Yıllarca AKP medyasının çeşitli organlarında iktidar şakşakçılığını yapan ve unutulmaz ‘Kabataş Yalanı’nın mimarlarından olarak bilinen yazar Elif Çakır, bugünkü yazısında “adaletsizlik”ten yakındı.
AKP’li “küskün”lerin gazetesi Karar‘da yazmaya devam eden Elif Çakır, “kanuni”lik ilkesinin öneminden bahsettiği yazısında iktidarın Balyoz, Ergenekon, Askeri Casusluk, Oda TV, KCK gibi Fethullahçı yargı ile birlikte kotardığı tasfiye davalarını hatırlatıp, “Yasalara uygun alınmayan kararların bu ülkeye verdiği zararlar ortada.” diye yazdı.
Ekonomideki sorunlar için “Siyasi irade yürürlüğe koyduğu doğru politikalar ve icraatlarla vatandaş nezdinde güven tazeleyebilir. Yani vatandaşın cebine ateş düştüğünde onu tolere edebilir.” diyen Çakır, yazısını “Fakat devlet vatandaşın vicdanına düşürdüğü ateşi kolay kolay söndüremez. Vicdanlar bir kere yaralandığında tedavisi kolay olmaz… O yüzden devletleri ayakta tutan, devletleri güçlü yapan adalettir. Adaletin olmadığı bir ülkenin ekonomisi uçsa, kişi başına milli gelirde bütün dünya ülkeleri sıralamasında birinci sıraya otursa ne olur?” diye bitirdi.
Çakır’ın bugünkü “Nullum crimen, nulla poena sine lege…” başlığıyla yayımlanan yazısının bir bölümü şöyle:
“Başlığa çektiğim ve neredeyse hukukun amentüsü sayılan bu söz (kanunsuz suç ve ceza olmaz) ceza hukuku biliminin kurucusu olarak kabul edilen ve 1775-1833 yılları arasında yaşayan Alman ceza hukukçusu Anselemo Feurbach’a ait.
Kanunların başka türlü yorumlanmaya açık kapı bırakmayacak şekilde açık, net ve anlaşılabilir olmasını ve geriye yürümemesini gerektiren ‘kanunilik ilkesini’ anlatan Latince hukuki yasal bir terimdir: Nullum crimen, nulla peona sine lege… Türkçesi: Kanunsuz suç ve ceza olmaz.
Kanunilik ilkesi, anayasamızın 38’inci maddesinde şöyle yer alır: Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
Kanunilik ilkesi, bir ülkenin yargı sisteminin düzgün çalışmasını sağlayacak en temel unsurdur. Zira bir ülkenin yargı sistemi düzgün çalışmadığı zaman bunun oldukça yıkıcı sonuçları olur. Çok geriye gitmeye gerek yok, Balyoz, Ergenekon, Askeri Casusluk, Oda TV, KCK gibi davalarda hukuku alaşağı ederek, yasalara uygun alınmayan kararların bu ülkeye verdiği zararlar ortada. Bir ülkenin yöneticilerinin yaptığı vahim hatalar, ülkenin ekonomisini çökertse, siyasi irade yeniden doğru politikalarla ülkenin ekonomisini toparlayabilir ve toplum nezdinde ekonomik krize sebep olan o hükümet vatandaşın nezdinde beceriksizdir vesaire. Siyasi irade yürürlüğe koyduğu doğru politikalar ve icraatlarla vatandaş nezdinde güven tazeleyebilir. Yani vatandaşın cebine ateş düştüğünde onu tolere edebilir. Fakat devlet vatandaşın vicdanına düşürdüğü ateşi kolay kolay söndüremez. Vicdanlar bir kere yaralandığında tedavisi kolay olmaz… O yüzden devletleri ayakta tutan, devletleri güçlü yapan adalettir. Adaletin olmadığı bir ülkenin ekonomisi uçsa, kişi başına milli gelirde bütün dünya ülkeleri sıralamasında birinci sıraya otursa ne olur?
Bu haber en son değiştirildi 15 Ocak 2019 14:53 14:53
İçişleri Bakanlığı, Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere'nin görevden uzaklaştırıldığını duyurdu. 5 Temmuz Cumartesi gözaltına alınan…
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'nda devir teslim töreni yapıldı. Görevi Burhanettin Duran'a teslim eden Fahrettin Altun, "Aileme,…
Eskişehir’deki bir Kuran kursunda çocuklara demir sopayla dayak atıldığı iddiaları üzerine Eskişehir Barosu suç duyurusunda…
MSB, Irak'ın kuzeyindeki bir mağarada metan gazından zehirlenerek hayatını kaybeden 12 askerin durumuna ilişkin açıklama…
Ankara Valiliği'nin Yargıçlar Sendikası'na açtığı dava 20 Kasım'a ertelendi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, "yatay geçişlerinin usulsüz olduğu" gerekçesiyle diplomaları iptal edilen 28 kişi hakkında yürütülen…