AKP’li yazar Hilal Kaplan, Merve Kavakçı’nın kızlarının Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın danışmanı olarak atanmasını savundu.
Konuya girerken “liyakat” tartışmasını köşesine taşıyan Kaplan, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası yaşanan sürece dikkat çekerek “En yüksek noktalarda bile hainlerin tesbit edildiği, Cumhurbaşkanı’nın ailesiyle birlikte ortadan kaldırılmasına teşebbüs edildiği bir dönemden geçiyoruz. Elbette bu büyük travmanın etkilerini de uzun yıllar hissedeceğiz.” derken, “Ancak kimsenin de bunun arkasına saklanarak hak etmeyen eşini dostunu bir yerlere yerleştirilmesine tahammül edilemez.” ifadelerini kullandı.
Liyakat meselesinin sadece Fatma Betül Sayan Kaya ve Ravza Kavakçı’nın herhangi bir akrabası bir yere atandığında gündeme geldiğini öne süren Kaplan, “Yine öyle oldu. Şu anda Malezya Büyükelçiliği görevini sürdüren Merve Hanım’ın kızı Meryem, Cumurbaşkanlığı danışmanlığına atandı. Hangisinin kendisine ait olduğu belli olmayan bazı fotoğraflar üzerinden bir genç kız hedef gösterildi ve linç edildi.” dedi.
Daha sonra Mariam Kavakçı’nın “eğitim” geçmişinden bahseden Kaplan, “Meryem, çoğunluğun üniversiteye başlama yaşı olan 19’unda, George Mason Üniversitesi’nde lisans eğitimini bitirmişti. Ardından iki alanda yüksek lisans ve sonunda Nobel ödüllü Aziz Sancar’ın da mezun olduğu Dallas Teksas Üniversitesi’nde doktorasını tamamladı.” diye yazdı.
“İYİ Kİ ORADALAR…”
Merve Kavakçı’nın 1999 seçimlerinden sonrası türbanıyla Meclis’te yemin etmek isterken kovulduğu dönemde yaşanan bir olayı da hatırlatan Kaplan, “İlkokula giden Kavakçı’nın kızları, beyaz yakalı mavi önlükleriyle, annelerinin elinden tutarak okuldan çıkarken, etrafları kameralarla ve yönlendirildikleri aşikâr olan sınıf arkadaşlarınca çevrilmişti. Arabaya ulaşana dek o iki küçük kız çocuğunu yuhalayan ve “Türkiye laiktir, laik kalacak” gibi anlamını bilmedikleri bir sloganla arkadaşlarını linç eden o öğrenciler kimbilir bugün neredeler. Fatma ve Meryem ise ABD’de dereceyle tamamladıkları yüksek eğitimleri sonrası, bugün Cumhurbaşkanlığı’nda danışmanlar! İyi ki oradalar…” ifadelerini kullandı.
Kaplan’ın yazısı “Meryem, bu atama olmasaydı, kendisine sessiz sakin ve çok başarılı bir akademik hayat kurabilirdi. O, hizmet etmeyi seçti. Eleştiri yaparken saldırdığınız kişinin kim olduğuna bir bakın; aksi takdirde haklıyken haksız durumuna düşersiniz. Daha vahimi, hakka girersiniz. Benden söylemesi..” ifadeleriyle son buldu.
"Tam bağımsız Türkiye sloganı içi boş bir slogan değildir. Bu sloganın ağırlığını taşıyabilmek antiemperyalist mücadelede…
"Şüphesiz onların yaptıklarını bir kaç sayfaya sığdırmak mümkün değil fakat yine de onların bunu ne…
Türkiye Komünist Hareketi ve TKH Gençliği, 6 Mayıs 1972'de idam edilen Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan…
İsrail Devlet Televizyonu KAN son dakika haberi geçti. İsrail Devlet Televizyonu KAN'a göre İsrail ordusu,…
Fransa genelindeki Gazze’ye destek amacıyla düzenlenen protestolar liselere de yayıldı. Ülke genelindeki onlarca lisede yarın…
"Topluma sunuluş biçimiyle problemin ele alınış çekline bakınca, içinden geçtiğimiz küresel sorunlar ve sıkıntılardan sistem…