Sabah yazarı Engin Ardıç'tan 'genelev' vurgulu 10 Kasım yazısı

abah yazarı Engin Ardıç'ın Mustafa Kemal'in ölüm yıldönümü olan 10 Kasım'ı konu aldığı yazısı tepkilere neden oldu.

Sabah yazarı Engin Ardıç'tan 'genelev' vurgulu 10 Kasım yazısı

Sabah yazarı Engin Ardıç’ın Mustafa Kemal’in ölüm yıldönümü olan 10 Kasım’ı konu aldığı yazısı tepkilere neden oldu. Ardıç yazısında eskiden 10 Kasım’da bütün gülmenin yasak olduğunu, eğlence yerlerinin kapatıldığını iddia ettiği yazısında ”Genelev de kapalı mıydı, bilmiyorum.” sözlerine yer verdi.

Engin Ardıç bugün yayımlanan ‘Gülmek yasaktı’ başlıklı yazısında 10 Kasımlarda yapılan törenlere ilişkin tepki çeken ifadelere yer verdi. Ardıç, 1958 yılında 10 Kasım’da güldüğü için ihtar cezası aldığını ileri sürdüğü yazısında ”Bir daha hiçbir 10 Kasım töreninde gülmedim ama ağlamadım da. 10 Kasım günleri gülmek yasaktı, ağlamak makbul sayılıyordu.” dedi.

10 Kasımlarda ‘üzgün üzgün dolaşmanın’ da bir yükümlülük olduğunu söyleyen Ardıç ”10 Kasım günleri, gerçi biz çocuklara bir şey ifade etmiyordu ama, içki içmek de yasaktı.” ifadelerinde bulundu.

‘Eğlence yerlerinin’ de 10 Kasım’da kapalı olduğunu belirten Ardıç ” Tiyatro, sinema, gazino, her yer. Çemiş taşra belediyesi mantığıyla, tiyatro ile gazino arasında da bir fark gözetilmiyordu. Hani ahlak zabıtasının kasabaya gelen her tiyatro topluluğundaki kadın sanatçıları “muayeneye tabi tuttuğu” yıllar… Genelev de kapalı mıydı, çocuktum, bilmiyorum.” dedi.

Engin Ardıç’ın söz konusu yazısının tamamı ise şöyle:

”10 Kasım 1958 günü törende güldüğüm için ihtar cezası aldım.
Sonra bir daha hiçbir 10 Kasım töreninde gülmedim ama ağlamadım da.
10 Kasım günleri gülmek yasaktı, ağlamak makbul sayılıyordu.
Yalnız o değil.
Okul bahçesinde bütün gün “üzgün üzgün dolaşmakla” yükümlüydük.
Azıcık neşeli görünen çocuk öğretmenler tarafından uyarılıyordu.
Koşmak, top oynamak falan da yasaktı.
Yeni kuşaklara fıkra gibi gelir ama gerçektir.
10 Kasım günleri, gerçi biz çocuklara bir şey ifade etmiyordu ama, içki içmek de yasaktı.
“Eğlence yerleri” de kapalıydı.
Tiyatro, sinema, gazino, her yer.
Çemiş taşra belediyesi mantığıyla, tiyatro ile gazino arasında da bir fark gözetilmiyordu. Hani ahlak zabıtasının kasabaya gelen her tiyatro topluluğundaki kadın sanatçıları “muayeneye tabi tuttuğu” yıllar…
Genelev de kapalı mıydı, çocuktum, bilmiyorum.
Sinemalarda ücretsiz olarak eski titrek belgeseller gösterilir, halk arasında bunlara “Atatürk filmi” denirdi. Beşon kişi seyrederdi.
İşin hoş yanı, bunların Muhsin Ertuğrul’un “Bir Millet Uyanıyor” filminden alınmış çakma belgeseller olmasıydı. Bunu sonradan öğrendik tabii.
Bütün bunlar da, “karşıdevrimci” olduğu söylenen Adnan MenderesTürkiyesi’nde oluyordu ha…
Aklımız ermeye koyulduğunda, Türkiye Cumhuriyeti’nde daha başka nelerin “çakma” olduğunu araştırmaya başladık.
Başlamaz olaydık…

Bugün 10 Kasım. Yılmaz’a 35 lira vermeyi unutmayın.”