Yaşadığımız düzen, kadınların varlığını her geçen gün toplumsal alanlardan silerek ev ve aile içerisinde yok edilmesini hedef alıyor. Bunu yaparken de birçok yaptırım ve uygulamayı kadınların karşısına çıkartan bu gerici düzen en etkili araçlarından biri olan medya kurullarını kadın düşmanı saldırılarının aracı haline getiriyor.
Geçtiğimiz günlerde, Türkiye’deki televizyon reklamlarında cinsiyet eşitliği üzerine yapılan araştırmayı ve kadınların kamusal ve toplumsal alanlardan ev içerisine nasıl sürüklendiğini bir kez daha ortaya koyan Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) İletişim Fakültesi Reklamcılık Bölümü ve RVD Reklamda Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Platformu işbirliğiyle yapılan “Türkiye’deki Effie TV Reklamlarının 10 Yıllık Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Karnesi” başlıklı araştırmanın sonuçları açıklandı.
Yapılan araştırmanın sonuçlarına göre; kadınlık ve erkeklik temsillerinin geleneksel cinsiyet kalıplarının içine hapsedildiğini ortaya koyulurken toplumsal rollerdeki değişimin reklamlara sınırlı bir şekilde yansıtıldığı belirlendi. Araştırma, reklamlarda yer alan ana karakterlerin sadece yüzde 35’ini kadınların oluşturduğunu gösterirken, erkek ana karakter kullanımına bakıldığında oranın yüzde 65 olduğu tespit edildi. Ana karakter kullanımının yıllara göre dağılımı ise, reklamda ana karakter olarak kadın temsilinin düşmekte olduğunu ortaya koydu. Buna göre, 2007-2011 yılları arasında ana karakterlerin yüzde 56’sı erkek, yüzde 44’ü de kadınken, 2016-2018 yıllarında erkeklerin oranı yüzde 65’e çıktı, kadınların orası ise yüzde 35’e kadar geriledi.
Araştırmada, kadın ve erkeklerin resmedildiği ortama bakıldığında kadınların yüzde 43’ünün ev ortamında, sadece yüzde 10’unun iş yerinde gösterilmesi dikkat çekti. Erkeklerde ise, ana karakterlerin temsil ortamının daha çeşitli olduğu görüldü. İncelenen reklamlarda, erkek karakterlerin yüzde 22’si iş yerinde, yüzde 22’si açık havada, yüzde 20’sinin ise evde gösterildiği belirlendi. Yıllara göre reklamdaki kadın ana karakterlerin baskın ortamına bakıldığında da 2016-2018 yılları arasında yüzde 32’sinin çalışan rolünde olmasına rağmen hiçbirinin iş yerinde gösterilmemesi dikkat çekti.
Araştırmanın sonuçlarına göre cinsiyet temsillerindeki en keskin eşitsizlik dış ses kullanımında görülüyor. Reklamda erkek dış ses oranı %89 iken kadın dış ses oranı %10 ile sınırlı. Bir diğer çarpıcı bulgu ise reklamda ana karakter kullanımına kategori bazında bakıldığında karşımıza çıkıyor. Belirli kategorilerde kadının ana karakter olarak temsili neredeyse yok. Banka/Finans kategorisinde yer alan reklamlarda kadın ana karakter kullanımı %4, Telekomünikasyon kategorisinde ise %6.
Türkiye’deki televizyon reklamlarında cinsiyet eşitliği üzerine yapılan araştırmanın sonuçlarına göre; 2007-2018 yılları arasında kadınların reklam filmlerinde ağırlıklı olarak ev ortamında gösterilmesi dikkat çekti. Araştırma, kadınların ana karakter olarak reklamda kullanılma oranında da düşüş olduğunu ortaya koydu.
Boykot çağırısı nedeniyle tazminatsız şekilde işten atılan Eruslu işçisi Cüneyt Tişkaya, fabrika yönetimiyle yaptığı görüşme…
Laiklik Meclisi tarafından hazırlanan Laiklik İhlalleri Mart 2025 raporu, 168 kapsamlı başlıkta karşı devrim sürecinin…
Cezaevinde tutuklu bulunan ve ciddi sağlık sorunları yaşayan İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat hakkında…
Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasını protesto eden öğrencilerin aileleri polis veya KYK yetkililerince aranıyor. Aileler, çocuklarının 'yurttan…
Önceki Kızılay Başkanı Kerem Kınık’ın kızı Fatma Zehra Kınık Demir'in kullandığı ve 17 yaşındaki Batın…
BMGK, İsrail'in Suriye'deki işgalini derinleştirmesini ve son saldırılarını görüşmek için yarın acil oturumda toplanacak.