RÖPORTAJ | TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek Sosyalist Cumhuriyet’e konuştu
TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek, yaptığımız röportajda düzen açısından 2017 yılının bazı ara sonuçlar doğurduğunu ancak bu sonuçların gelecek dönem düzenin kriz başlıklarını bertaraf edebilecek güçte olmadığını vurguladı.
2018 yılına girerken Türkiye Komünist Hareketi (TKH) Genel Başkanı Aysel Tekerek sorularımızı yanıtladı.
Yaptığımızın daha iyisini yapacağız!
2017 yılını geride bıraktık. Klasik olacak ama 2017 komünistler açısından nasıl geçti sorusu ile başlayalım.
2017 dünya, ülkemiz ve komünistler açısından nasıl geçti sorusu bir bütün ve kendimizi diğer ikisinden ayrı tutamayız. Bu açıdan, 2017 bir yandan dünyada emperyalist kapitalist sistemin yakın dönem planlarını bazı ara sonuçlara bağladığı, ülkemiz açısından AKP’nin de bu ara sonuçlara uyum ile birlikte kendi mecrasında da bazı ara sonuçlara gittiğini söylemek mümkün. Biz komünistler için ise 2017 yılı ise haklı olmak ile güçlü olmak arasındaki açının sonuçlarını gördüğümüz, ancak tam da bu açının kapanması yönünde gelecek yıllara boş bir kağıda devretmediğimiz bir yıl oldu diyebiliriz.
O halde sırayla gidelim. Dünya dediniz, emperyalizmin ara sonuçlarından bahsettiğiniz, biraz daha açar mısınız?
Şöyle söyleyebilirim. Dünyada 2017 yılındaki siyasi gelişmelere baktığımızda emperyalizmin, özelde ABD’nin Suriye planlarında bir adım geriye çekilmesi, tersinden Suriye Halkının direnişinin bir adım öne geçmesi artık tescillenmiştir. Ancak emperyalizm Suriye’de bocalarken, başka alanlarda kendine yeni nefes boruları da açmayı bilmiştir. Suudi Arabistan’daki gelişmeler, Kudüs kararı gibi noktalara bakılırsa emperyalizm Ortadoğu politikasında yeni saldırı başlıkları açma gayreti içerisine girmiştir. 2017 yılı en basitinden bu ara sonucun ortaya çıktığı bir yıl olmuştur diyebiliriz. Elbette 2017 yılı emperyalizmin sultası altında dünyanın kan gölüne dönmeye devam ettiği bir yıl olmaya devam etti. 2017 yılında ABD başkanının Donald Trump olması emperyalist azgınlıkla da uyumlu bir sonuç olmuş oldu.
Peki ülkemiz… AKP’nin de ara sonuçlar çıkardığını söylediniz?
Evet, AKP de 2017 yılında bazı ara sonuçlara vardı. 2017 yılında ülke olarak az şey geçirmedik. Bir kere ülkede resmen rejim değişikliği oldu diyebiliriz. Başkanlık referandumu bu yıl yapıldı ve AKP mühürsüz oyları da YSK’ya saydırarak referandumda “evet” oylarını öne geçirdi. Ama bu AKP’nin seçimi kazanması anlamına da gelmiş olmadı. AKP başkanlık ile krizlerini ertelemeye çalışırken, gerçekte halkın yarısından fazlasının onayını alamayarak asli krizini yani meşruiyet krizini ertelemek için başka çareler aramaya başladı. 15 Temmuz darbe girişiminin açtığı OHAL yolu ile bir düşman hukuku hayata geçirdi. KHK ile binlerce kamu emekçisi ihraç edildi. Grevler yasaklandı. Kurumlar açıldı, kapandı, mali kararlar bu KHK’lar ile alınmaya başlandı. Ülke içinde istibdat rejimi 2017 de olağanlaştı. Diğer yandan AKP ülke içinde yaşadığı sıkışmaya benzer bir sıkışmayı Suriye planlarında da yaşamış oldu. Ancak bu alanda her ne kadar ABD ile Suriye’nin kuzeyindeki ittifak güçleri üzerinden bir tartışmaya girse de özünde sırtını ABD’ye yaslamaya ve onunla uyumlu bir şekilde yol almaya devam etmiş oldu. ABD’nin Kudüs kararı sonrasında Tayyip Erdoğan Kudüs kahramanlığına soyunsa da özünde tepkilerin buharını almış oldu. Dışarıda işbirlikçilik içeride gericilik ve faşizm hız kesmedi. Ancak ülkemizin bu şekilde yönetilemeyeceği de her siyasi dönemeçte bir kez daha ortaya çıktı. AKP’nin kendi teşkilatlarında yaptığı değişiklik, belediye başkanlarının görevden alınması meselesi en kolayca yapacaklarıydı yaptı. Arada Cumhurbaşkanından Atatürkçülük açılımı dahi geldi. AKP 2017 yılında referandum sonuçlarından meşru bir iktidar olamadığını, darbe girişimi ekmeğinin de yavaş yavaş sonuna geldiğini gördü. Her ne kadar Reza Saaraf davası aleyhinde gibi görünse de bunu ülke içine dönük “hain komplo” propagandası ile en azından etkisizleştirmeyi becerebildi. 2017 de AKP patinajı kabul etmiş ve meşruluk sorununa müdahale yollarını aramış oldu da diyebiliriz.
