Assos Makam Müziği Kampı'nın ardından…
Müzik eğitimi alan ve yarının müzisyenleri olacak öğrencilerin kendi alanlarında perspektif kazanabilmesi, sorgulayabilmesi için bu kamplar oldukça önemlidir. Ayrıca müzikte diyalektik bakış açısının yerleşmesi, makam kavramını geniş bir coğrafyada kabul edilmesi ve özellikle halk müziğinin bunun parçası sayılması açısından da oldukça verimli bir kamp gerçekleşmiş oldu.
Ercan Temiz
Çoğu kişinin bilgisi olmasa da, ülkemizde müziğe dair her sene çeşitli kamplar yapılmakta. Düzenlenen bu kampların birçoğu özellikle müzisyenler için, ülkemizde müziğin daha ileri seviyelere çıkabilmesi için, niteliğini artırabilmesi için çok değerli. Ayrıca, müziğe dair sorgulatan, düşündüren bir kamp olması açısından da bu kampların olması oldukça sevindirici. İşte bu kamplardan bir tanesi de geçtiğimiz günlerde Assos’ta gerçekleşen “Makam Müziği Kampı”.
Son üç yıldır düzenlenen Makam Müziği Kampı’nın bu yıl Ağustos ayı içerisinde gerçekleştirilen 3. Dönemi, beş günlük eğitim şeklinde planlandı. Kamp birbirinden kıymetli hocaların olduğu, keyifli konuların işlendiği, medeniyet kavramından müzik sosyolojisine, makam kavramının kökeninden rebetiko müziğine kadar birçok konunun işlendiği bir programa sahipti.
Assos’un Sivrice koyunda düzenlenen kampın ilk dersi geçmiş dönem kampının video gösterimi ile başladı. Sonrasında ise Müzisyen Cengiz Onural’ın açılış konuşması ve ardından Kültür Bakanlığı İzmir Devlet Korosu Tanbur Sanatçısı Kağan Ulaş, medeniyet ve müzik konuları üzerine sunumunu gerçekleştirdi. Ulaş konuşmasında Sümerlerden itibaren medeniyet kelimesinin kökenine ve oradan Anadolu Edvar geleneğinin gelişimine, 13.yy’da 17 perdeli dizi ve müzik sistemi üzerine çeşitli bilgiler verdi.
Kocaeli Üniversitesi Konservatuvarı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sühan İrden ise, nazariyat tarihi ve makam ontolojisi üzerine bir sunum yaptı. Edvar geleneğinde meşk sistemini ve Edvar’ın ne anlama geldiğini anlattı. İlk günün son dersi olarak “Firkatin aldı bütün neşve-ü tabım bu gece” ve “Bilmem niye bir buseni sen çok gördün” adlı eserler icra edildikten sonra ise her gece yapılacak olan fasılda İstanbul Devlet Türk Müziği Topluluğu’ndan Güzin Değişmez’in eşsiz sesi dinlenerek ilk gün sona erdi.
İkinci günün ilk dersi, Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Onur Güneş Ayas’ın müzik sosyolojisi sunumuyla başladı. Zanaat ile sanat arasındaki ilişkiden bahseden Ayas, sanatların faydalı ürünler verdiğini fakat sanatkârların geçmişte hep bir yerlere bağlı olduğunu ifade etti. Adorno ve Max Weber’den örnekler vererek devam eden sunum bugün müzik endüstrisinin neler dinletmek istiyorsa bunu dinlettiğini ve para temelli bir işleyişi olduğunu ifade etti. Ardından Güzin Değişmez ile klasik eser icrası yapıldı ve meşk sistemi şeklinde ilerleyen icrada eserlerin nasıl okunması gerektiği üzerine bilgiler verildi. Makam müziğinin büyük formlarından biri olan Mevlevi ayini icrası ve makam müziği üzerine katılımcıların soruları ve elbette fasıl ile ikinci günün dersleri sona erdi.
Kampın üçüncü gününde Onur Güneş Ayas, musiki inkılabı ve makam müziği üzerine geniş bir sunum yaptı. “Cumhuriyet’in kuruluşunda Türk müziği neden yasaklandı? Müzikte batılılaşma Cumhuriyet ile mi başladı?” sorularına cevaplar vererek dersi sonlandırdı. Ardından Güzin Değişmez, Kağan Ulaş, Sühan İrden eşliğinde gün boyu klasik eserler icra edildi. Güzin Değişmez formsal tavır ve üslup farklılıkları ile ilgili bilgilendirme yaptı ve gece yine fasıl ile sona erdi. Üçüncü günün fasıl akşamı rebetiko müziğinden oluşan bir dinleti de kampçılara sürpriz oldu.
Dördüncü gün Cengiz Onural’ın sunumuyla ilk derste makam armonisi anlatıldı. Çaykovski’nin klasik armoni kitabından Debussy ve Bartok’un modern kadanslarına kadar örnekler verildi. Tanburi Cemil Bey’in piyano eşlikli kaydından ve Yalçın Tura’nın Türk Musikisi’nin Meseleleri kitabında bu konudaki saptamaları aktarıldı.
Kampın son günü yine Cengiz Onural’ın sunumu “Rebetiko nedir?” başlığıyla başladı. Kendi içinde farklı tarzları olan Rebetiko’nun şiirlerindeki konularından ve Rebetiko örneklerinden ilerleyen dersten hemen sonra klasik eser icrası yapıldı. Gevrekzade Mustafa Ağa’dan Zaharya’dan İsmail Dede Efendi’den ve çeşitli bestecilerden kamp boyunca eserler meşk edildi.
Kampa katılan değerli müzisyenler Erkan Oğur ve Güz Kumpanyası grubunun değerli üyeleri hem muhabbetleri ve hem de icralarıyla kampa renk ve değer kattılar.
Müzik eğitimi alan ve yarının müzisyenleri olacak öğrencilerin kendi alanlarında perspektif kazanabilmesi, sorgulayabilmesi için bu kamplar oldukça önemlidir. Ayrıca müzikte diyalektik bakış açısının yerleşmesi, makam kavramını geniş bir coğrafyada kabul edilmesi ve özellikle halk müziğinin bunun parçası sayılması açısından da oldukça verimli bir kamp gerçekleşmiş oldu.
NOT: Yazıda kampın gün gün verilmesi; eğitim başlıklarının önemi ve müzikte ülkemizi ileriye taşımak için çırpınan, emek harcayan hocalarımızın isimlerinin telaffuz edilmesi gerekliliği üzerine özel olarak tercih edilmiştir. Ayrıca emeği geçen tüm hocalar ve katılımcılara, kampta her türlü desteği sağlayan Cihan Etiz’e de özel olarak teşekkür ederiz.
Gelecek kamp organizasyonu için Perdezen2019 sayfasını sosyal medya üzerinden takip edebilirsiniz.