tamamen temizlemektir.

Bundan sonraki hedefimiz Münbiç ve Fırat’ın doğusundaki bölgenin terörden temizlenmesidir. En yakın zamanda bunu da sağlayacağız.

AB ÜYELİĞİ: MÜJDECİ SESLER YÜKSELİYOR

Türkiye’nin de kimi devletlerle inişle, çıkışlar yaşayabilmektedir. Son yıllarda AB ile ve bazı Avrupa devletleriyle gerilimler yaşadık. Üyelik sürecinde uygulanan çifte standart karşısında sessiz kalamazdık. AB ile yaşadığımız bu süreci yavaş yavaş geride bırakıyoruz. Türkiye’nin AB’ye tüm taahhütlerini haksızlıklara rağmen yerine getirmesi elimizi güçlendirdi. En büyük ticaret ortağımız olan böyle bir coğrafyaya sırtımızı dönmemiz söz konusu olamaz. AB ülkelerinden Türkiye ile ilişkiler konusunda yükselen olumlu sesler, önümüzdeki günlerin müjdecisidir.

ABD İLE İLİŞKİLER: ORTAKLIĞA UYGUN İLİŞKİLER HEDEFLİYORUZ

Stratejik ortak olarak uzun bir geçmişe sahip olduğumuz ABD’deki mevcut yönetimin hiçbir tutarlılığı olmayan bir şekilde ülkemizi hedef alması bizi üzmüştür. Suriye’de hassasiyetlerimizi ve ikazlarımızı hiçe sayarak bölücü terör örgütleriyle işbirliği yapan ABD, bunu ekonomiye de taşımıştır. Halkbank davası hukuksuzluk örneğidir. Bir rahibi bahane ederek ülkemize yaptırım uygulamaya çalışan bu çarpık anlayışla mücadele etmeye kararlıyız. ABD yönetiminin yanlış bakış açısını düzelteceğine inanıyorum. En kısa sürede aramızdaki meseleleri çözüp ABD ile stratejik ortaklık ruhuna uygun ilişkiler geliştirmeyi hedefliyoruz.

EKONOMİK KRİZ: BİRAZ DAHA SABREDİN

Ekonomide bize zarar verme girişimi, dünya genelinde ABD’ye olan güveni zayıflatmıştır. Türkiye’nin kimseden para talebi yok. Uluslararası yatırımları ülkemize çekmek için adımlar atıyoruz. Faizlerden, enflasyondan, döviz kurundan bunalan herkesin yaşadıklarını takip ediyoruz. Milletimizden biraz daha sabırlı olmasını diliyoruz. İnşallah bugünleri de geride bırakacağız. Çıktığımız bu zorlu yolcukta Meclisimizde sizlerle birlikte yürüyecek, başarıyı birlikte yakalayacağız. Gerekiyorsa anayasayı, gerekirse iç tüzüğü değiştirerek Meclisin itibarını artırmak noktasında da adımlar atabiliriz.