Peki 2017 sosyalist mücadele hanesine nasıl geçmiş oldu?
Bir cümle ile değinmiştim. Haklılık güçlülük denkleminden. 2017 yılı biz komünistler için hep bildiğimiz bazı gerçeklerin somut örneklerinin görüldüğü bir yıl olarak tarihe geçmiştir. Örneğin referandum sonuçları göstermiştir ki, ülkemizde AKP’nin teslim alamadığı bir yarı vardır. AKP ne yapacağını bilmekte ancak bu diğer yarı bilmemektedir.
Örneğin CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu liderliğindeki Adalet yürüyüşü yüzbinlerce insanı içine katmış ancak bir gün sonraya anlamlı bir sonuç devretmemiştir. CHP muhalefeti onun önüne geçebilmiş olan halk muhalefetini arkasına alarak kendi kısa vadeli planlarına yem etmiştir. CHP ve adalet isteyen milyonlar arasındaki gerçek uyumsuzluk bizce somut olarak ortaya çıkmıştır.
İşçi sınıfı karakteri gereği, OHAL koşullarına hapsolmamış, cam işçileri iki günlük bir yürüyüş ile 2017 yılında sınıfın hanesine önemli bir kazanımı işlemiştir.
2017 biz komünistler için milyonların bu yönsüzlüğüne karşı sözümüzü söylediğimiz, ancak haklı olmakla mutlu olmayıp aynı zamanda güç toplamaya çalıştığımız bir yıl olmuştur. Ne yazık ki bu güç henüz kitlelere fiili öncülük edecek kadar büyük değildir. Ne güzel ki bu güç ülkemizde devrimi gerçekleştirecek sınıfın şimdiki öncülleri arasında fark edilmeye başlamıştır.
TKH, 2018’e girerken bir mesaj yayınlayarak yeni mücadele yılını selamladı. Peki 2018 de komünistler ne yapacak?
Bu sorunun bizim için aslında tek bir cevabı var. 2018 de komünistler 2017 de yaptıklarının daha iyisini yapacaklar.
Parti olarak emekçi sınıfların sosyalist mücadele ile kuracağı bağların güçlendirilmesini başa yazdık. Bu yönde 2018 de yol alacağız.
Gericiliğe karşı laiklik mücadelesini önemsiyoruz. Kadınların bu mücadeledeki yerleri tartışılmaz. Partimiz bu mücadelenin hem sulandırılmadan yani ciddiyetle verilmesi hem de bu düzenden kurtuluş için önemli bir müdahale alanı olduğunun sorumluluğu ile hareket etmeye devam edecek.
Anti emperyalist mücadele 2018’de güçlenmek zorunda ve partimiz kimliğinde yazan bu karakterini daha da görünür kılmak zorundadır.
Yapacaklarımızı sıralamak bu satırlara sığmayacak. Ama şunu tekrar söylemeliyim ki 2018’de ne yapacaksak bundan öncekine göre daha iyi yapacağız.
Partim adına tüm okurlarımıza sosyalist bir mücadele ve bu mücadelede başarılar diliyorum.